Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Büyüksün Çarşı

1208
12 Eylül askeri faşist darbesinin 34. yılında faşist darbenin özüne uygun tam bir ironi yaşamaktayız.
Bir taraftar grubu olarak gönüllerde taht kurmuş Çarşı, meğerse darbeciymiş!
İnsan ister istemez sormak zorunda kalıyor; acaba kaç kişiyi işkenceden geçirdi Çarşı Grubu, kaç gencimizi idam etti, hangi sendika ve sivil toplum örgütlerini kapattı, hangi gazetelerin yayınına son verdi, hangi kitapları toplattı, kaç kişiyi cezaevlerine tıktı.
12 Eylül askeri faşist darbesiyle özdeşlemiş insanlık düşmanı demokrasi ve özgürlükler karşıtı bu uygulamaları unutturmak mı istiyorsunuz?
Yok öyle, şimdi Çarşı var.
Onları yargılayarak darbe hukukunu kendilerine zemin yapanlara Çarşı’nın bir çift sözü var;”Çarşı darbeye de karşı” bunu da öğreneceksiniz. 
12 Eylül darbe hukukunun 34 yıldır bu ülkede varlığını sürdürdüğüne bir kez daha tanık oluyoruz.
Paralelci de olsalar, üçgen de olsalar bu böyle.
Sonuç; yaratılan sahte delillerle, hukukun ayaklar altına alındığı türlü türlü operasyonlar.
12 Eylül’den kalma 2 generalin mahkum edilmesiyle 12 Eylül darbesiyle hesaplaşılmış olmuyor.
Bu ülkede Çarşı Taraftar Grubu’ndan “darbeci” çıkarılmaya çalışılıyorsa hala 12 Eylül darbe hukuku varlığını sürdürmektedir.
12 Eylül darbe hukukuyla kesin çizgileriyle hesaplaşmak, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin kazanımlarıyla olacaktır.
12 Eylül darbesinin getirmiş olduğu, bugün hala varlığını sürdüren anti demokratik uygulamalar ile hesaplaşmadan faşist darbenin halk üzerinde kurduğu baskı mekanizmasından kurtulma şansı yok.
Kapitalist sistem içine düştüğü krize rağmen varlığını sürdürmek adına, öncelikle bu sisteme karşı koyacak başta işçi sınıfı olmak üzere halk kitlerini etkisiz hale getirmek için 34 yıldır aynı yöntemleri kullanmaktadır.
Bakmayın siz, bu süreçte farklı hükümetlerin siyasi iradenin temsilcisi olarak farklı motiflerle görev yapmalarına.
İşin özü hep aynı; bir avuç sermaye sınıfının düzenlerini sürdürmek adına emekçilerin sömürülmesi, baskılanması, özgürlüklerinin gasp edilmesi her türlü şiddet uygulayarak gelişen tepkinin engellenmeye çalışılması.
12 Eylül 1980’den beri yaşananlar böyle.
Yoksa çarşı taraftar grubu neden darbe yapmak gerekçesiyle müebbet hapis cezası istemiyle yargılansın ki?
Sadece unutulan bir şey var; Çarşı halktır.
12 Eylül’ün 34. yıl dönümünde 12 Eylül askeri darbesini ve gelinen süreci anlamak açısından bundan daha güzel bir olay yaşanamazdı.
Darbeci hukukun karşısında demokrasi ve özgürlükler için şimdi hepimiz Çarşı’yız.
 
Nede olsa bilişim çağındayız.
 
