Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bir ziyaretin öğrettikleri…

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un Çanakkale ziyaretinde verdiği mesajlardan alınacak önemli mesajlar var. Bu mesajların Çanakkale CHP örgütü açısından içselleştirilmesi uzun yıllardır süren bazı sorunların giderilmesi anlamında önemli katkılar sağlayabilir. Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un genel siyasete ilişkin yapmış olduğu açıklamalar sonrasında siyasi erk, sınır komsumuz Suriye'nin halklarını hedef alan top atışları ile sınır ötesi tacizlere başlamış, ülke içinde sürdürülen savaş politikaları, ilave olarak uluslararası bir nitelik kazandıktan sonra verilmek istenen mesajın yetersiz kaldığını söyleyebilirim.

1094

 Ülke içerisinde ve sınır ötesinde savaş kışkırtıcı politikalar ile halkların güvenliğini tehlikeye düşüren fiili uygulamalara karşı şimdi tüm demokratik güçlerin, savaş karşıtı seslerini çok daha güçlü bir şekilde çıkarmaları gerekmektedir.

Her geçen gün halkları daha çok  felakete götüren  bu politikalar; yıkım gözyaşı, ölümler, yerle bir edilmiş yerleşim yerleri, yurdunu toprağını terk etmek zorunda kalan, çocuklarını annelerini babalarını yitirmiş, dağılmış aile dramlarından başka bir sonuç vermeyecektir.

Peki, neyin uğruna bu acılara bu yıkım politikalarına maruz kalmaktayız.

Bir başka ülkenin iç işlerine karışmak, halklarına müdahale etmek neyin nesidir?

Kendi siyasi ikballeri adına tekçilik politikalarını tek adam diktatörlüğü ile pekiştirerek bugüne kadar sürdürdükleri politikaları sürdürmek, aynı zamanda yapmış oldukları hukuksuzluklar karşısında, baskı ve korku iklimi yaratarak kendilerini güvenceye almak isteyenler yaşamı bir kâbusa çevirmekten geri durmuyorlar.

Bu savaş bizim savaşımız değildir; Türkiye halklarının , Suriye halklarının savaşı değildir.

Bunun için savaşa karşı olmak , ülke içerisinde ve sınır ötesinde  sürdürülen operasyonlara ,ölümlere, savaş kışkırtıcı uygulamalara karşı mücadele şimdi çok daha acil bir sorumluluk haline gelmiştir..

Bu anlamda,  demokrasiden özgürlüklerden barıştan yana siyasi partilerin buna uygun bir performans gösterebilmeleri için öncelikle kendilerini buna uygun olarak dizayn etmeleri gerekmektedir.

Özellikle kendi içlerindeki kişiselleşmiş, siyasi, ideolojik hiçbir zemine dayanmayan dalaşmalardan kendilerini kurtarmaları gerekir.

Aynı zamanda savaş ve şiddet politikalarına karşı, birlikte hareket edebilecekleri ortak bir zemin yaratmaları ihtiyaç haline gelmiştir.

Savaşa karşı mücadele kapsamındaki bu genel ihtiyaçları belirledikten sonra CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un açıklamalarının önemini daha iyi kavrayabiliriz.

Özellikle bu açıklamalardan çıkarılacak sonuçlar, CHP Çanakkale Örgütü açısından son derece değerli olacaktır.

Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun alınacak dersler itibarıyla iki noktada Çanakkale açısından  önemli değerlendirmede  bulunmuştur.

Bunlardan biri, sosyal demokrat ideolojinin halka daha iyi anlatılması ve halk nezdinde karşılık bulmasını sağlamak için CHP’li belediyelerin yerel yönetim performanslarının vatandaşa en etkin biçimde anlatılması gerçeğidir.

Başarılı yerel yönetim performansının sosyal demokratların referansı olarak kullanılmasının altını çizen Torun, buradan hareket ederek ikinci önemli bir konuyu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tespitine atıfta bulunarak gündeme getirmiştir.

Kendilerini gerektiği kadar anlatamadıklarını, bunun için gerekli önlemleri almaları gerektiğini belirten Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesini AKP’nin performansıyla karşılaştırarak;  ‘onlar pireyi deve kadar anlatıyorlar, bizler deveyi pire kadar anlatamıyoruz’ diyerek iletişim noktasında alınması gereken performansın önemine dikkat çekmiştir.

Bu iki tespit, Çanakkale açısından son derece çarpıcıdır.

Ancak Çanakkale CHP İl Örgütü ve Merkez İlçe Örgütü bunun gereğini yerine getirebilirler mi, bu noktada örgüt içindeki zaaflardan arınabilirler mi, işte bütün mesele burada.

 Bunun için parti yönetiminin,  parti üyesi birçok insanın kendi belediyesini hiçbir maddi temele dayanmadan, ideolojik bir içeriği olmayan ancak oldukça olumsuz etkileri olan kara propagandayı durduracak bunun önüne geçecek önlemleri alması gerekir.

Tabii ki buradan sakın ola, eleştiri özgürlüğünün rafa kaldırılması gibi bir sonuca gidecek; anlayış ve pratik gibi, bir başka zaafın yaşanmasına da izin verilmemelidir.

Seyit Torun’un açıklamalarından alınacak birinci ders budur.

İkinci olarak da, sosyal demokrat düşüncenin kitleler nezdinde karşılık bulmasını sağlayacak, yerel yönetim performansını CHP örgütünün kendisine referans alarak oluşturacağı iletişim politikasını hayata geçirmesidir.

CHP örgütünün bu konularda adım atması, bunun gereklerini yerine getirmesi; CHP Çanakkale örgütünün sürdürülebilir gelişmesi için kurumsal ve kalıcı sonuçlar almasını sağlayacaktır.

CHP örgütü bunun için şimdi bir çalışma yapmalıdır.

Bunun için de önce, dedikodudan başka bir şey yapmayan bazı partililerin yanlışlarına müdahale ederek, sosyal medya kargalarının sevimsiz sesinin engellenmesi gerekir.

Ülkemizin içerisinde bulunduğu koşullar nedeniyle, sosyal demokrat sorumluluk bunu gerektirir.  

Bakalım göreceğiz; kimin derdi ne,  kimin ne hesapları var, kim partisinin ideolojik ve siyasi platformuna uygun bir sorumluk üstleniyor.

Ülkemizin bir savaş yerine döndürüldüğü koşullarda bunu anlamak çok basittir.

Sokaklar her şeyi gösterir, sokaklarda hiçbir şeyi gizleyemezsiniz!...