Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

BİR TARTIŞMANIN YENİDEN İZAHI...

Geçen pazartesi yazdığım; "ÇASİAD'IN ADAYLARLA TOPLANTISI ÜZERİNE" başlıklı yazıya, Çanakkale Belediye Başkan adaylarından Sayın Ayhan Gider'in bir itirazı oldu.

7182

  Sayın Gider, gazeteden telefonumu alarak yazıya itiraz noktalarını benimle paylaştı. Kendilerinin konuya ilgileri ve üslup nezaketlerine biçtiğim değer üzerine bu yazıyı gerekli gördüm.  

                Önce konunun daha iyi anlaşılması için kısa bir açıklama yapmalıyım.

                Söz konusu yazı, ÇASİAD’ın belediye başkan adaylarıyla yaptığı toplantının politik analizini hedeflemiştir. Esas olarak bu toplantıya söz konusu yazıda da belirttiğim gibi üç ana noktadan eleştiriler yönelttim ve itirazlarımı belirtim. Ve yine belirtmeliyim ki yazdığım tüm yazılarda olduğu gibi kişiselleştirme yapmadan, hakaret dili kullanmadan-ki Ayhan Gider bey de yazıda bir hakaret olmadığını bana ifade ettiler- durumu, konuyu ve olgunun kendisini eleştirmeye, analize yönelik bir dil kullanılarak yazılan bir yazıdır.

                Eleştirilerimi kısaca şöyle özetlemeliyim; birincisi, hatta burayı söz konusu yazıdan aktarmak daha doğru olacaktır. “… Ancak temenni edilir ki; sermaye örgütünün yanında Emek ve Demokrasi Örgütleri ve Güçleri de moderatörlük sorumluluğuyla kendi sorularını yöneltebilsinler… Böylesi daha katılımcı ve daha demokratik olurdu. Farklı sorularla, kentin farklı bileşenleri, adayların çeşitlendirilmiş sorulara verecekleri cevaplarla kent sorunlarını çok farklı yönleriyle tartışmış olurlardı.” Diyerek gördüğüm eksikliği anlatmaya çalıştım. İkincisi, soruların ağırlık noktasını imar, kat ve trafik konularının oluşturuyor olması benim açımdan başka bir eksik yöndü. Yazıda bunu da anlatmaya çalıştım. Üçüncü itiraz noktam sayın moderatör, Çanakkale halkından programa katılmak amacıyla soru yöneltecekleri, iletişim numaralarını ekrandan duyurdu. Ancak bu soruların hiç birisini yöneltmediği gibi bir açıklamaları da olmadı. Ve son itiraz noktam programın ilk sorusu (köprüyle ilgili soru) belki benim açımdan en son sorulması gereken soru olabilirdi.

                Şimdi dönelim Sayın Ayhan Gider beyin itirazlarına. Çanakkale’ye yapımı devam eden Çanakkale Köprüsü ile ilgili sorulan soruyu değerlendirirken, bu sorunun öz olarak hükümetin köprü propagandasına hizmet ettiğini ve bu yönü ve anlamı ile de Ayhan bey için avantajlı bir soru olduğunu belirttim. Hatta bu soru soruluş biçimiyle sorulduğu platformun özellikleri de göz önünde bulundurulduğunda soruyu soranın niyetinden bağımsız olarak değerlendirsek bile aynı anlama gelir. Köprü konusu-bu sorunun(!) Çanakkale merkezini doğrudan etkileyip etkilemeyeceği tartışma konusudur. Ve bu soruyu değerlendirirken şöyle bir gönderme yaptım “…ince sorular-ince çalışmalar, diplomatik dilde buna inceltilmiş diplomasi denir!...” diye bir niteleme yaptım. Tam da bu belirlediğim nitelemeye Ayhan beyin itirazları oldu. Ayhan beye cevap vermeden önce şöyle bir örnek vermek sanırım durumu açıklamaya yardımcı olacaktır. Diyelim ki sayın moderatör ilk soru olarak Çanakkale köprüsüne ilişkin soruyu değil de “CHP yönetimindeki belediyelerde asgari ücretin 2020 tl değil de 2200 tl olarak ödendiğini ve seçimde kazanacakları belediyelerde Ocak’tan itibaren farklarını ödemek koşuluyla bu ücretin sürdürüleceğini” belirten bir soruyu ve yine öncelikle sayın Ayhan Gider’e sormuş olsaydı, bu sorunun bu biçimiyle bir CHP propagandası olduğu ve sayın Ülgür Gökhan’a avantaj sağlayacağı gibi bir sonuç çıkarmak nasıl doğalsa, köprüye yönelik soruyu da aynı mantıkla değerlendirdim.

