sermet@canakkaleolay.com
CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz kendisine yapılan ziyaretlerde "Çanakkale'de kentin yararına yapılması gerekenler için Ankara'da çalınması gereken her kapıyı çalacağımızdan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini" belirterek Çanakkalelilerin hizmetinde olduğunu ifade etti Şimdi Bülent Öz'e bir adreste biz iletelim. Esenler Mahallesi'nde spor salonu ile yüzme havuzu arasına kondurulan çevresinde dört okul ve bir çocuk parkının olduğu alanda belediyenin mühürlemesine rağmen devreye alınması için her türlü çabaya başvurulan baz istasyonunun kaldırılması için öncelikle kanunsuz bir şekilde kurulan Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın sorumluluğunun altındaki alanda kurulduğu için Gençlik ve Spor Bakanlığı'na, yine mülkiyetinin Milli Emlak Müdürlüğüne ait olması nedeniyle Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne, böylesine kanunsuz bir uygulamanın aracısı olmalarını bir sorsanız, kapılarını bir çalsanız Tabiî ki devletin temsilcisi olarak Çanakkale Valisi de unutulmamalı
Yine baz istasyonlarının kurulması ile ilgili yönetmeliklerin ve prosedürlerin özellikle muğlakta ve belirsiz kılınarak bu belirsizliklerden faydalanıp,adeta hukuksuzluğu zemin alan baz istasyonları yönetmeliklerinin, belirsizliklerden arındırılarak bilimsel dayanağı olan bir prosedüre kavuşturulması için gerekli çalışmaların başlatılmasına da aracılık etmelisiniz.
Çevre Mühendisleri Odası ve Tüketici Hakları Derneği tarafından 2010/11 ve 12 E. numaraları ile Danıştay‘a açılan davalarda 16.05.2009 Tarih ve 27230 Sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik‘in yürütmesi durdurulmuştur.
Bu karar itibarıyla bugüne kadar kurulan baz istasyonlarına verilen sertifikaların geçersiz olduğuna, kurulan istasyonların hukuka aykırı şekilde kurulduğuna karar verilmiştir.
Esenler Mahallesi halkının sesini duyunuz.
Belediye tarafından mühürlenerek faaliyette bulunması engellenen baz istasyonun üstelik kuruluş yerinin yine hukuk tarafından uygun bulunmayan bir alanda faaliyete geçmesi demek bu ülkede hukukun rafa kaldırılması demektir.
Esenler Mahallesi’nde bu baz istasyonunun faaliyete geçmesi demek bir bütün olarak Çanakkale halkının ve temsilcisi milletvekillerinin de yok sayılması demektir.
Aynı zamanda Çanakkale Belediye’nin kararlarının dikkate alınmamasının da ifadesi olarak tam bir diktatörlük uygulaması olacaktır.
Bu daha çok para kazanmak uğruna kollanan, desteklenen patronun arkasında durmak , halkı ve onun temsilcilerini yok saymak demektir.
Esenler mahallesine kurulacak baz istasyonu, mahalle halkından milletvekillerine, belediye başkanından sivil toplum örgütlerine siyasi partilere kadar herkesi ilgilendirir.
Baz istasyonunun faaliyete geçmesi demek çalınacak kapıların hiçbir anlamı kalmadığının ifadesi olacaktır.
Hukukun adaletin olmadığı bir ülkede artık adresler başkalaşır o zaman kapılar başka çalınır!
Bu sefer başka
Çanakkale iş dünyası temsilcilerinin klasikleşmiş bir tutumu vardır.
Her yeni vali geldiğinde valiye Çanakkale’nin gelişimi ile bilgiler verilir toplantılar yapılır aynı şeyler konuşulur, tekrarlanır.
Ancak son ÇASİAD toplantısındaki bir başka gelişmeyi dile getirmek istiyorum.
Çanakkale Valisi Hamza Erkal kendisine sunulan bilgilere dayanarak altın madenciliği üretimin çevreye zarar vermeyeceğini söylemiştir.
Altın madencilerinin lobi çalışmaları kapsamındaki bir gelişme olarak dikkate alınmalıdır.
Günümüzde altın üretiminin hemen hemen tamamı siyanür kullanılarak yapılmaktadır.
Bugüne kadar Kazdağlarındaki altın üretimine ilişkin projelerde siyanür liçi yöntemine göre planlanmıştır.
Siyanür kullanılarak yapılan altın üretiminin; siyanürün hava ile teması, suyla karışması gibi nedenlerle suyumuzu havamızı toprağımızı zehirlemesi dışında, ayrıca milyonlarca ton toprağın siyanürle teması sonrasında topraktaki diğer ağır metallerinde serbest kalarak yaratacağı olumsuzluğu unutmamak gerekir.
Siyanür kullanan işletmelerin siyanürün arıtıldığını söyleyip, tekrar kullanıldığı iddiası doğru değildir.
Bu sistemde, siyanüre hava, su ve kükürt dioksit verilir ve siyanata çevrilir. Ancak bu yöntem pek çok bilim adamına göre siyanürü zararlı etkilerinden arıtmak değil sadece farklı zehirli bileşenlere ayrıştırmaktır.
Yine toplantıda termik santraller konusunda bacalardaki filtrelerle çevreye verecekleri zararın engellendiği savunularak termik santraller masumlaştırılmaya çalışılmıştır.
Bu durum termik santrallerin çevreye verdiği zararın bir kısmına ilişkin bir tedbirdir ki ; çeşitli nedenlerle fosil yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkan zararlı gazların çevreye verdiği zararı ortadan kaldırmaz.
Daha geçen hafta Paris’te toplanan iklim zirvesinde dünyayı bekleyen en önemli tehlike olan iklim değişmelerinin engellenmesi karbon salınımının azaltılması için enerji üretiminde fosil yakıtların kullanılmaması kararının alındığını göz önünde bulundurmak gerekir.
Ancak yok ediciler çevremizi ve dünyamızı kendi kazanacakları paralar uğruna yok etmeye kararlı gözüküyorlar.
Nedense yöneticilerimiz bu gerçekleri kabul etmekte isteksiz bir pozisyon almaktadırlar.
O zaman görev yaşam savunucularının omuzlarındadır.
Dayanışmamızı güçlendirelim, güçlerimizi birleştirelim, yok edicilerin bu operasyonundan etkilenecek mağdur olacak en geniş kesimleri bu mücadelenin içine katalım, onları eğitelim, bilinçlendirelim.
Art niyetlerden, bencil duygulardan arınalım, ortaklıklarımızı ön plana çıkaralım, diri olalım.
Unutmayalım ki sorumluluklarımız ağırdır; yok edilmek istenen geleceğimizdir, koskoca bir yaşamdır.