Çanakkale Belediyesi sansür memuru mu?
AKP Merkez İlçe Başkanı Adnan Öncü, Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un festival kapsamındaki etkinlikleri ile ilgili Çanakkale Belediyesi’ni suçlayarak Yalı Hanı`nda açılan sergi ile ilgili olarak “Ak Parti’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yapılan rencide edici resimlerin haddini aştığını” belirtti.
Mehmet Aksoy, festival programına “İnsanlık Anıtı Ulusal Fotoğraf Yarışması” sergisi ile katıldı. Ayrıca “sanat ve iktidar” konulu bir söyleşinin konuğu oldu. Bu söyleşi ile birlikte bir de karikatür sergisi açıldı. Öncelikle İlçe Başkanı Adnan Öncü’nün belirttiği gibi bir resim sergisi söz konusu değil idi. Karikatürcülere açılan davalar ile ünlenmiş AKP, bu seferde Mehmet Aksoy etkinliği temelinde sergilenen karikatürlerden rahatsız oldu.
Adnan Öncü vasıtasıyla karikatür sanatından duyulan rahatsızlık öyle bir noktaya taşındı ki; bir sanatçının etkinliğine müdahaleye kadar götürüldü.
Bu yetmiyormuş gibi, bir başka saygısızlık daha yapıldı.
Öncü, haddini aşarak birde Çanakkale Belediyesi’nden hesap sorma yoluna gitti.
Çanakkale Belediyesi bir sanatsal etkinliğe aracılık yapmıştır.
Böylesi bir faaliyetin sansür memuru değildir, Çanakkale Belediyesi.
Bu eserler sergilenecek, bu eserler sergilenmeyecek gibi çağdaş olmayan bir tavrın uygulayıcısı olamaz.
Sanatın özgürlüğünü hiçe sayanların sahip oldukları bu kültür, maalesef böylesi müdahaleleri de beraberinde getirmektedir.
Bu ilk değildir, böylesi uygulamalar, sıkça sanata ve sanatçıya karşı hayata geçirilmektedir.
Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtını” ucube olarak değerlendirip yıkan sanata ve sanatçıya düşman bu zihniyet, Çanakkale’de bu olayı konu alan karikatürlere karşı saldırı ile sürmüştür.
Bu yetmiyormuş gibi, Çanakkale Belediyesi’ne saldırıya dönüşen bu çağdışı anlayış; sanatın aydınlık, özgür, insanca değerlerinden ürkenlerin tavrıdır.
Mehmet Aksoy nezdinde AKP’nin sanat düşmanı tavrının Çanakkale versiyonu yaratılmış, aynı zamanda sanatın özgürlüğünün hazımsızlığı da Çanakkale Belediyesi’ne saldırmak ile kendisini göstermiştir.
İyi ki başkalarının yaptığı gibi “tükürürüm böyle sanatın içine“gibi bir davranış sergilenmedi…
Orman Bölge Müdürlüğü’nün tasfiyesi
Almış olduğumuz bilgiler temelinde Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü tasfiye edilerek, Balıkesir ve İstanbul Bölge Müdürlüklerine bağlı yeni bir düzenleme gündemde.
Böyle bir düzenleme için düğmeye basılan kentin % 55’i ormanlar ile kaplı.
Yine sorumluluğunda Kazdağları Milli Parkı ve Gelibolu Milli Parkı olmak üzere iki milli parkı mevcut.
Peki neden?
Yönetim modeli desen değil; çünkü yerinden yönetim noktasında tercihi olan bir yönetim anlayışına sahip yürütme erki.
Ekonomik nedenler desen, Çanakkale Orman bölge Müdürlüğü yılda 10 milyon TL kar eden bir kuruluş.
İnsanın aklı almıyor gerçekten, ama siyaset denilen bir öğütücü mekanizma var ya …
İşte bütün sorun bu mekanizmanın işleyişinde; Çanakkale Orman Bölge Müdürü siyasi iktidar tarafından 7 kere görevden alındı.
Her seferinde hukuk mücadelesini kazanan müdür, tekrar görevinin başına döndü, kendisine karşı yapılan hukuksuz ve haksız girişimlerden yılmadı mücadele etti.
Sen misin, “yüce” iktidarın sözünü dinlemeyen…
Ben de seni tasfiye ederim olur biter…
Yapılmak istenen budur, siyasi iktidar gerçekten kin ve nefret duyguları ile hareket ederek bir bürokratından intikam almak için, yarın önemli riskler yaratabilecek böylesi bir uygulamayı hayata geçiremez.
Yarın, dünya kültür mirasımız olan Kazdağları’nın başına gelebilecek bir felaketin vebali bu uygulamayı yapanların üzerine olur.
Böylesi bir uygulama; sadece bir bürokrattan intikam alma duygusu ile yapılan bu tasarruf hepimize yapılan bir saldırıdır.
Ormanlar en değerli varlıklarımızdır.
Bu konudaki en küçük bir zafiyetin olumsuzlukları tüm yaşamımızı, üstelik sadece bizlerin değil, kuşun kurdun, böceğinde doğal hayatını yok edebilir.
Bu kararın, geri alınması için şimdi herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Özellik ile iktidar milletvekillerinin Çanakkale’ye karşı böylesi bir sorumluğunun olduğu unutulmamalıdır.