sermet@canakkaleolay.com
Bu seferki mesaj; herkesi çileden çıkaran, vatandaşların mesaj almamak için her türlü çabaya başvurmasına rağmen yine de rahatsızlık vermeye devam eden propaganda mesajlarından değil. "Nerden tutsan elinde kalıyor!"başlığıyla yazdığım, BülenTuran'ın G20 toplantısına ilişkin değerlendirmelerini ele aldığım yazım ile ilgili olarak Bülent Turan'ın bizzat bana gönderdiği mesaj. Yazımda dile getirdiğim siyasi analizler için "önyargıdan olsa gerek,körlük derecesine varan çelişkileri, siyasi terim kargaşalarını bir yana bırakıyorum " şeklinde değerlendirme yaptıktan sonra yazımın hakaret içerdiğini mahalle ağzıyla yazıldığını anlatan bu mesaj sonrasında Bülent Turan'a benim de bir mesajım olacak.
Bülent Turan’ın, yazmış olduğum yazı için hakaret içerdiğini söylemesi benim açımdan sadece okuyucularıma karşı duymuş olduğum sorumluluk anlamında bir değer taşımaktadır.
Ben savunduğum düşüncelerimi hiç bir şekilde hakaret, yok sayma, ötekileştirme, manipülasyon ve komplolara başvurma gereği duymadan, kimseyi rencide etmeden, kişisel olumsuzluklularını dayanak yapmadan tüm çıplaklığıyla gerçekleri ortaya koyarak savunur ve yazarım.
Bu yöntemler siyasetini yalan dolan, sahtekârlık, yolsuzluk, haksızlık, yalakalık üzerine kuranlar için geçerlidir.
Bunun değerlendirmesini de okuyucularımız çok net bir şekilde yapmaktadırlar.
Ben tüm okuyucularımın ““Nerden tutsan elinde kalıyor!” başlıklı yazımı bu gözle bir kez daha okumalarını rica ediyorum (http://www.canakkaleolay.com/Nerden-tutsan-elinde-kaliyor--30876)
Şimdi Bülent Turan tarafından yapılacak bir şey var; hakaret içerdiğini söylediği bu yazım için derhal savcılığı başvurmalıdır.
Böylece kendisiyle bu konuda hesaplaşma imkanını bulacağım için; kendisine şimdiden teşekkür ederim.
Böylesine bir mesajın bana iletilmesinin nedeni ayrıca değerlendirilmesi gerekli bir konudur.
İfade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, vatandaşların sosyal medyada dile getirdikleri çeşitli görüşler için hakaret suçlaması üzerinden açılan soruşturmaların yoğunlaştığı, medya üzerindeki baskıların gün geçtikçe şiddetlendiği koşularda Bülent Turan’ın bu mesajı eleştirilere tahammülsüzlüğün bir başka göstergesidir.
Aynı zamanda, aba altından sopa gösterme mantığının işletildiği bir yaklaşımdır.
Milletin vekili olduğunu söyleyenler kendilerine yöneltilen eleştirilerden rahatsız olmayacaklar, hele bu eleştirilerin içeriğini göz ardı etmek adına başka mecralar üzerinden,( en kolayı da hakaret etmek şeklindeki yakıştırmadır) savunma mekanizmaları geliştirmeyecekler.
Bülent Turan Çanakkale’ye gönderildiği günden itibaren gerginlik politikalarının tohumlarını ekerek; ayrıştırıcı çatışmacı bir tarzın geliştirilmesi için yoğun çaba göstermektedir.
Genelde AKP’nin şiddet ve savaş politikaları üreterek halkın sindirilmesi, iradelerine müdahale edilmesi noktasında uyguladığı politikalar Çanakkale’de BülenTuran’ın geliştirdiği gerginlikler üzerinden sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır yüzlerce yazı yazdım, bugüne kadar hiç kimseden bu şekilde bir mesaj alarak görüş ve düşüncelerime müdahalede bulunma iradesini gösteren hiç kimse ile karşılaşmadım.
Herkesin düşüncesine saygılı olmak eleştirilerden de rahatsız olmadan, eleştiri özgürlüğünü korumak adına en küçük bir şüpheye mahal verecek girişimlerden kaçınmak demokrasinin en temel yaklaşımdır.
Yeri gelmişken bir kez daha hatırlatmak gerekecek; susmayacağız, susturamazsınız
Emeği, demokrasiyi, özgürlükleri, barışı, insan haklarını, doğayı savunmaya devam edeceğim.
Emek kazanacak, halklar kazanacak!
İnadına barış!