sermet@canakkaleolay.com
AKP hükümetinin eğitim sistemini gericileştirmek ve dincileştirmek adına oldukça yoğun çabalar içerisinde olduğunu izliyoruz. Bu politikanın sonuçları da, bir dizi laiklik karşıtı olaylardan başlayarak sapkınlığa kadar varan bir takım üzücü gelişmeler olarak kendisini göstermeye başladı. Bu politikalar toplumun dönüştürülmesi, gericileştirilmesi adına oluşturulan projeleri kapsamaktadır. Son derece bilinçli bir kurgu ile sürdürülmektedir. Bu anlamda eğitimdeki bu gericileştirme çabalarına karşı olmak; çağdaş, ilerici, demokrat, devrimci her insanın sorumluluğudur.
Çanakkale’de de bu konuda hiç hafife alınmayacak işler yapılmaktadır.
Gün geçmiyor ki Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü skandal bir uygulamayla gündeme gelmemiş olsun!
Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü bu ligde üst sıralarda yer alan bir performans göstermekte ve müdür de madalya almaya hak kazanan yöneticiler arasındadır.
Bu konudaki uygulamalarını tekrar edecek değilim, ancak Çanakkale halkının karşı çıkmasına tepki göstermesine rağmen; Merkez Ortaokulunun imam hatip okulu haline getirip 1 yıl sonra yine merkez ilköğretim okulu olarak devam edeceği sözünü vermesine rağmen, bu söz yerine getirilmemiştir.
Söz vermek başka bir şeye benzemez!
Verdiği sözü unutup halkın sesini duymadan gelen milli eğitim müdürü, gerici eğitim politikalarını hayata geçirmek için yalancılıktan beslenen yöntemlere başvuruyorsa; halkın taleplerinin yerine getirilmesinin yolu da tüm bu gerici duvarları yıkmaktan geçer.
Bunun için güçlü bir halk desteği ile var edilen tepkileri örgütlemek gerekir.
“Merkez ortaokulumu istiyorum” talebiyle bir araya gelen duyarlı insanlar Pazartesi günü bir basın açıklaması yaparak bu durumu ve bunun mimarı olarak başrolde olan mili eğitim müdürünü protesto edip, taleplerini yinelediler.
Ancak böylesi talepler için bu kadarlık bir potansiyel, duyarlılık yeterli olamıyor!
Bu basın açıklamasında da aynı sorunun yaşandığına tanıklık etim.
Eğitimin gericileştirilmesi çabalarının en belirgin saldırılarından biri olan bu girişime karşı Çanakkale halkının tepkisi bu denli cılız olmamalıydı.
Bu sorun artık Çanakkale’de bir kangren haline gelmiştir.
Toplumsal bir sorun olarak kendisini hissettiren bu duruma, müdahil olması gerekli güçlerden biri CHP’dir.
Çanakkale CHP’sinin bizzat müdahil olması gerekli böylesi durumlardaki duyarsızlığı artık kabul edilemez noktaya gelmiştir.
Çanakkale CHP örgütü bu konuya el atmaz, partililerini böylesi önemli talepler için seferber ederek gerekli duyarlılığı yaratmadığı sürece gericiliğin kazanımları bir bir çoğalacak, bu durum aynı zamanda CHP’nin siyasal etkisinin gün geçtikçe zayıflamasına yol açacaktır.
CHP halkın talepleri temelinde mücadelenin içerisinde olmazsa siyasi olarak başarı gösteremez.
Bunun için partililerini seferber ederek, böylesi taleplerin arkasında güçlü bir şekilde var olacak bir örgütlenmeyi gerçekleştirmesi gerekir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin bir röportajında dile getirdiği tespitlerin Çanakkale CHP örgütü tarafından iyi değerlendirilmesi ve içselleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şöyle diyor CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ; “Başka kanalları tamamen ortadan kaldıran bir parti devleti, hegemonik bir yapı var. Burada CHP’ye düşen çok önemli iki konu var. Bunlardan biri çok iyi yaptığımız bir konu. Durum tespit etmeyi, kaygıları doğru okumayı ve doğru çözüm önerileri ortaya koymayı iyi yapıyoruz. Tüm araçları da kullanıyoruz. Ama yetmiyor.
Bize bir görev daha düşüyor. O da siyasetin toplumsallaşması ya da esasında muhalefetin toplumsallaşmasını sağlayacak yeni mekanizmalar geliştirmek. Bizim üçüncü yol diye tariflediğimiz de bu. Türkiye’de muhalefetin tabandan gelecek şekilde örgütlenmesinde öncü olma görevi ile karşı karşıyayız”
“Muhalefetin tabandan gelecek şekilde örgütlenmesine öncü olmak!”;
Çanakkale CHP örgütü bu değerlendirmeyi iyi analiz etmelidir.
Peki siz okulunu geri isteyen halkın yanında, Kazdağlarını yok edecek altıncı şirketlerin yok edici faaliyetlerine karşı mücadelenin içinde olmazsanız bunu nasıl yerine getireceksiniz!
Bırakın içinde olmayı partiniz size bu mücadeleyi örgütlemenin öncüsü olma rolünü vermektedir!
Daha ne denilebilir ki !