Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bir şey demeyecek misiniz?

Çanakkale'nin en önemli sorunlarından biri olan yaşamsal değerlerimizin yok olmasına yol açacak, sağlıksız bir çevrede ciddi sağlık riskleriyle karşılaşmamızı getirecek termik santral cehennemi için söyleyecek bir sözünüz yok mu? CHP Milletvekili Bülent Öz her şeyi çok net bir şekilde ortaya koymuş, mecliste maskesini de takarak Çanakkalelileri bekleyen tehlikeye işaret etmiş, peki iktidarda olanlar bir şey demeyecekler mi?

1120

 Demezler mi?

Enerji Bakanı 2019 yılı sonuna kadar elektrik üretiminde kömür kullanımı payının artırılacağını söylüyor.

Ancak yerli kömür, sanki yerli kömür  zararsızmış gibi, tüm dünya kömürden elektrik üretimini azaltmaktan bahsederken, geleceğimizin en büyük tehlikesi küresel ısınmaya karşı iklim değişikliği konferansında  fosil yakıtlardan vazgeçilmesi kararlaştırılırken, bizim kömürün payını arttırma çabamızı nasıl açıklarız, bilemiyorum!

‘Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine’ hesabı olsa gerek…

Şimdi akılara bir soru gelmektedir!

Bölgemizde kurulacak termik santrallerin ithal kömürle çalışacağı gerçeği karşısında; yerli kömür, ithal kömür tartışması üzerinden, “millilik” adına yeni bir cazibe alanı yaratılırsa hiç şaşırmayın!

Nede olsa, gerçekler karşısında dezenformasyon ve çarpıtma olmazsa olmaz hallerimizden biri haline geldi.

Şimdi ortaya yerli kömür lobicileri çıkacaktır!

Yerli ve milli bir başkanlık arzuluyoruz ya ,yerli kömürde cuk oturur.

Ülkemizin 2013 sonu itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü 12.563 MW olup toplam kurulu gücün %20`sine karşılık gelmektedir.

Yerli kömüre dayalı kurulu güç 8.515 MW (%13,3) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 4.048 MW (%6.3) şeklindedir.

14 Milyar ton üzerinde kömür rezervinin olduğu ülkemizde kömüre dayalı elektrik üretiminin %32 si ithal kömürden sağlanıyorsa sorun; kömürün ithal yada yerli olma meselesi değildir.

Kapitalizmin temel dürtüsü olan kar, belirleyici olan tek kriterdir.

Soma, Ermenek, Zonguldak Kozlu katliamlarını unutmadık.

Daha çok kar elde etmek adına insan hayatını yok sayan, gerekli önlemleri almayan bu sektör bu gidişle daha, çok insan hayatının  yok olmasına neden olacaktır.

Kömüre dayalı enerji üretimi nereden bakarsanız bakın tam bir cinayettir.

Bu gerçeğe rağmen Çanakkale’yi bir termik cehennemine çevirecek politikalar konusunda gıgı çıkmayan bir siyasi iradenin varlığına karşı; geleceğimize sahip çıkmak, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı korumak adına şimdi görev Çanakkale halkınındır.

Bu görevin zor ve sorumluk gerektiren bir görev olduğunu unutmadan, her fırsatta her alanda bu gerçeğin görünür olması için çaba sarf etmeliyiz.

Siyasi erkin, yaşam hakkı ihlallerini günlük yaşamın bir parçası haline getirdiği, yaşam hakkına sahip çıkan insanları “terörist”  olarak yaftaladığı günümüzde bu sorumluğumuzu yerine getirmek için örgütlü olmak dayanışma ve birlik içerisinde hareket etmekten başka bir çaremiz kalmamıştır.

CHP’li vekillerin bu konuda sürdürdüğü mücadele değerlidir.

Onların meclisteki mücadelesini, bizlerde köylerimizde, mahallerimizde kentlerimizde sürdürmek zorundayız.

CHP milletvekilleri, kendi örgütlerini de harekete geçirme temelinde bir sorumlulukları olduğu, bu arada unutmasınlar.

Bunun gereğini yapmak adına girişimlerde bulunmaları, bu hassasiyeti yaratmaları önemlidir.

Bu konudaki duyarlılıklarını göstermek adına, hiç vakit kaybetmeden bir çevre mitingiyle Çanakkale halkının tepkisini örgütlemek üzere harekete geçmelidirler.

Geleceğimizin yok edilmesine izin vermemek adına şimdi ayağa kalkmak zamanıdır.