sermet@canakkaleolay.com
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yürüyüş yapanlar için soruşturma başlatıldı. Olay, içinde bulunduğumuz koşulların garip bir halidir. Bir yandan insanların gösteri ve yürüyüş yapma hakkını anayasal bir hak olarak kabul edeceksiniz, diğer yandan bu hakkı kullananlar için soruşturma başlatacaksınız. Anayasanın 34. maddesi, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” demektedir. Bu temel hakkın bu olayda olduğu gibi, istenildiği gibi tasarrufunun yapıldığı ülkelerin demokrasisi tartışmalıdır.
Olayın kendi içersindeki bazı yönleri de farklı gerçeklikleri bir kez daha gündeme getirmektedir.
Anayasal hakların, gücü elinde bulunduranların çıkarlarına uygun olarak kullanılması bu ülkenin temel bir gerçekliğidir.
Genellik ile muhalif kesimler bu alanda hep istismarın konusu olmuşlardır.
Bir de 8 Mart gibi, öznesinin kadın olduğu bir yürüyüş yıllardır kadınlar üzerindeki baskısının farklı bir yönünü gözler önüne çıkarmaktadır.
Ayrıca Çanakkale gibi bir kentte bu alandaki sınırlama çok daha çarpıcıdır, alışılmadık bir uygulama olmuştur.
Bir yandan vatandaşlar en temel haklarını kullanamaz noktaya taşınmak ister iken; diğer yandan birileri çıkıp, hiçbir denetimin olmadığı ve ilgili olabilecek sorumlularının yok sayıldığı bir ortamda milyonlarca lira vurgun yapabilmektedir.
Bir tahsilât ofisi önemli miktarlarda olduğu söylenen bir miktarda vatandaşın parasına el koyarak sırra kadem basmıştır.
Bu olayın, hiç mi tahsilât ofisi dışında sorumluluk noktaları yoktur.
Söz konusu vurgun olunca ‘sınırsız demokrasi’, kadın haklarını savunmaya gelince ‘soruşturmacı demokrasi’.
Böylece ortaya çıkıyor ‘ileri demokrasi’
Tahsilât ofisi yüzlerce insanı mağdur etmiştir.
Şimdilik öğrendiklerimiz itibarıyla bazı vatandaşların elektrikleri kesilmiş, fakat daha birçok mağduriyet muhtemelen ortaya çıkacaktır.
Bu kadar kolay mıdır bu ülkede vurgunlar?
Hiç mi bu konuya ilişkin denetim imkanı yaratılabilecek bir prosedür yoktur.
Yapanın yanına kar kaldığı vatandaşın mağdur olduğu, sistemsel gerçekliklerin yine es geçileceği bir olay mı olacaktır, göreceğiz…
Başkan 2 yılın hesabını Çanakkalelilere verdi.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, düzenlediği halk toplantısında konularına son derece hakim olduğu bir görüntü verdi.
Bütünlüklü ve stratejik bir yaklaşım ile oluşturulmuş planlı bir iş modeli ile hareket ettiğinin kriterlerini çok net bir şekilde gösterdi.
Aynı zamanda görev bilincini içselleştirmiş ve bunun heyecanını yaşayan bir başkan gördüm karşımda.
Bu demektir ki Başkan Ülgür Gökhan, bir sonraki dönemde de bu işe talip.
Süreklilik ve başarıların devamı içinde bu uygundur.
Toplantıda yaptıkları ve yapamadıkları ile performansını ortaya koydu.
Bunların ne kadar başarılı olup olmadığının göstergesini vatandaş bizzat kendisine dokunanlar itibarıyla kendi algısı ile oluşturacaktır.
Bu toplantı sonrasında böylesi toplantıların daha sık yapılması gerektiği noktasındaki düşüncem daha bir kuvvetlendi.
Daha sık, daha farklı konuları da içerecek şekilde “gel, dinle gör” konseptine “konuş” kavramını da ekleyerek yapılacak toplantılar katılımcılık alanında çok önemli katkılar yaratacaktır.
Sermet ATADİNÇ