Camdan milli güvenlik
Şişe cam işçilerinin grevi “genel sağlık ve milli güvenlik” gerekçesiyle hükümet tarafından ertelendi.
Gerekçeye bak; gel de çık işin içinden
Cam işçilerinin grevinin milli güvenlik gerekçesiyle ertelenmesi ülkemizde emek mücadelesine ilişkin çok önemli mesajları bağrında taşımaktadır.
Öncelikle ‘12 Eylül askeri faşist darbesi bugün hala varlığını sürdürmektedir’ tespitinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gördük.
12 Eylül askeri darbesiyle gündeme gelen grev yasaklamaları bugün hala geçerliliğini sürdürüyor.
Son günlerini yaşayan iki darbe eskisi paşanın yargılanması sorunu değil ,12 Eylül ile hesaplaşmak
12 eylülün demokrasi, özgürlükler, insan hakları, emek mücadelesi alanında getirmiş olduğu her türlü engel kaldırılmadıkça; 12 Eylülle hesaplaşmaktan kimse bahsetmesin.
Yoksa işte böyle; zücaciye dükkanına fil sokanlarla, milli güvenlik gerekçesiyle grev erteleyenler aynı duruma düşerler.
6 bine yakın işçinin açlık sınırı altındaki ücret seviyesine karşı çıkmak, iş güvenliği ve işçi sağlığı noktasındaki talepleri için çıktıkları greve bile tahammül edilememiş, sözde milli güvenlik gerekçesiyle bu grev ertelenmişse kapitalist sistem ciddi bir sıkıntı içersinde demektir.
Bu grevin dalga dalga diğer sektörlere de yayılması en büyük korkularıdır.
Yasaklanan grev ile patronlar devre dışı kalmış hükümet devreye girmiş böylece hükümetin de gerçek yüzü ortaya çıkmıştır.
Siyasal iradenin böylelikle kapitalist sistemden yana tercih koyduğunu, sermayenin çıkarlarını koruduğunu, milli güvenlik gerekçesiyle ertelenen bir grevin aynı zamanda mili irade diye yutturulan gerçeğin sermayenin iradesi olduğunu ortaya koymuştur.
Ertelenen bu grev bütün işçi sınıfının grev hakkına karşı alınmış bir karardır.
Ertelen bu grev tüm emekçilerin haklarına karşı indirilmiş bir darbedir.
Şimdi işçiler emekçiler bu yasağı boşa çıkarmak adına birlik içersinde yeni grevler örgütleyerek bir genel grev havasında bu yasaklamayı boşa çıkarmak zorundadırlar.
Çünkü bugün cam işçilerine yapılan bu uygulama yarın başka sektördeki işçiler içinde aynı şekilde uygulanacaktır.
Değil mi ki, siyasal irade sermayenin hizmetinde olduğunu açık bir şekilde göstermiş patronları devreden çıkararak direkt işçilerin hak arama mücadelesine karşı tavır almışsa bundan böylede işçiler karşılarında siyasal iradeyi bulacaklardır.
İşçiler emekçiler açısından buradan çıkarılacak bir başka sonuç vardır.
Emek mücadelesi aynı zamanda siyasi bir mücadeledir.
Greve çıkan işçiler direkt olarak karşılarında hükümetin almış olduğu kararları buluyorlarsa, işçilerin mücadelesi de hükümeti hedef almak zorundadır.
Bugüne kadar sürdürülen ‘siyasete bulaşmayın’ telkinleri kocaman bir yalan olup, tam bir aldatmacadır.
Ne yazık ki sistemin can simidi olmuş bazı sendikaların da en büyük argümanı zaten bu olmaktadır.
Gökhan bekleneni yaptı
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan birbirleriyle kavgalı iki iş adamını barıştırarak Çanakkale halkı üzerinde yaratmış olduğu imajı bir kez daha tazeledi.
Bu girişimin iki işadamının barışmasından da öte Başkan Gökhan’ın üstlendiği görev noktasındaki beklentiler konusunda var olan çıtayı biraz daha yükseltmesi boyutuyla taşıdığı önemi belirtmek isterim.
Çanakkale halkı kavgadan ziyade barışı, karşılıklı anlayışın hakim olduğu, sorunların medeni bir şekilde halledildiği bir ortamı arzuluyor.
Böylesi bir gelişim için halkın temsilcisi başkanın bu konuda sorumluluk alması, bu konudaki teşviklerinin değerli olduğunun altını çizmek isterim.
Ülgür Gökhan bugüne kadar ki bu alandaki yaklaşımı ile göz doldurmuştur.
Fakat bu durum kendisine yöneltilen haksız, tertip ve yalan mekanizması ile kurgulanmış itibarsızlaştırma girişimlerine karşı sessiz olması anlamı taşımaz.
Özellikle siyasi alanda kendisine dönük böylesi girişimlerde bulunan kesimlere karşı almış olduğu tavizsiz uzlaşmasız tavrını da ayrıca değerli bulduğumu belirtmek isterim.
Bu arada almış olduğum bilgiler temelinde iki işadamının barıştırılması olayında bir barış avukatının da devrede olduğunu öğrendim.
Kendisini de ayrıca tebrik ederim.
Yine de siz siz olun, kimseyle kavga etmeyin barışı, uyumu elden bırakmayın.
Yine orantısız zeka
ODTÜ öğrencileri mezuniyet töreninde yine orantısız zeka örnekleri ile orantısız güç kullananlara en güzel cevabı verdiler
Orantısız güç görevlileri orantısız zeka ürünü olan pankartlara saldırıp, onları toplamaya çalışsalar da ODTÜ öğrencisi yine geleneklerine sahip çıktılar.
Orantısız güç ile kendilerini engellemek isteyenleri yine bertaraf ettiler,mesajlarını tüm Türkiye’ye ilettiler
ODTÜ Jeoloji Mühendisliği:”biz o kömürü 301(?)kişi öldür diye bulmadık #Soma “
ODTÜ Matematik:”Biz de sıfırladık babacığım”
ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği:”Bunca yıl metalurji diyemediniz, şimdi Ekmeleddin deyin bakalım!”
ODTÜ Kimya:”Ölüm hiçbir mesleğin kimyasında yok,Somayı unutma”
“Reza`nın kapatamadığı cari açığı biz nasıl kapatalım?”
“Direnmek ODTÜ`nün fıtratında var”
“Ayakkabılarımızı çıkaralım mı? DEVRİM kirlenmesin”
“Faili meşhur Cinayet` SOMA”
“İşçiyi taşeron öldürür”
“Her çocuk güzeldir hele 15 yaşında"