Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Böyle Başkan olur ise... 06.01.2010

1910

2010 yılında Gökçeada elektrik kesintisi nedeniyle 5 gün enerjisiz kaldı. Gökçeada karanlığa gömüldü, hayat durdu. Ekmeğini dahi karşılayamayan Gökçeada’nın imdadına adadaki askeri birlik yetişti. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, birde hava muhalefetine bağlı olarak ulaşım sorunu eklenince gerçekten ortaya çıkan tablo vahim oldu. 

Durum böyle iken mevcut durumun değerlendirmesini Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay  “biz adaya 18 gün elektrik verilmeyen günleri de biliriz “şeklinde yapınca siyasal popülizmin bu kadarı da olmaz dedirtecek cinsten bir açıklama olarak tarihe geçti.

 

Bir Belediye Başkanı nasıl olurda böyle bir siyasal popülizmin peşinden gidebilir anlayabilmiş değilim.

Mevcut durumu değerlendirerek alınacak önlemler konusunda seferber olması beklenirken aman bizim partimizin iktidarı yıpranmasın gerekçesi ile dar düşünen bir yönetici ile ada daha çok böylesi durumları yaşayabilir.

Öncelik ile ada, en temel yaşamsal sorunu noktasında pamuk ipliği ile hayata tutunduğunu bu olay ile yaşamıştır.

Konunun analizini teknik düzeyde ilgililer yapacaklardır, ama mantıklı bir insan yaşanılan bu olaydan ada halkına karşı yapılan haksızlığı, boş vermişliği kavrayabilecektir.

Hal böyle iken Belediye Başkanı Atalay’ın “18 gün elektriksiz kaldığımız günleri biliriz” açıklaması talihsiz olmuştur.

Bu mantık temelinde yaşanılanlar ‘normalmiş’ gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Hatta adanın elektriksiz kalma kredisi daha da vardır bu mantık ile.

Siyasi popülizmin kimseye hayrı yoktur.

Öncelik ile kendisinin savunduğu siyasi düşünce ve yapılanmaya zarar verir, Atalay.

Yücel Atalay seçim propagandasını iktidarın imkânlarından ada halkını yararlandırmak hedefi üzerine kurdu.

Kaldı ki bu amaç ile siyasal tercihinde değişim yaparak MHP’den ayrılarak AKP ‘ye katıldı.

Yücel Atalay siyasal popülizm noktasındaki bu kolaycı tarzın etkisinden kendisini kurtarıp, gerçekler ile yüzleştiği süre içinde ada halkına hizmet üretebilir.

Bu yaşanılanlardan ders almayıp, çözümler noktasında önlemler için ön ayak olmayan bir yerel yönetim temsilcisi ada yaşamı için olumsuz bir durumdur.

Günümüzde toplumların geldiği gelişmişlik kriterleri temelinde kabul edilemeyecek bu durumun bir daha yaşanması durumunda  ‘18 gün hesapları’ Yücel Atalay’ı kurtaramaz.

Öyle bir durumda Atalay’ın ilk gemi ile adayı terk etmesi en doğru tavır olacaktır.

İyi ki sağduyu sahibi mülki amirler var.

Mevcut gelişmeleri yerinde izlemek için adaya giden Çanakkale Valisi Abdulkadir Atalık yaptığı inceleme sonrasında verdiği mesajlar ile gönülleri rahatlattı.

Çözüm noktasındaki kalıcı ve köklü çözümler için harekete geçilmesi gerekliğinden hareket ile yaptığı açıklamalar iyi ki sağduyulu yöneticiler var dedirtmiştir.

Yücel Atalay gibi yaklaşımlar ile konuya yaklaşan yönetici tavrı ile bu ülkede hiçbir şey olmaz.

Daha çok kesintiler yaşanır, vatandaşımız mağdur olur.

21. yüzyılda utanç manzaraları eşliğinde şaşkınlık tabloları sergilenir.

Yücel Atalay, şimdi bize kızacak ama bizde gazetecilik sorumluğumuzu yerine getiriyoruz.

Yaşanılan bu olumsuzluklardan çıkarılacak dersler ile bir daha böylesi olayların yaşanmaması noktasında tedbirlerin alınması için kamuoyu yaratmak bizim görevimiz.

Başımızı kuma gömemeyiz.

21 yüzyılda hala biz 14 mil uzağımızdaki vatan toprağımızın en temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelişmişlik sağlayamamış isek geride kalan her şey teferruattır.

 

Sermet ATADİNÇ