12 Eylül askeri darbesiyle fiilen uygulanan sansür aynı mantık ile günün ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendiriliyor.
İçinden her şeyin çıktığı torba yasa ile sansür ve baskının yeni hali formatlandı.
AKP iktidarının internet yasaklarını düzenleyen yasada yaptığı değişiklikler ile  “yeni Türkiye”de internet fişlemesi ve sansürün önü açıldı.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) erişim engelleme kararı verdiği durumlar içinde “milli güvenlik ve kamu düzeninin bozulması” gibi tartışmalı ve ucu açık yeni bir tanımlama yapılırken, kullanıcıların internette ne yaptıklarını kayıt altına alan trafik bilgilerine de mahkeme kararı olmadan erişebilecek.
TİB’in MİT bünyesine devredilmesi konusunda Bakanlar Kurulu’nda çalışma yürütüldüğü bir süreçte TİB ve TİB Başkanı’nın olağanüstü yetkilerle donatılması dikkat çekerken, söz konusu düzenleme şunlara neden olacak:
 Değişiklikle daha önce ancak bir suç soruşturma ya da kovuşturması kapsamında mahkeme kararıyla talep edilmesi halinde erişilebilen trafik bilgisine TİB’in sınırsız bir şekilde erişmesi sağlandı. Bu tam anlamıyla internet ortamında yapılan her türlü bağlantı ve kullanım bilgisinin TİB’in denetimi altına girmesi anlamına geliyor.
 TİB, internet kullanıcılarının hangi IP adresiyle, nereden, ne zaman, ne kadar süre ile hangi internet siteleri ya da internet hizmetlerine erişim sağladığını, hangi kişilerle hangi şekilde (elektronik posta, diğer anlık mesajlaşma programları ya da internet üzerinden sesli konuşma programları) iletişim kurduğu bilgilerine erişebilecek.
TİB’in erişim engellemesi kararlarına dayanak olan kategoriler arasında ucu açık yeni bir tanımlama yapıldı. Buna göre TİB, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması amacıyla TİB Başkanı’nın talimatıyla herhangi bir internet sitesine erişimi engelleyebilecek. Her türlü yoruma açık olan yeni kategori kapsamında pek çok internet sitesine erişimin engellenmesi gündeme gelebilecek.
Hoş geldin; Kenan Evren’in yeni versiyonu aracılığıyla  sansür ve yasaklamalar…
Ne kadar da özgürüz değil mi?
 
Çanakkale yine örnek oldu
 
IŞİD teröründen canlarını kurtarmak için ülkemize sığınan Ezidi vatandaşlar için Çanakkale Belediyesi öncülüğünde kentin çeşitli sivil toplum örgütlerinin katıldığı yardım kampanyası ile toplanan yardımlar Sur Belediyesi aracılığıyla son derece zor koşullar altında yaşamak zorunda olan Ezidi vatandaşlara ulaştırıldı.
Bu dayanışma Çanakkale adına gurur verici bir davranış olmasına rağmen, insanlıktan nasibini almamış bazıları insanlık adına hayata geçirilmiş onurlu davranışı itibarsızlaştırmak, özelikle Çanakkale Belediyesini karalamak adına bazı girişimler içersinde oldular.
Bu girişimler her daim lanetle anılacaktır.
Çanakkale bundan böyle de  kardeşlik ve barış adına böylesi sorumluluklara daha çok imza atacak, kentin çağdaş değerleri böylece ete kemiğe bürünecektir.
Nerede bir insanlık dramı, nerede  insanlık adına bir sorun varsa Çanakkale halkı her zaman orada olacak dayanışmasını gösterecektir.
Yardım kampanyası ile aynı zamanda bu bilincin gelişmesinin önünü açan, destek veren, emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürlerimizi iletiriz.
Özellikle Çanakkale Belediyesi’nin böylesi bir vizyona sahip olması kentimiz adına gurur vericidir..
İnsanlıktan çıkmış birkaç zevat attıkları çamur altında bir gün kendileri kalınca onları yine insanlığın bu değerleri kurtaracaktır.
Bu kent böyle bir kenttir; çağdaş kent olarak Çanakkale her türlü dezenformasyon çabasına rağmen kardeşlik ve dostluk yolunda kararlı bir şeklide yolculuğunu sürdürecek daha bir çok kardeşlik köprüleri kurarak örnek bir kent olmanın onurunu yaşayacaktır.