                Burada “ince sorular, ince çalışmalar, inceltilmiş diplomasi” bütünüyle dikkat edilirse, moderatörün/moderatörlüğün eleştirisine yöneliktir. Aslında daha açık söylenmesi gereken söz ve bu niteleme ile kast edilen; Çanakkale sermayesinin çıkar reflekslerinin gözetilmesini anlatan, anlatmaya çalışan cümleler ve nitelemelerdir. Soru sorma, soru yöneltme tarzına yöneliktir ki soru isteme çağrısı yapmalarına rağmen kendilerine iletilen hiçbir soruyu ekrana taşıyıp adaylara sormamaları benim açımdan bu durumun bir göstergesidir. Kaldı ki ÇASİAD, eğer bu toplantıyı Çanakkale halkına açık olarak en azından açık bir televizyon kanalında yapmamış olsa, kendi sorularını kapalı bir toplantıda adaylara sorsa, o zaman benim hiçbir eleştiri hakkım olmazdı. Eğer soru isteyip sonra bu soruları sormuyorsanız bunun eleştiriyi hak ettiğini de öngörmeliydiniz.

 Ancak burada kesinlikle sayın Ayhan Gider’i kastetmedim. Ayhan Gider’in oturup ÇASİAD moderatörlüğü ile böylesi bir planlama yaptığını ise söylemek benim açımdan yalnızca aşırı bir komploculuk değil, rasyonalitesi olmayan bugüne değin yazılarımda savunduğum etik değerlerle örtüşmeyen bir tutum olurdu. Kaldı ki ortada bunu ifade eden hiçbir somut bilgi, belge olmadan böyle bir şeyi söylemek için kendi değerlerimi inkar etmem gerekirdi. Bizim kitabımızda iftiracılık yoktur, hakaret yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır.

Ayhan beyin bir başka teklifi, benim moderatörlüğünü yapacağım bir programda soracağım sorulara yanıt verebileceğini söylediği bir çağrıdır. Kendisine teşekkür ediyorum ancak söz konusu geçen haftaki yazıda gördüğüm eksiklik kendi yoksunluğum değildi. Gördüğüm eksiklik, Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçlerinin yoksunluğuna yönelik eleştiriydi. Yazıda da belirttiğim gibi, böylesi Çanakkale açısında daha zengin bir program ve platform olurdu. Tek yönlülük, tek eksenlilik sakıncası da ortadan kalkmış olurdu.

                Son eleştiri noktam; çocuk ve oyun, gençlik ve aktivite (kültür, sanat, spor, entelektüel alanlar ve bilim gibi), kadın ve sosyal hayata katılım, yaşlılık ve kent ilişkileri, kentli hakları konularında bile tek sorunun olmamasıydı… Oysa bugün, tartışılması gereken demokratik halkçı belediyeciliktir, en azından demokratik sosyal belediyeciliktir. Bu belediyeciğin paradigmaları, yönelimleri, ilkesel değerleri, uygulanabilirliği ve kentlilerin ulaştığı, hak ettiği haklar ve özgürlükler adına tek bir soru bile yoktu. Eleştirdiğim şeylerden birisi de burasıdır.

                Sonuç, belirtmeye çalıştığım gibi Sayın Ayhan Gider’in kişilik haklarına yönelik kendilerini rencide etmeyi hedefleyen herhangi bir ifadeyi söz konusu yazıda bulamazsınız. Belki en fazla bazı kavramların kapalı ifade edilmesinden söz edilebilir. Burada bunu açıklamaya gayret ettim, bugüne değin, yaklaşık yirmi yıldır yazı yazıyorum, yirmi yıldır bine yakın köşe yazısı yazdım, benim dilimde küfür, hakaret, kişileri aşağılayan bir söylem bulmazsınız. Beni çıkarlar bağlamaz, başka kaygılar bağlamaz, beni gerçekler bağlar. Şunu belirtmeliyim; birincisi, sayın Ayhan Gider, Çanakkale halkı için, iyi, olumlu bir şey yaparsa onu köşeme taşımaktan ve onu alkışlamaktan gocunmayacağım gibi, yaptığı her yanlışı da küfürsüz ve hakaretsiz bir dille eleştirmekten geri durmam ve çekinmem. Bunu da açıkça ifade ederim. Ancak söz konusu yazı bir Ayhan Gider eleştiri yazısı değildir.

İkincisi, söz konusu yazının altındaki imzam geçerliliğini koruyor, sözümü sahiplenmeye devam ediyorum. Sayın Ayhan Gider’e ve Sayın Ülgür Gökhan’a Çanakkale’nin toplumsal hoşgörü ve barışçıl geleneğine, sosyal dokusuna uygun, siyasal kültürüne katkı yapan demokratik bir yarış diliyorum.