Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Böyle başarmak çok zor…

1695
Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’nın yeni görev yerinin Eskişehir olarak belirlenmesi ülkemizdeki bürokrasi gerçeğinin bir kez daha analizini gündeme getirmektedir.
İldeki en yüksek kamu görevlisi ve devletin temsilcisi olarak valiler bulundukları illerin gelişimi ile ilgili önemli roller üstlenirler.
Bu tabii ki valilerin performansı ile yakından ilgili olduğu kadar aynı zamanda kentin tüm dinamikleri ile sağlayacağı uyumla birlikte gelecek bir başarıdır.
Vali Tuna bu noktada böylesi bir performansı yakalamış, yapılan olumlu çalışmaların meyvelerinin alınacağı bir dönemde Çanakkale’den ayrılacaktır.
Bu konu sistemsel bir sorundur, ne yazık ki; başarıya giden yolda istikrarsızlık oluşturacak bir uygulamadır.
Şimdi birileri çıkıp, ‘devlette devamlık esastır, tüm valilerimiz görevlerini layığı ile yerine getirirler’ dese de gerçekler öyle değildir.
Bu aynen yüz metrenin normal koşulması ile engelli koşullaması arasındaki farka benzer.
Özet ile bir ilin gelişimi için bazı projeler ile süreci başlatan, bu süreçte çeşitli dinamiklerinin entegrasyonunu sağlayacak çalışmalar yaparak bir mesafe kat eden bir bürokratın yolun yarısında görev yerinin değiştirilmesi o ilin gelişim trendini olumsuz etkiler.
Gazetemizin, Vali Güngör Azim Tuna’nın Çanakkale’de göreve başlamasının 1. yılında yapmış olduğu bir röportajda Vali Tuna ilk yıl için yaptığı değerlendirmede ilk yılı kenti ve çeşitli dinamiklerini tanımak için geçirdiğini bu süreçten sonrada bu hazırlık çalışmalarının üzerine oluşturulacak projeler için harekete geçeceğini belirtmesi bu konudaki gerçeği ortaya çıkarıyordu.
Merkezi iktidarın yereller üzerindeki bu denli direkt tasarrufu işte böylesi olumsuz sonuçlar yaratmaktadır.
Merkezi iktidarlar ne yazık ki tamamıyla siyasi kriter ve kaygılar ile yaklaşım göstermektedirler.
Bu şekildeki direkt müdahaleler aynı zamanda görev alan bürokratlarında kriterleri noktasında etkileyici olmakta ve onlarda aynı zamanda siyasileşebilmektedirler.
Bu gerçeği Vali Güngör Azim Tuna şahsında bu kent çok fazla tartışmadı yada şöyle diyebiliriz; böyle bir ihtiyaç hissetmedi.
Bu bakımdan Vali Güngör Azim Tuna direkt olarak siyasetin içersindeki bir vali olarak değerlendirilemez.
Sonuç olarak Eskişehir gibi bir büyük şehre vali olarak atanması noktasında, Çanakkale’de göstermiş olduğu performans tabii ki belirleyici olmuştur.
Kendisine yeni görevinde başarılar diler, sistemin istikrarlı ve sürdürülebilir olması noktasında yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu bu vesile ile bir kez daha belirtirim.
Memur- Sen mitinginin artçıları
Memur- Sen tarafından Çanakkale’de düzenlenen 1 Mayıs mitinginin kendi gerçekliği üzerinden etkilerinin son derece cılız olmasına rağmen, Çanakkale siyasetine yansımalarını görmeye başladık.
Memur- Sen’in Çanakkale 1 Mayıs’ının iki anlamı vardı; birinci olarak sınıfın birliğini engellemek bu konuda ön açıcı olmak, ikinci olarak emeğin gerçek talepler üzerinden vereceği mücadeleyi metafizik ve maneviyat üzerinden tahrip etmek, saptırmak.
Son derece cılız geçen Çanakkale mitingi ile bu amaçlarına ulaşma konusunda başarılı olamadılar.
Memur-Sen’in Çanakkale’de miting kararı ile bir başka gerçek tartışılmaya başladı.
Bu kararın aynı zamanda, Çanakkale’deki yerel siyasete özellik ile yaklaşan yerel seçimlere bir AKP müdahalesi olduğu belirtildi.
Bu tespiti yapanların bugünlerde haklı olduğu ortaya çıkıyor.
Düzenlenen miting üzerinden hemen Çanakkale Belediyesini yıpratmak için bir çaba oluşturuldu.
Önce Çanakkale Belediyesi’nin ayrımcılık yaptığı, eşit davranmadığı propagandasına malzeme çıkaracak bir yer tartışması başlatıldı.
Hem de tam bir provokatif mantık ile; yola kurulan platform ile Çanakkale’nin turizm imajına zarar verildiği belirtilerek buna Çanakkale Belediyesi’nin sebep olduğu tespitlerine varıncaya kadar ileri gidilerek, öküz altında buzağı arama taktiklerine başvuruldu.
Çanakkale Belediyesi bu konuya ilişkin açıklamasını web sitesi üzerinden yaptı.
Talep edilen yere yüksek tonajlı tırın çıkarılmasının uygun olmayacağı, alternatif olarak kurulacak bir platform önerisinde bulunulduğu belirtilmiş sendika yetkililerinin de istedikleri yere kurdukları platform ile etkinliklerini gerçekleştirdikleri bildirilmiştir.
Öyle anlaşılıyor ki; aynı provokatif mantık bundan böyle daha yoğun olarak işletilecek, aslı astarı olmayan gerekçeler ile Çanakkale Belediyesi topa tutulacaktır.
Çanakkale Belediyesi de herhalde kendi savunma kalelerini kuracaktır.
Tüm bunlara rağmen, birilerinin istediği gibi bu kentte barış kültürünün bozulmasına müsaade edilmeyecektir.
Bu kent bu tip provokasyonları boşa çıkaracak deneyim ve güce sahiptir.