sermet@canakkaleolay.com
Hilton Oteli için verilen imar izni konusunda bazı kesimler Kent Konseyini topa tutmuşlardı.
Ancak şimdi görüyoruz ki; Kent Konseyi ,”Sahiller hepimizin” çalışma grubunun raporu, sorunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
İşte asıl sorun şimdi başlıyor; bundan sonra ne olacak, bu kararın karşılık bulması, bir yaptırıma dönüşmesi nasıl sağlanacak.
İşte bütün mesele bu!
Kent Konseyini, belediyenin arka bahçesi olarak görenler bakalım şimdi ne yapacaklar.
Herhalde şimdi onlar bu mücadelenin en önünde olacaklardır!...
Hilton ile ilgili olarak geldiğimiz nokta son derece öğretici bir gelişme olarak gündemimizdedir.
Böylece katılımcılık ve halkın iradesinin nasıl karşılık bulacağına ilişkin örnek bir vaka yaşıyoruz.
Bu konuya ilişkin daha evvel yazmış olduğum bir yazıda sorunun esas olarak kent konseylerinin niteliğine ilişkin bir durum olduğunu AKP hükümetinin düzenlemeleriyle kent konseylerinin neoliberal uygulamaların bir payandası durumuna dönüştürüldükten sonra asıl inisiyatifin kentlilerin bizzat kendi elerinde olduğunu belirtmiştim.
Ancak bu durum kentlilerin kent konseylerinde gündeme getirilen konulara sahip çıkmaması anlamına gelmez, bizzat kent konseyinin bürokratik mekanizmalarının sınırları dışına çıkarak, kamusal hayata ve ortak yaşama ilişkin halkın muhalefetini geliştirdikleri ölçüde, dönüştürücü bir etki yaratmak temel alınacak yaklaşım olmalıdır.
Şimdi tamda böyle bir durum ile karşı karşıyayız.
Öncelikle Kent Konseyi “Sahiller hepimizin” çalışma grubunun raporunun 27 Ağustostaki genel kuruldan geçirilerek kent konseyi iradesi olarak tescil edilmesi sağlanmalıdır.
Sonrasında Çanakkale Belediye Meclisinin almış olduğu bu karar için hukuk yolarına başvurulmalı, bununla birlikte belediye meclisinin bu karardan vazgeçmesi için belediye meclisine baskı yapılmalı, bu iradenin görünür olması sağlanmalıdır.
Çanakkale Belediye Meclisi halkın bu iradesine karşı nasıl bir yaklaşım içersinde olacaktır, bunu hep birlikte göreceğiz.
Aynı zamanda ülkemizdeki demokrasi kalitesini de bir kez daha sınama imkânına sahip olacağız.
Çanakkale Belediye Meclisi yönetmelik tüzük ve kanunlar gereği yapılacak bir şey yoktur diyebilir yada halkın iradesine saygı gösterip, katılımcılık ilkesini biraz olsun içselleştirmişse halkın karşı çıkmasını dikkate alarak gerekli düzenlemeleri yapabilir.
Bu gelişmeleri belirleyecek kriter halkın göstereceği duyarlığın gücü olacaktır.
Şimdi Kent Konseyi “Sahiller hepimizin” çalışma grubunun raporunun hep birlikte arkasında durup raporda belirtildiği gibi; İl Özel İdaresi yerine yapılmak istenen “Hilton Oteli projesi”nin, müştereklerimiz olan “Çanakkale Kent Eylem Planı (KEP) içeriğine, “Çanakkale Kent Seçmen Beyannamesi” ilkelerine, “Anayasa”ya ve “Avrupa Kentsel Şartı”na uygun bir proje olmaması itibarıyla tavır alınması bir yurttaş sorumluluğudur.
Bu karşı duruş adına harekete geçmek, aynı zamanda Çanakkaleliler açısından bir sınav olacaktır.
Tepkimizi geliştirebilirsek sonuç alabiliriz.
Kent Konseyini belediyenin arka bahçesi olarak değerlendirenlere şimdi çok daha fazla sorumluluk düşmektedir.
Bakalım göreceğiz; bu işler sosyal medya sayfalarından atıp tutmaya benziyor mu?