Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Bombanın yarattığı toz duman!

2181
   Toplumda yankı uyandıran,derin sarsıntı yaratan, provokatif bir terör eylemi,nasıl yorumlanmalı ve nasıl ele alınarak değerlendirilmelidir.
   Objektif davranan analistler,bu tür eylemleri değerlendirirken,eylemin sonuçlarından kimlerin yararlandığına özel bir dikkat çekerler.Eğer,eylemi “üstlenen” olmamışsa,bu durum bir analiz için daha da önemli hale gelir.
   Ankara’daki bombalı saldırı bu açılardan ve ülkemizin içinde bulunduğu toplumsal-siyasal ortam dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
   Öncelikle belirtmeliyiz ki;Ulus’ta yapılan provokatif terör eylemi,kınanması,lanetlenmesi ve tavır alınması gereken bir eylemdir.Hiçbir ideal (!) hiçbir düşünce,bu ve benzeri eylemleri meşru bir zeminde ele alamaz.
   Türkiye,hem yakın tarih açısından hem çok yakın geçmiş açısından bu tür provokatif eylemeleri yaşamış bir ülkedir.Yaşadığımız coğrafya,komşu ülkelerdeki gelişmeler,bölge ile ilgili emperyalist plan ve projeler;bunların ülke içindeki çelişki,çatışma ve mevzi kazanma çabaları ile olan ilintileri,genel anlamda bir provokasyon zemini oluşturmaktadır.
   Uzunca bir süredir yaratılmak istenen toplumu bölme eksenli çatışma ve gelişmeler, bu çatışmalardan beslenerek “güç kazanma” çabaları, linç kültürünün geliştirilmek istenmesi,siyasi cinayetler provokasyon zeminini daha da genişleten unsurlar olarak değerlendirilebilir.
   Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yaratılan gerilim,bu olumsuz siyasal toplumsal atmosferin provokasyona daha da uygun duruma getirmiştir.
   İşte bu genel tablo içerisinde geliştirilen Ankara’daki kanlı cinayet eylemi bir şok etkisi yaratmıştır.
   Medya ve kimi yorumcular,TİKB davasından yargılanan “canlı bomba”nın (biraz da magazinleştirerek) ailesinin psikanalizine yönelmiştir.
   Asıl önemlisi,bu toz duman içerisinde,Kuzey Irak operasyonunun öne çıkarılması ve seçimlerin iptal edilmesinden söz edilir olmasıydı.(Haber Türk kanalı)
   Her iki konunun da bombalı saldırı eksenli olarak ele alınması dikkat çekiciydi!
   Çünkü,bu  “konular” başka zeminlerde ve başka gelişmelere bağlı olarak tartışılan konulardı.
   Ancak şu söylenebilir ki;bölgemiz ve ülkemiz,bugün açısından çelişki ve çatışmaların en yoğun olduğu,güç kazanma ve çıkar elde etmenin açık zemini durumuna gelmiştir.
   Çatışan iç ve dış güç merkezleri, karşı tarafı zayıflatacak ve açığa düşürecek hamlelerden geri durmayacaklardır.
   Gizli servisler,bu doğrultuda doğrudan ve dolaylı provokasyonlardan kaçınmayacaklardır.
   Başka bu tür eylemlerin yaşanmaması için toplumsal tavır ve tepkilerin son derece önem kazandığı günleri yaşamakta olduğumuz bilinmelidir.
   Sonuç olarak,ülkemizi emperyalist oyunların ve çıkar çatışmalarının konusu ve alanı haline getirdiğinizde,gizli servislerin topraklarınızda cirit atmasına göz yumduğunuzda, bu güçlerin doğrudan ve dolaylı(taşeron kullanarak)yaratacağı provokatif eylemlerle karşılaşabileceğimizi bilmelisiniz.
   Bağımsızlık,demokrasi,barış ve kardeşlik ortamının gelişmesi,geliştirilmesi, başka şeylerin yanı sıra, provokasyonları ve provokatif ortamı etkisizleştirecek en sağlıklı çözüm gibi görünmektedir.