Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bu yağmur başkaydı!..

10 Ekim günü Ankara Garı önünde katledilen 102 barış gönüllüsünden biri olan Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Ercan Adsız`ı anmak, unutturmamak, faillerinden hesap sorulması için mücadeleyi yükseltmek adına İskele meydanında bir araya geldiğimizde güneş ışınlarının altında başlayan iri taneli yağmur yağarken bir genç arkadaşımın taşıdığı posterde Ercan yoldaşın her zamanki gülümseyen bakışlarıyla göz göze geldim. Yağmur taneleri benim için, her zamankinden daha da farklılaşmıştı.

1220

 

Ercan yoldaş, yağan yağmurun barış  özgürlükler demokrasi insanlık ve emek  adına bereket olacağını söylüyordu sanki bizlere , bu umutla bakıyordu hepimize...

Gerici faşist katillerin onları katlettikleri gün yaşadığı duygular da böyleydi, bu duygular tohum olmuş, şimdi yağmurla sulanıyorlardı, büyüyeceklerdi, yeni bir yaşam filizlenecekti.

Gerici faşist güçler onları katlettiler, ancak; onlar düşünceleriyle umutlarıyla hedefleriyle şimdi daha güçlü olarak aramızdalar, bu mücadelenin tohumları oldular.

Barış ve özgürlük çiçekleri tüm imha yok etme operasyonlarına rağmen yine açacaklar, yağmur yağıyor, Ercan yoldaş gülümsüyor, adeta bizlere yıldızlardan umut ışıkları gönderiyordu.

Hepimizi izliyordu, Ercan Adsız

Bu umut ışıkları yağmur öncesi parlayan güneş ışıklarıyla hepimize ulaştı, Ercan Yoldaş güneşi de fethetmişti; gülen yüzü ile kararlılık adına bizlere sevecenlik ile var edilecek bir dayanışmanın ruhunu anlatıyordu. Onun gülen sevecen yüzü hep yükseklerde olacak, çünkü o güneşe gömüldü; kah barış olup ışıldayacak, kah özgürlük yıldızlarının ışık kaynağı olacak, kah demokrasi olup esecek, kah yağmur olup emek mücadelesinin can suyu olacak.

Bizler onu hep yükseklerde taşıyacağız.

Bununla da yetinmeyeceğiz!

Baskı zulüm ve zorbalık düzenine karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz, onu katleden gerici faşist katillerden hesap soracağız.

Ercan Adsız mücadelemizde hep aramızda; onu anmak için toplandığımızda, Gezi direnişi sırasında evinden ekmek almak için çıkan polisin gaz fişeğinin hedefi haline gelip günlerce ölüme direndikten sonra yitirdiğimiz 15 yaşındaki Berkin Elvan`ın 2. ölüm yıldönümünde bu insanlık düşmanı saldırıyı kınıyordu Manolya ağacının altından.

Yine 12 Mart 1971 askeri darbesinin siyasi sonuçları kapsamında yitirdiğimiz Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin unutulmaması gerektiğini söylüyordu bizlere.

Yine bir 12 Mart uygulaması olarak tarihe geçmiş;  Gazi Mahallesi`nde katledilen ilerici devrimci demokrat insanlara karşı ceberut devletin tarihin her döneminde katliamlardan medet umduğunu anlatıyordu bizlere.

O gün yağan yağmur attığımız barış özgürlük demokrasi tohumlarını yeşertecek, barış ve özgürlük çiçekleri açacak, ülkemizi barış ve özgürlüğün güzel kokusu saracaktır.

Ercan Adsız`ı anarken yağan yağmur işte bu bakımdan farklıydı; toprağa taşıdığı enerji kadar bizlere de gericiliğe ve faşizme karşı verdiğimiz mücadele de can suyu olmuştu.

Bu duygular ile andık, Ercan Adsız`ı

Seni unutmayacağız Ercan yoldaş, resimlerini her seferinde daha da yükseklere taşıyacağız.

Seni katledenler her gün şerefsizlikleriyle ölecekler.

Demokrasi, barış ve emek güçleri bu katliamın hesabını elbet soracaklar, sorumlularını bulup yargı önüne çıkaracaklar.

Emek kazanacak, halklar kazanacak.

Sen, Manolya ağacının altında hep bizlerle olacaksın.

 

http://blog.radikal.com.tr/politika/bu-yagmur-baskaydi-127697