Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bir teşekkür yazısı

1820
Bu yıl Troia Festivalini izleyemedim.
Ancak Başkan Gökhan’ın açılış konuşmasını okuyunca içim rahatladı.
Troia Festivali 50. yılında, vizyonu itibarıyla; Çanakkale için önemli bir değer yaratan aynı zamanda kentin kültür ve sanat hayatına katkılar sunacak bir stratejik yaklaşımı kendisine rehber edinmiş bir devinimi yakalamıştı.
Gökhan’ın açılış konuşmasındaki değerlendirmeleri bunun güvencesini oluşturuyordu.
Bir organizasyon için hedeflenen kriterler ne kadar değerli ise, o etkinlik bir şekilde kalitesini yaratır.
Ayrıntılarda aynı bilinç ile ele alındığında, ortaya çıkacak ürün  son derece başarılı olur.
Gazetemiz Olay’dan takip ettiğim kadarıyla bu yılki festival, halkın beğeni ile takip ettiği bir performans yaratmış durumda.
Emeği geçen herkese teşekkür etmek de biz Çanakkalelilerin görevi...
Başkan Gökhan’ın festival açılışında yapmış olduğu konuşmada ortaya koymuş olduğu bazı değerler var ki, işte bunlar Troia Festivalini daha uzun yıllar Çanakkale halkının ilgi ve beğeni ile takip edeceği, katılım göstereceği kriterlerin başında gelecek.
Festivalin kimliğini oluşturan bu değerler aynı zamanda festivalin kalitesini de belirlemektedir.
“Geçmişinin savaşlarla örülmüş yazgısına rağmen bizler bugün bu coğrafyada,
Barışı yaşıyoruz.
Kentimizi geliştirmek, değerlerini korumak ve yenilerini katmak için çabalıyoruz.
Bizler uzun yıllar sonra Çanakkale’nin kültüre, sanata, bilime, insana verdiği
değer ile de anılmasının temellerini atıyoruz.
Bu kentte gerçekleştirilen her sanatsal ve kültürel etkinlik, yürüdüğümüz yolda
önümüzü aydınlatan bir meşaledir.
Çünkü ancak bilime, ancak sanata, ancak spora, ancak insana verilen değer ile
ilerlenebilir, gelişilebilir.
İşte Çanakkale, barışı, barış kültürünü gerçekten içselleştirmiş bir kent.
Bu kentin doğasında, mayasında birlikte yaşamdan alınan haz var, farklılıklarımızı zenginlik olarak kabullenmek var. Çanakkale halkı yıllardır
sergilediği sağduyulu, barışçıl, hoşgörülü yaşam biçimiyle, Çanakkale’yi farklı ve
yaşanası bir kent haline dönüştürmüştür”
Gökhan’ın dile getirdiği bu yaklaşım bir anlamda Troia Festivali’nin kalite güvencesidir.
Bu hepimiz tarafından bu şekilde içselleştirildiği sürece daha uzun yıllar böylesi güzel etkinlikleri hep beraber takip etme imkanını yaratmış oluruz.
Her zaman olduğu gibi yine belirleyici olan halktır; yeter ki takip etsin, talep etsin, denetlesin, paylaşsın ve katılım göstersin.
Demokratik olgunluk da işte budur.
Bu olgunluktan nasibini alamamışlar da çıkacaktır;onlar hemen yarından itibaren  festival için ‘çamur at izi kalsın’ türü saldırılara başlayacaklardır.
Hele, seçim üzeri siyasal malzeme adına çok daha yaygın bir şekilde saçmalayanlar ortaya çıkacaktır.
Bir de bu kervana bazı maddi beklentiler içersinde olup, bu emellerine ulaşamayanların kara propagandaları eklenecektir.
Bu çabalar beyhude çabalar olup, belirleyici olan Çanakkale halkının kendi deneyimleri ile yaşadıkları ve çıkardıkları sonuçlardır.
Karalama çabası içersinde olanlar, yarattıkları kirlilik içinde, kısa bir süre sonra kendi vicdanlarıyla hesaplaşacaklar, sonrasında karalamak için çıktıkları yolda güneşin balçıkla sıvanamayacağı gerçeğini idrak edeceklerdir.
Bir kez daha Troia Festivali organizasyonunda katkısı olan, Çanakkale Belediyesi’nin emekçilerine teşekkürlerimi sunarım.
Bu arada rahatsızlığım nedeniyle telefonla, elektronik posta ve sosyal medya üzerinden ayrıca bizzat iletişim içersinde olan dostlarımın iyi dilekleri için; kendilerine teşekkür ederim.