Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çanakkale’ye bir haller mi oluyor?

2321

Bir Çanakkaleli olarak kentimizin özgür yapısı, insanlarımızın hoşgörüsü ile hep mutlu oldum. Bunun siyasal yansımalarının da olumlu olduğunu bir tespit olarak gündemde tutarken, uzun yıllar CHP içerinde yöneticilik yapmış bir büyüğümün, referandum ile ilgili Çanakkale değerlendirmeleri ile biraz sarsıldım. Referandumda, evetçi cephenin Ramazan ayında halkın dini duygularını çok iyi istismar ettiğini, bunun üzerine kurulmuş bire bir propagandanın çok etkili olduğunu, özellik ile kendi partisi CHP’nin çalışmalarının yeterli olmadığını, bir hayal kırıklığı yaşanacağını iddia ediyordu eski CHP’li yönetici. Kafamın karışık olduğu zamanlar, sağlığım ile çelişen şeyler yapma gibi kötü alışkanlığım vardır. Beslenme konusunda bana hiç de iyi gelmeyecek kebap yemek ve yanında bir duble rakı içmek için ‘Adana Sofrası’ restaurantının yolunu tuttum.  
İlimizin  özgür yapısı, hoşgörüsü ile bugüne kadar övünç duymuş, insanlarımızın her noktada birbirine karşı saygılı olduğu bir sosyal yapının hakim olduğu bu kentte restaurantta  karşılaştıklarım neticesinde çağdaş olmanın  hiç de öyle kolay olmadığını anladım.
Yılın 11 ayı içki servisi yapan bir restaurantta, Ramazan ayının etkisi ile olsa gerek, rakı  istediğimde “size 15 dakika sonra rakı verelim” tavrı ile karşılaştım.
Saat 21.00 idi
Hadi iftar zamanı desek değil, Ramazan dolayısı ile içki servisimiz yoktur dense bunu da anlarım, 15 dakika sonra ne demekti bunu anlayamadım.
15 dakika sonra belki onların kafasında Ramazan ayında içki servisi için yeni bir kriterdi.
Bakın bunu neden sizinle paylaşıyorum.
Din istismarcıları her alanda sahte ve aldatıcı tarzları ile sahnede, bunları iyi irdelemek lazım.
İçkili restaurant konumundaki bir işyerinin ‘ne yardan ne serden vazgeçmemek’ misali Ramazan ayında kendince geliştirdiği içki servisi için kriter, tarz olarak sahtelik dışında bir şey ifade etmemekte.
İçi ile dışı bir olanlar, inançları temelinde kendi pratiklerini düzenleyenler içki servisi yapmayı Ramazanda uygun görmüyorlar ise, Ramazanda bir çok işyeri gibi işyerini kapatarak kendi içlerinde tutarlı bir duruş sergilerler.
Üç kuruşluk menfaatleri için kendilerini gülünç duruma düşürmezler ve din bezirgancılığı yapmazlar.
İşte tehlike burada, bazı değerlerin istismarı ile pratiklerini belirleyenler, yaşamsal alanda kaos sebebidir.
Eski CHP yöneticisi büyüğümüzün tespitleri şimdi daha bir anlam kazandı benim için.

Çürümüşlük her alanda
Öyle bir çürümüşlüğün içersindeyiz ki; bir sınav bir takım çevrelerin çıkarları için skandala dönüşmekte, ülkemiz layıkıyla  bir sınavı dahi yapamaz duruma dönüştürülmektedir.
Bu sınavın sorularının servis edilmesi konusu ne yazık ki yeteri kadar irdelenmemektedir.
Bu konunun üzerine gidilmelidir.
Bu olayın altındaki organizasyon açığa çıkartırılabilir ise;   ülkemizin içinde bulunduğu durum ile ilgili çarpıcı gerçeklere ulaşılabilecektir.
Bu konunun mağdurları yine zamanı ile parası ile emeği ile bu sınava katılıp iş umudu taşıyan binlerce gencimiz olacaktır.
“Filler tepişir, çimenler ezilir”

AKP İl yönetimini göreve davet ediyorum.
Gelibolu’da ‘HAYIR’ kampanyası temelinde bildiri dağıtan gençler polis tarafından gözaltına alınarak kötü muamele gördükleri iddiasında bulundular.
Referandum öncesi, tamda demokrasi üzerinden tartışmaların yapıldığı böylesi bir ortamda bu olay noktasında alınacak tavır, özgürlükler açısından son derece önemli.
Baskıcı, anti demokratik uygulamalara karşı olmak, bu tür uygulamalar kimden gelirse gelsin tavır almak, özgür ve demokratik gelişim için vazgeçilmezlerin başında gelir.
AKP İl Yönetimi demokrasi ve özgürlükler noktasında samimiyetini gösterebilecek mi?
Bu iddialar karşısında nasıl tavır alacak, hep birlikte göreceğiz…

Sermet ATADİNÇ