Bu ne böyle?
AKP 1. sıra milletvekili öyle bir faaliyet gösterdi ki, nasıl kalkar altından bilemiyorum.
Neymiş Ankara Büyük Şehir Belediyesiyle anlaşmış; Çanakkale’deki AKP’li belediyelere bir minibüs ve bir çocuk oyun parkı hibe edilecekmiş.
Bu mu milletin vekili olmak, bu kadar mı ucuz bu siyaset.
Rüşvet üzerinden oy devşirmenin açık belgesi olan bu tutum Çanakkale’de tutmaz.
Eee ne de olsa adayımız dayatma, tepeden inme, bilmiyor Çanakkale’yi
Nereden baksak, tutulacak bir yeri olmayan bu anlayış için
AKP’nin siyaset yapma tarzının rüşvet üzerine kurulu olduğunu söyleyerek başlayalım.
AKP’ye gönül vermiş vatandaşların iradesi yok sayılarak dayatma olarak belirlenen 1. sıra adayının AKP içersinde yaratmış olduğu tahribatın yaraları henüz sarılmamışken, şimdi bir başka fırtına esti.
Dayatma olduğu için, Çanakkalelileri tanımayan vekil rüşvet yöntemleri üzerinden Çanakkale’de oy toplayacağını zannediyorsa fena halde yanılıyor.
Birileri kendisine bunu anlatmalıdır.
Çanakkaleliler bilir, Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde yerel seçimler dolayısıyla Çanakkale’de yapmış olduğu mitinglerde bile böylesine rüşvet bazlı vaatler çare olmamıştır.
Diğer bir noktada AKP’li vekilin ayrımcılık konusundaki net tavrıdır.
AKP’li belediyelere var, diğerlerine yok anlayışı; bizleri siyasette yandaş menfaatler adresine götürür.
Böyle bir anlayışa sahip bir kişinin adı milletvekili olmaz olsa olsa ‘yandaşkil’ olur ki; Çanakkaleliler böylesi anlayışa prim vermeyeceklerdir.
AKP 1. sıra adayı bedelini zor ödeyeceği bir başlangıç yapmıştır.
Ancak bu durum adayın kişisel anlayışının ötesinde, savunmuş olduğu ideolojinin siyasal alandaki karşılıklarından sadece biridir.
Böyle olmasaydı; dillerinden eşitlik, adalet, hak, hukuk, vicdan din gibi değerleri düşürmeyenlerin ülkeyi getirdiği hal böyle mi olurdu?
AKP politikalarını, takiye üzerine kurgulamış bir siyasi partidir.
Aday da bu kültürden geldiği için şimdi böyle davranmaktadır.
Çanakkale halkının sorunlarının çözümü, kenti bekleyen tehlikeler, bugüne kadar ki uygulamalar neticesinde karşılaşacağı riskler konusunda söyleyecek sözü olmayanlar işte böyle minibüs ve oyun parkları bağışları üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadırlar.
Çanakkale halkı böyle bir yaklaşımın hesabını sorar, 7 Haziran sonuçları da bunu gösterecektir.
Bir sözümde AKP milletvekili İsmail Kaşdemir’e olacak.
Doğanın dengeleriyle oynayıp bir felaket bölgesine çevrilen Erenköy viyadükünün olduğu bölgedeki heyelan gerçeğini anlamayıp, sadece siyaseten bir karşılık yaratmak için bilim insanlarının uyarılarını dikkate almadan bugüne kadar ciddi bütçeler harcanarak yapılan çalışmaları aklamak adına yapmış olduğunuz “sorun yoktur” şeklinde yaptığınız açıklamadan sonra 3 kez bölgede heyelanın yol açtığı ciddi yol çöküntüleri oluştu.
Minibüs bağışlamakla, gerçekleri örtbas etmek adına manevralar yapmakla siyaset yapmaya çalışanlara bu halk gereken cevabı 7 Haziran’da verecektir.
İnternete ne kadar sansür uygulasanız da, gazeteciler hakkında açılan soruşturmalarla haklarında istenen onlarca yıllık hapis cezalarıyla, halkın türkülerini yasaklamak için güvenlik gerekçelerinin arkasına sığınarak Grup Yorum konserine getirdiğiniz yasaklarla sürdürdüğünüz ve başkanlık sistemi hedefiyle daha da katmerleştirmeye çalıştığınız baskı ve şiddet uygulamalarıyla kapitalist sistemin vahşi yüzünü gizleyemezsiniz.
Artık işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, yaşam savunucuları çeşitli din mezhep ve milliyete mensup halklar yeni bir yaşam çağrısı etrafında birleşiyorlar.
Sürdürülmek istenen sömürü düzeni için getirilen başta %10 seçim barajı yerle bir edilerek demokrasi özgürlük ve barış mücadelesi kazanımları tüm ezilenlere yeni ufuklar açacaktır.
7 Haziran bir başlangıç olacaktır.
Romanlara eşit yurttaşlık...
8 Nisan, Roman vatandaşlara yönelik ayrımcılık ve ırkçılığa karşı mücadele günü nedeniyle Halkların Demokratik Partisi’nin(HDP) yayınlamış olduğu mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ayrımcılık ve ırkçılık söz konusu olunca sesleri kesilen düzen partileriyle HDP’nin bu farkının özellikle anlaşılması açısından da bu mesajı çok önemli gördüğümü de belirtmek isterim.
HDP mesajı şöyle:
“8 Nisan, dünyanın birçok ülkesinde Romanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele etme çağrısının yinelendiği gündür. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde, tüm Romanların eşit yurttaş olma mücadelesiyle dayanışma içinde olduğumuzu, haklarını eşit düzeyde kullanmaları doğrultusundaki çabamızı birlikte sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Romanlar, bugün Türkiye’nin işsizlik ve yoksulluğu had safhada yaşayan, sağlık, eğitim ve barınma gibi en temel haklarla ilgi devasa sorunları olan bir halktır. Romanlar, ayrımcılık ve önyargıların yarattığı mağduriyetlerle de uğraşmak zorundadır.
Son yıllarda örgütlenen Romanlar; eşit yurttaş olmak, saygı görmek, ayrımcılık ve aşağılanma yaşamamak, eğitim ve iş olanaklarının kendilerine eşit ölçüde sağlanması gibi konularda etkin mücadele yürütüyor.
Türkiye dahil dünyanın dört bir yanında ayrımcılık, ötekileştirme, baskı ve şiddete maruz kalma, yersizlik ve yurtsuzluk gibi gayri insani şartlarda yaşamak zorunda bırakılan Romanlarla dayanışma ve birlikte mücadele etme kararlılığımız sürecektir”