sermet@canakkaleolay.com
Bir huzur kenti olarak benimsediğimiz kentimizde görmeye alışkın olmadığımız bazı olaylar hepimizi kaygılandırıp, moralleri bozmaktadır. Birkaç gün önce genç bir kadın cesedinin Sarıçay kenarında çıplak bir şekilde bulunması, kent halkı nezdinde infial yarattı. Bu noktada Çanakkale Polisinin hemen olayın sorumlusunu tespit ederek, adalete teslim etmesi yürekleri ferahlattı.
Alışkın olmadığımız bu tür olaylar sonrasında bozulan moraller için Çanakkale Polisinin bu başarısı adeta ilaç gibi geldi.
Kentimizin huzur beklentilerinin, hep üst seviyede olması nedeniyle daha da hassas yaklaştığımız bu tür olaylar karşısında Çanakkale Polisinin başarılı operasyonu neticesinde moral bulduk.
Bu başarısı nedeniyle Çanakkale Polisini kutlamak gerek. Kendilerine teşekkürlerimizi iletelim.
Ağzı olan konuşuyor .
Bazen öyle kişilerden öyle ifadeler duyuyoruz ki bu kadar da olmaz dedirtecek cinsten.
AKP’li Rize Belediye Başkanının sözlerine ne demeli?
Başkan, ikinci evliliklerin Kürt kadınlar ile yapılarak teröre çözüm üretileceğini, hısımlığın hasımlığı yok edeceği önerisini gündeme getirdi.
Çok isteseniz, bu kadar çağdışı kavramın bir arada savunulduğu böylesi bir tespit geliştiremezsiniz.
Cinsel ayrımcılıktan, etnik ayrımcılığa, medeni kanunumuzdan, kadın haklarına kadar bir çok alanda gerici bu ifadelerin bugün bir belediye başkanı tarafından savunuluyor olması kadar vahim bir durum olamaz.
Yine başka bir alanda, MHP İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi’nin, Çanakkale’yi dikilmesi planlanan Hektor heykeli konusunda yaptığı eleştirileri de anlamak zor.
MHP milletvekili “Bakan Çanakkale`ye Hektor heykeli dikecekmiş. Biz MHP olarak onu yıkıp Çanakkale`ye Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal`in, Seyit Onbaşı`nın, Yahya Çavuş`un heykellerini dikmesini biliriz” demiş.
Bu nasıl bir anlayıştır, hangi mantık ile Hektor heykeli ile ,Atatürk veya Yahya Çavuş, Seyit Onbaşı heykelleri karşı karşıya getirebilir.
Bir dünya kültür mirası olarak kabul edilen Troia’nın kahramanı olarak anılan Hektor noktasındaki bu bağnazlık ancak ‘ağzı olan konuşuyor’ şeklinde açıklanabilir.
Emekliler gününde emekliler yıkıldı.
Emekliler gününde emekliler, iki haber ile adeta yıkıldı.
Bir süre önce emeklilere 1 maaş olarak banka promosyonu verileceği haberlerinin fos olduğu haberine, bir de Anayasa Mahkemesinin haberi eklenince, sefalet koşullarında yaşayan, bir umut dahi olsa güzel haberler için beklentiler içersinde olan yaklaşık 9 milyon emeklinin umutları bir başka bahara kaldı.
Bir ülke, emeklisinin yaşam koşullarını insanca sürdüreceği şartlar ile oluşturamıyor ise, o ülke insanının önünde ciddi görevler var demektir.
Bu ülkeler, çalışanı ile emeklisi ile öğrencisi, işsizi, kadını ile insanca yaşam koşulları için bir araya gelip mücadele etmekten başka alternatifi olmayan ülkelerdir.
Bir emekliler gününde bu gerçeği bir kez daha kavramalıyız.
Sermet ATADİNÇ