Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bir olay, çok sonuç... 26.03.2010

2084

Toplumda farklı düşüncelerin aynı olay noktasında gösterdikleri tutumlar, kamuoyunun kendi deneyimleri ile gerçekleri görmesi noktasında önemli imkanlar yaratır. Gazetemiz Olay, kentte kamuoyunu yakından ilgilendiren toplumsal konularda toplumsal duyarlılık yaratma konusunda başarılı gazetecilik örneklerini sürdürüyor. Böylece bizlere zengin deneyimler aktarıyor. 

Son olarak Köy Hizmetlerinin bulunduğu, deniz kenarındaki alanın 49 yıllığına bir turizm şirketine ihale edilmesi konusunu sizler ile paylaştı.

Bu konuda ortaya çıkan görüş ve düşünceleri incelediğinizde, toplumsal gerçeklikler için önemli ipuçları bulacaksınız.

Şöyle bir bakalım, kim ne dedi.

İl Genel Meclisi AKP Grup Başkanı Hüseyin Babacanoğlu “Meclisimizin temayüllerinde her alınan karar öncesi, halka danışılacak diye bir şey oluşmadı. Halka danışılacak diye bir usul yok. Biz doğru olanı yaptık” dedi.

Böylece Babacanoğlu demokrasi anlayışı noktasında, temsili demokrasi anlayışı ile halkını yok sayan bir kavrayışın izlerini verdi.

Özellikle bugünlerde Anayasa tartışmalarını izlediğimiz, AKP’nin ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile toplumun tüm kesimlerinin üzerinde uyum sağladığı bir yöntem ve sonuçlar yerine dayatmacı politika tarzı, Babacanoğlu’nunda tavrına aynen yansımış idi.

CHP’li il genel meclisi üyesi Hilmi Baydar siyasetçilerin klasik tarzının dışına çıkarak, özlediğimiz bir tutum içersinde konuya yaklaştı.

Baydar’ın ” Halktan oy alarak seçilmiş bir siyasi olarak, halkıma danışılmadığı için özür dilerim. Umarım bu kiralama gelecek için deneyim kazandırır. Bundan sonra en azından CHP grubu olarak halka sorulması yönünde tavır alabiliriz” şeklindeki açıklamaları olumlu olarak değerlendirdi.

Partisinin de artık değişmesi noktasında, günün koşullarına uygun sosyal demokrat politikalar ile kamuoyunun beklentilerine uygun davranılması ile  ilgili olarak kişisel tutumu ile olumlu görüntü verdi.

Kent konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Saim Yavuz kişisel görüşlerinin olumluluğu dışında, Kent Konseyinin işleyişi itibarıyla liberal rüzgârlar estirdi.

Yavuz, Kent Konseyinin bu konularda talep olduğu zaman devreye gireceği noktasındaki tespiti ile Kent Konseyi amaç ve görevlerinin yeniden tartışılması gerektiği ihtiyacını gündeme getirdi.

Saim Yavuz’un mantığı ile hareket edersek, Kent Konseyi toplumsal yaşamın hiçbir noktasında müdahil olabilecek bir performans geliştiremez.

Acaba Saim Yavuz Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı olarak bu konuda bir tavır geliştirememenin getirdiği psikoloji ile bir savunma mekanizması yaratmak için mi bu tespitte bulunmuştur, bu konuyu tekrar değerlendirmesini öneririm.

Kent Konseyi tüzüğünde Kent Konseyi amacı şöyle belirlenmiştir: “Kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek”

Yine tüzük ile Kent Konseyi görevleri de şu şekilde sıralanmıştır.

a) Yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesini, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetişim anlayışının benimsenmesini sağlamak,

b) Sürdürülebilir gelişmenin sağlanması ve bu konuda ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik planların hazırlanması ve uygulanmasını sağlamak,

c) Kente ilişkin temel stratejiler ve faaliyet planlarının belirlenmesinde, uygulama ve izleme süreçlerinde tüm kenti kapsayan ortak bir aklın oluşturmasına katkıda bulunmak,

ç) Yerellik ilkesi çerçevesinde katılımcılığı, demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü geliştirmek,

d) Kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkmak ve geliştirmek,

e) Kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunmak,

f) Sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayalı kentin yaşam kalitesini geliştiren, çevreye duyarlı ve yoksulluğu giderici programları desteklemek,

g) Sivil toplumun gelişmesine ve kurumsallaşmasına katkıda bulunmak,

ğ) Çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini arttırmak ve yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarını sağlamak,

h) Kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin uygulanmasına katkıda bulunmak,

ı) Kent Konseyinde oluşturulan görüşlerin değerlendirilmek üzere ilgili belediyeye gönderilmesini sağlamaktır.

Belirlenmiş amacına uygun bu görevlerinin yaşama geçirilmesi noktasında, Saim Yavuz’un belirlemiş olduğu yöntem ile bütün bunlar güzel kavramlar olarak laftan öte gitmez.

Böyle gider ise daha çok bekler Kent Konseyi, kent yaşamının gerekli bir organına dönüşerek kent yaşamına katkıda bulunmak için.

 

Sermet ATADİNÇ