Çanakkale’de kazanan CHP…
Yüksek tansiyon ile süren seçim kampanyası sonrasında seçim sonuçlandı, sonuçlar ortaya çıktı. Gelişim trendi itibarıyla seçim sonuçları değerlendirildiğinde farklı bir analizin yapılması gerekmektedir. Çanakkale’de ve ülke genelinde her ne kadar birinci parti AKP olsa bile Çanakkale’de seçimin galibi CHP, ülke genelinde de Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu olmuştur. Seçimler öncesi siyaset mühendisliği noktasında yapılan analizler itibarıyla MHP baraj altında kalmamış olsa bile, Çanakkale’deki gerçekleşmeler siyaset mühendislerinin analizlerine uygun bir paralellikte gerçekleşmiştir.
MHP, Çanakkale’de önemli ölçüde oy kaybederek; milletvekili çıkaramamıştır.
MHP’nin bu kaybı AKP hanesine yazılmış, tamda bu oranda Çanakkale’de AKP bir artış yakalamıştır.
Kaset skandalı ile MHP oylarının azalmasını, yine milliyetçi bir söylev ile MHP tabanını etkileme noktasında hareket eden AKP genelde bu hedefine ulaşamasa da; Çanakkale’de bu noktada başarılı olmuştur.
CHP’nin Kılıçdaroğlu ile yakalamış olduğu gelişim ve büyüme potansiyeli tartışılıyor olsa da; Çanakkale’de CHP oylarının artış oranı itibarıyla olumlu bir gerçekleşmenin olduğu söylenebilir.
Tabii ki bu genel yaklaşımların dışında sonuçları etkileyen yerele ilişkin bazı önemli olguların olduğu da göz ardı edilmelidir.
Siyasi partilerin performansı, siyasi çekişmelerden uzaklaşmış birlik içersindeki yapıları ile çok yakından ilgilidir.
MHP bu disiplini sağlayamamış, bir de buna dışarıdan bir aday eklenince örgüt olarak performansı yok olan bir parti olarak; ortaya böyle bir sonuç çıkmıştır.
CHP ise parti içinde çeşitli sorunları olan bir parti iken; aday belirleme noktasında belirlediği demokratik tarzı ile bu konudaki sıkıntılarını aşmıştır.
CHP içerisinde muhalif olan grubun da bu konudaki tavrı önemlidir.
Bu grup bu süreçte Ali Sarıbaş’ı desteklemek dışında agresif bir tavır almayarak parti içindeki sorunların seçim öncesinde gelişmesine fırsat vermemiştir.
Bundan sonrası içinde MHP örneği acı bir örnek olarak herkesin önündedir.
Bugüne kadar CHP içinde bir grup olarak hareket eden bu kesim, bundan sonrasında uzlaşma ve demokratik işleyişin geliştirilmesi noktasında birleştirici olmak zorundadır.
Her ne kadar seçim sonuçları sonrasında tepkileri ile bir olumsuzluk yaratmış olsalar da, CHP’nin içersinde bulunduğu durum artık başka gerçeklikleri dayatmaktadır.
Bugüne kadar kendi hedefleri ile var olamayan, eklemlenen bir tarz ile siyaset yapan bu grubun bundan böyle siyasi mücadelenin daha aktif ve etkili öğesi olması Çanakkale CHP’nin gelişimi için önem kazanmıştır.
Önümüzdeki yerel seçimler açısından bunlar son derece stratejik konular olarak gündemdedir.
AKP Çanakkale’de oylarını arttırmış gözükse de; yerel seçimler açısından şu andaki sonuçlar temelinde sıkıntılı bir görüntü vermektedir.
Bölgeler itibarıyla baktığınız zaman, şu andaki dengeler itibarıyla mevcut potansiyelini koruyabilecek matematiksel dağılımdan uzaktır.
AKP, ülke çapında oyunu artırmasının getirmiş olduğu avantajı Çanakkale için kullanamamaktadır.
Gerekli önlemlerini almaz ise yerel seçimler itibarıyla da alacağı sonuçlar, bugününü arar noktada olacaktır.
Bu noktada belirleyici olacak kişilerin başında Mehmet Danış gelmektedir.
Fakat Danış bugüne kadar Çanakkale’de kucaklayıcı olamamıştır.
Daha ilk günden yaptığı bir değerlendirme “Çanakkale AKP’li olmuştur” tespiti ile ‘çoğulculuk’ yerine, ‘çoğunculuk’ anlayışı ile hareket eden bir tarzı, bu kent kabul etmez.
Demokrasi çoğulculuktur.
Ben çoğunluktayım, istediğimi yaparım anlayışı olan ‘çoğunculuk’ demokratik bir yöntem değildir.
Bir ‘bakan’ olma yolunda ilerleyen vekilimiz artık daha itinalı yaklaşacaktır.
Tüm bunların dışında, bu nokta bir tarz meselesidir.
Hele bir de ekibinde olayları, analiz etmeden eleştirmek için eleştiren örgüt yöneticileri oldukça bu iş zaten olmaz.
Genel siyasetin başarılısı; emek, demokrasi, özgürlük bloğu
22 milletvekili sayısını 36`ya taşıyarak gelişim ivmesini en üst düzeye taşıyan emek, demokrasi ve özgürlük bloğu özellik ile Kürt sorununun barışçı çözümü noktasında bütün Türkiye’de bir heyecan yaratmıştır.
Bu gelişme aynı zamanda; AKP’nin anti demokratik, baskıcı, Kürt sorunu inkâr eden, gençlerin kadınların, emekçilerin sorunlarını görmezlikten gelen AKP hükümetinin uygulamalarına karşı da gelişen tepkinin bir ifadesi olmuştur.
Blok bundan sonraki süreçte sadece Kürt sorunun barışçı çözümü dışında, bir bütün olarak demokrasi noktasında beklentiler oluşturan bir yapı olarak demokrasi güçlerinin güçlü bir temsilini yaratmıştır.
Bugüne kadar CHP’nin, AKP karşısında geliştiremediği muhalefet noktasında halkın beklentilerinin adresi Blok olmuştur.
Yeni dönem de demokratik halkçı bir anayasa ile, emek demokrasi barış ve özgürlükler konusunda atılacak adımlar konusunda Blok bileşenlerinin katkıları önem kazanmıştır.
CHP, Kılıçdaroğlu ile yeni CHP konusunda ne kadar başarılı olmuştur konusu tartışılmaktadır.
CHP’nin yeni dönemdeki hedefi; bu konuda kendisini kamuoyuna daha iyi ifade edecek bir pratik ile hareket etmesi olmalıdır.
Böyle bir gelişme demokrasi güçlerinin gelişimine destek verir,aynı zamanda demokrasi güçlerinin mücadelesi de CHP’nin bu gelişimine ivme kazandırır.
CHP bu konuda ne kadar samimi olacak, ne kadar verimli adımlar geliştirecek bunu izleyeceğiz…
AKP her ne kadar seçim sonrasında yapmış olduğu değerlendirmede, 2007 yılında olduğu gibi sadece kendisine oy verenlerin değil bütün Türkiye’nin partisi olacağına dair sözler verse de; bu konuda özellik ile son zamanların pratikleri itibarıyla inandırıcılığı konusu tartışılır noktadadır.
Bugünden itibaren oluşan yeni dengeler ile, siyasal gündemin daha da yoğunlaşacağı yeni bir sayfa açılmıştır.