Çanakkale Bienali ve Görünürlük

2003
Sosyal ve kültürel ilişkileri destekleyen ve zenginleştiren sanat etkinliklerinin, ziyaretçilerin ilgisini ne oranda çektiği konusu da sanatın kendisi kadar önemlidir. Öyle ki çok tartışılmış olsa da sanat asla sadece sanat için değildir. Ziyaretçi etkileşimi ise ancak ziyaretçinin ilgisini çekmekle olur. Bunun da başlıca kuralı aktif katılım sağlamak, yeni deneyimler yaşatmak, etkili şaşırtma yöntemleri uygulamaktır. 
 
Ziyaretçinin etkileşime katılması ise kültürel birikim ve sanata olan ilgiyle ilintilidir. Bu nedenle sanatsal etkinliklerin belli bir zümrenin tahakkümünden kurtularak ziyaretçi ve sanatçı arasında tartışılan doğrudan etkileşim ortamına dönüşmesi önemlidir. Bienaller, kent yaşamında bu konuda önemli potansiyeli olan etkinliklerdir. Bienal etkinlikleri kendi içinde top çeviren bir grubun katıldığı etkinliklerin ötesine geçebilmeli ve kent ile iletişim kurabilmelidir.
 
Bir deneyim sahası olan bienal etkinlikleri, kentte seçtikleri mekansal seçimlerle de etkinliklerini arttırabilmektedirler. Her etkinlikle değişen aktif konular ve yaratıcı ürünler ortaya koyan bienallerin, bileşenlerinin kalitesi ve ortaya koydukları enerji de o denli önemlidir. Kurum, küratör, sanatçılar, belirlenen tema, sanat nesnesi, kent, kamusal alan, mimari ortam ve ziyaretçiler birer bileşen olarak karşımıza çıkar. Bu bağlamda Çanakkale Bienali son dönemde gözle görülür şekilde ön plana çıkmaktadır. 
 
2008 yılından bu yana Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABININ) tarafından gerçekleştirilen ve 2012 yılından bu yana da Troya Kültür Derneği`nin kurulmasıyla kurumsal bir yapıya kavuşan Çanakkale Bienali, 2013 yılında da alternatif bir sanat mekanı olarak Mahal Sanat`ı açmış ve kentin merkezinde kapıları her kesimden insana açık bir sanat alanı haline gelmiştir. 2008`den beri gerçekleşen ve benim de sanatla tek ortak noktam haline gelen Çanakkale Bienali`nin en önemli özelliği ise tek bir mekana bağlı kalmamasıdır. Bu sayede yapılan her etkinlik insanlara farklı sanatsal deneyimler yaşatabilmektedir. Kimi mekanlar (Korfmann Kütüphanesi, Bordo Bina gibi) her bienal sırasında kullanılsa da bu mekanlar her seferinde şaşırtıcı bir şekilde farklılaşmakta ve bienalin temasına göre yeniden tasarlanarak farklı bir hal almaktadır. Bu çabanın mekansal literatür üzerindeki etkisi uzun bir yazının konusu olabilecek boyuttadır. 
 
Çanakkale Bienali sayesinde artık Çanakkale halkı her mekanın bir sanat alanı olabileceğini görmüş ve bu konuda alternatif ve kamusal birçok sanat alanına kavuşmuştur. Mekan seçimi ve düzenleme bienalin kentin okunacak çok sayfası olduğunu yeniden halka göstermesini sağlamaktadır. Bu noktada kentin gelişiminde sanatın rolü ön plana çıkmaktadır. Çünkü Çanakkale Bienali artık kent merkezine özgü bir sanatsal etkinlik olmaktan çıkmıştır. Eski otobüs terminali (yıkılmadan önce) gibi halkın da kendinden bir parça bulabileceği birçok alanı sanatla buluşturan Çanakkale Bienali, bugün bunları aşarak çiftçiye ve köylüye kadar ulaşmayı başarmıştır. 
 
Özellikle Troya Ören Yeri`nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girişinin 20. yılı olan 2018 yılı, Troya yılı ilan edilmiş ve aynı yıl içinde Troya Müzesi açılmış, çevre köylerde de farklı uygulamalara gidilmiş ve Tevfikiye köyü Arkeoköye, Çıplak köyü ise Etnoköye dönüştürülmüştür. Troya Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan`ın da isteğiyle belki de dünyada bir ilk olacak şekilde kazı ekibinin içerisinde bir "Çağdaş Sanat Ekibi" kurulmuştur. Bu ekipte yer alan kişiler aynı zamanda Çanakkale Bienali`ni gerçekleştirenlerdir. Bu durum Çanakkale Bienali`nin bir ayağını Troya`ya, Troya Müzesi`ne ve dolayısıyla da Troya çevresinde yaşayan köylere taşımıştır. Bu sayede Son Troyalılar dediğimiz köylüler dahi bienal ve sanatın izleyicisi olmakla kalmamış bir parçası ve sanatın içinde aktif rol alan bir öğesi haline gelmişlerdir. 
 
2022 yılında 8`incisi düzenlenen Çanakkale Bienali "Birlikte Nasıl Çalışırız" temasıyla gerçekleşiyor. Bu temayla Çanakkale`den Troya ve çevre köylere yayılan bienal, sanatsal birçok eylemle ziyaretçilere yoğun bir aktivite alanı sundu. 
 
Büyüme eğiliminde olan Çanakkale, çok katmanlı bir kültüre ve aynı zamanda dünya kültür ve sanat tarihini etkilemiş bir kent olan Troya ve Troya mitolojisine sahip olması sebebiyle birçok yaratıcı potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Bu potansiyeli iyi kullanan Çanakkale Bienali, anlaşılır bir iletişim modeli kullanmayı başarmış, kent bütünü ile ilişkilerini geliştirmiş, farklı sosyo-kültürel düzeyde kentlileri arasına katabilmiş ve en önemlisi seçtiği mekanlarla halkla bir bütün olabilmeyi başarmıştır.
 
Belki de bunların bir sonraki adımı mobil mekanlarla sanatı en ücra noktalara taşımaktır. Kentin dinamikleri arasında bazı aksaklıklar, sorunlar, iletişim kopuklukları yaşansa da Çanakkale Bienali sürdürülebilir bir yapı olarak kentin geleceği açısından çok ama çok değerlidir ve koşulsuz desteklenmelidir. 

(Fecri Polat)