Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Cambaza bak taktiği ile hırsızlıkları gizlemek

1512
Ortalığa saçılmış onca hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk, hukuksuzluk, kirlilik varken; seçimlere 3 gün kala yeni bir propaganda pompalanmaktadır.
‘Bu seçimler yereldir’ yaklaşımıyla adeta hırsızlıkların, yolsuzlukların üzeri örtülmeye çalışılmaktadır.
Bu anlayış ne yazık ki demokrasiden nasibini almamış, son tahlilde hırsızlıkları, yolsuzlukları gizlemeye dönük çabaların postmodern halidir.
İdeolojik olarak aynı siyasal hattan beslenen bir siyasal partinin yereldeki temsilcilerini hırsızlıklardan, yolsuzluklardan nasıl soyutlayabiliriz ki?
Proje fetişizmiyle karşımızda olanlar için, siz ‘bunların projelerine bakın’ demek cambaza bak politikasından başka bir şey değildir.
Bir kentin kaynaklarının yönetecek bir ekibi, siyasal partilerinin genel değerlendirilmesinin dışında düşünmek veya böyle bir algı yaratmaya çalışmak kelimenin tam anlamıyla saflıktır.
Aynı ideolojik hattan beslenen bu insanları, yok ‘bizimkiler iyidir’ mantığı ile nasıl ayrıştırabilir ve buradan hareketle ‘bu yerel seçimdir’,siz bakmayın mensubu oldukları partinin hırsızlıklarına diyebilirsiniz!
Bu girişimin bir başka garip yanı; yerel demokrasiyle, yereldeki özgürlüklerin geliştirilmesiyle bağlantı kurularak meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır.
“Bu seçimler yereldir” siz adayların size söylediklerine göre hareket edin mantığı ile propaganda yapanlar demokrasi kavramını tamamıyla ayaklar altına almaktadır.
Demokrasi temsil edilen sınıfların çıkarlarına göre şekillenmiş bir yönetim biçimidir.
Sermayenin hizmetinde olan bir siyasal ideolojinin temsilcilerinin yerel yönetim uygulamaları buna uygun olacaktır.
Kentin imkanlarının yandaşlara peşkeş çekildiği bir yerel yönetim tarzı, sermayenin temsilcileri için kaçınılmaz bir gerçektir.
Sermeye temsilcilerinin süslü püslü bazı projeler ile kent halkının karşısına çıkmaları onların gerçek niteliklerini değiştirmez.
Yerel yönetim süreçlerinde proje konusu belirleyici bir kriter değildir.
Tamamıyla teknik bir konuyu sürekli kent halkının kafasına kakmak,yerel yönetim kavramının esası olan kentin yönetimini; hangi amaçla, kimler için, hangi yöntemlerle gerçekleştirileceği disiplinini de gizlemenin bir başka yoludur.
Sanki seçeceğimiz belediye başkanı hem mimarlık yapacak, hem şehir plancılığı, hem inşaat mühendisliği hem makine mühendisliği, hem de endüstri mühendisi görevlerini üstlenecektir.
Böylesi bir yaklaşımla tercihlerimiz için, projeleri yarıştırmamız sürekli önümüze sürülmektedir.
Halbuki yerel yönetimin görevi; halkın yönetime katıldığı mekanizmaları yaratarak kentin öncekilerinin belirlendiği bu önceliklerin teknik olarak çözümlerini yapıp, işte bu aşamada proje konusu devreye girmektedir ki, teknik bir ekibin çözüm üretip, yine halkın onayı ile yaşama geçirileceği ve her türlü denetim ve kontrol mekanizmalarının yaratıldığı şeffaf ve denetlenilebilir süreçleri yaratmaktır.
Bu sürecin kendisi aynı zamanda demokratik mekanizmaların yaratılmasını zorunlu kılar.
Yerel yönetim süreçleri her zaman “kentler halkındır” ilkesi ile hareket ederek her türlü çözümünü halkın çıkarlarına ve onların tercihlerine göre belirler.
Bu süreçte yoksulların ihtiyaçlarını öncelikli olarak ele alıp, kadınlar gençler ve engelliler için pozitif ayrımcılık temelinde politikalar uygulanmalıdır.
Böylesine bir yaklaşım içersinde olabilmek ideolojik olarak durduğunuz hattın özellikleri ile yakından ilgilidir.
Temsilcisi olduğunuz siyasal hat ;hırsızlıklarla, yolsuzluklarla anılıyorsa “biz başkayız” demekle gerçekleri değiştiremezsiniz.
Hele “bu yerel seçimdir” gibi bir yaklaşımla bunu hiç sağlayamazsınız.
Kentler halkındır, kentin kaynakları sermayenin rantı olarak kullanılamaz, ideolojik konumları gereği sermeyenin hizmetinde olanlara kent yönetimleri teslim edilmemelidir.
Çanakkale, hırsızlıklar, yolsuzluklarla özdeşlemiş bir siyasal partinin temsilcilerine teslim edilecek kadar değersizleştirilemez.
O zaman “devam et” diyerek, tercihlerimizi ona göre oluşturmak zamanıdır.
‘Cambaza bak’ kandırmacılarının oyununa gelmeyelim, cambaza bakarken kentimizin kaynaklarını rantçılara teslim etmeyelim.
Kentimizde yeni Reza Zarrap’lar yaratmayalım…