Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Böyle olur AKP İl Başkanının çevre günü mesajı.

AKP İl Başkanının Dünya Çevre Günü nedeniyle yayınlamış olduğu mesajı okuyunca, ilkokul yıllarında çevre konulu kompozisyon yarışmasındaki yazım aklıma geldi. İlkokul çağındaki bir çocuk olarak bu kapasitede bir değerlendirme yaparken, Kazdağlarının altın madencilerinin sondajı ile delik deşik edildiği, termik santrallerinin yaşamsal değerlerimizi yok etmek için sıraya girdiği, plansız programsız rüzgâr enerji santralleri ve jeotermal santral yatırımları ile bir ekolojik tahribatın kapımızda olduğu şu günlerde AKP İl Başkanının bu konularda tek bir kelime etmemesi manidardır. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki AKP politikaları ekolojik yıkıma yol açan yapı taşlarıdır. Ekolojik yıkıma yol açacak, sermayenin doğamızı bir rant haline getirdiği uygulamalarının üzerinin örtülüp, korunmaya çalışılması nedeniyledir ki; bölgemizi ilgilendiren bu yıkım faaliyetlerinden, AKP İl Başkanı tek kelime dahi söz etmemiştir.

1746

 Binlerce Çanakkale’nin, Yenice’de toplanarak termik santrallere, altın madenciliğine karşı tepkisini koyarak; suyuna havasına toprağına sahip çıkmalarının AKP açısından hiçbir değeri yoktur.

Onun içindir ki, Yenice’de ki bu mücadeleyi paylaşmak noktasında hiçbir girişimde bulunulmamış, bilakis CHP İl Başkanının çağrısına, “davete icap etmek sünnettir” deyip uygun olursa katılacağını belirten AKP İl Başkanı ne yazık ki o gün yağlı pehlivan güreşlerine katılmayı tercih etmiştir.

Zaten bildiğiniz gibi, yağlı pehlivan güreşleri çevrenin korunması ile çok alakalıdır, çevre mücadelesi açısından çok önemlidir; çevre mücadelesini tuş etmek için bazı oyunları  edinmek olasıdır!

Hele ele gelmeyen, tutulamayan o yağlı durumu vardır ki, rol model olarak değerlendirilmelidir.

AKP bununla da kalmamış, dalgıçlarla deniz temizliği yaparak çevreci görüntülerini boy boy servis etmiştir.

Tüm bunlar AKP çevre tiyatrosu sahnesinden Dünya Çevre Günü nedeniyle yansıyan görüntülerdir.

Emeğin ve doğanın sömürüsünü bir politika haline getiren ve buna uygun dayatmaları baskı şiddet ile halklarımıza dayatan sermayenin temsilcisi AKP, içinde bulunduğumuz çevre sorunlarını gizlemek adına böylesi tiyatrolara başvurmaktadır.

Amaç; sermayenin bir rant aracı haline getirmek istediği doğamızın yok edilmesinin üzerini örtmektir.

Çevre bilincini; deniz temizliğine, sokaklardaki çöpleri toplamaya, çöp konteynırlarına, daha ileri düzeyde de katı atık bertaraf tesislerine indirgeyerek, özellikle yatırım, kalkınma adı altında termik santraller ve metalik madencilik ile ekolojik yıkıma neden olacak uygulamaların üzerinin örtülmesi bilinçli bir  çabadır.

İşte bunun için Türkiye’de, bütün çevre dostlarının , yaşam savunucularının gözü Kazdağları ve Biga yarımadasında kurulacak termik santraller üzerindeyken, AKP dünya çevre gününde bile bu yok edici girişimlerden tek bir kelime dahi etmeyerek vatandaşların sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını sermayeye nasıl peşkeş çektiklerini bir kez daha göstermişlerdir.

Gelinen noktada yaşamsal değerlerimizin korunması adına, geleceğimize sahip çıkmak; bir sermaye politikası haline dönüştürülmüş doğanın bir rant unsuru olarak kullanılmasına karşı olmaktan geçer. 

Bunun için de çevre mücadelesi artık sermaye düzenine karşı mücadelenin bir parçası haline dönüşmüştür, emek demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Onun içindir ki havasına suyuna toprağına sahip çıkanlar sermayenin bir dizi saldırılarına maruz kalmakta; coplanmakta, gazlanmakta, devletin kolluk kuvvetlerinin hışmına uğramakta, gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadırlar.

Geleceğimize sahip çıkmak, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı savunmak, ancak sermayenin bu saldırılarını boşa çıkarmaktan geçer.

Bunun içinde örgütlü, omuz omuza mücadele etmekten başka bir alternatif kalmamıştır.

Yurdun dört bir yanında yaşamsal değerlerine sahip çıkan halklar birleşerek dayanışma içerisinde, sermayenin daha çok kar elde etmesi için geleceğimizi karartacak, suyumuzu toprağımızı havamızı zehirleyecek sözde gelişmişlik adına yapılması planlanan yok edici girişimlerine karşı mücadele ediyorlar.

Bu mücadeleye destek vermek, büyütmek bir insanlık görevidir.

Sermaye AKP aracılığıyla çıkardığı kanun ve yönetmeliklerle bu soygun ve yok edici uygulamalarını hayata geçirmek için aynı zamanda her türlü yalan ve entrikaya da başvurmaktadır.

Halklar deneyimleriyle bu gerçeği her geçen gün daha iyi kavrıyorlar.

AKP’nin göz boyama politikaları da sökmeyecek, geleceğimize suyumuza, toprağımıza, havamıza sahip çıkacağız.