Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bir başkadır Çanakkale’de Nevruz…

1697
Yurdun bir çok yerinde savaş alanlarını çağrıştıran görüntüler Nevruz kutlamalarına damgasını vurur iken Çanakkale’deki Nevruz kutlamalarına temel teşkil eden “kardeşlik” tüm Türkiye’ye örnek teşkil edecek boyuttaydı.
 
Yıllardır Kürt sorununun  çözümü noktasında bir adım atamayan siyasal iktidarlar Çanakkale’den başlatılan kardeşlik yolculuğunu iyi analiz etmelidirler.
Çanakkale’de Nevruz, halkların kardeşliği boyutunda yerel yönetimlerin kardeşliği ile  daha bir anlam kazanarak renkli görüntülere sahne oldu.
Özgürlükler ve barış konusunda halkların talebini görmek istemeyen siyasal iktidarlar uzun yıllardır Kürt halkı üzerinde terör estirerek savaş yanlısı bir tutum ile halklar arasında sürekli bir acının beraberinde ötekileştiren imha edici politikaların uygulayıcısı oldular.
Bu sorunun çözümü konusunda her şey denendi, ama tek bir şey yapılmadı.
O da; diyalog ve müzakere ile gelişecek; barışın hakim olacağı koşulların yaratılması noktasındaki girişimlerdi.
 
İşte bu yönü ile Çanakkale Belediyesi’nin Diyarbakır Sur Belediyesi ile   kardeşlik protokolü son derece önemli olup, örnek olacak bir gelişmedir.
Bu gelişmenin bizzat yerel yönetimler bazında gerçekleştirilmesi halkların birbirine yakınlaşması anlamında önemli açılımlar yaratacaktır.
Yaşanmış onca acılara, bundan böyle  tahammül edilemez.
Barış ve diyalog ile sağlanacak çözüm gündemdeki en acil gelişmedir.
En küçük bir demokratik talebe bile tahammül gösteremeyen, şiddetten beslenen zihniyet Nevruz kutlanmalarına yasak getirince yaşananları hep birlikte izledik.
Bu çatışma kültürünün panzeri kardeşliktir,demokrasi ve özgürlüklerdir.
 
Çanakkale kendisine düşeni, kendi vizyonuna uygun olanı hayata geçirmiş ve geliştirilecek kardeşlik ilişkileri ile bu alanda önemli deneyler oluşturulmasının önünü açmıştır.
Yıllar önce bir arada omuz omuza bu vatanı savunan halkların, bugün birbirleriyle düşman edilmesinin anlamı yoktur, kabul edilemez.
Çanakkale’deki Nevruz kutlamalarına katılan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş’ın  kutlamalarda yaptığı konuşmasındaki şu sözler çok anlamlıdır.
“18 Martta  Diyarbakır’da  Çanakkale ruhunu ,21 Martta Çanakkale’de Diyarbakır ruhunu  demirci Kawa`nın zalim Kral Dehaq’a karşı verdiği özgürlük duyguları ile taçlandırarak barışı kardeşliği inşa etmenin mutluluğuna bir adım atıyoruz” sözleri barış için kardeşlik için umut verici bir yaklaşım olmuştur.
 
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın bu konuda atmış olduğu adım barışın kenti vizyonuna sahip bir belediye başkanı için takdir edilmesi gerekli bir girişimdir.
Bu kardeşleşme, birlikte Nevruz kutlamalarında da kendisini göstermiş bütün ülkeye örnek olabilecek bir deneyim yaratılmıştır.
 
İşin esası ile uğraşabilmek...
Çanakkale Belediyesi böylesi hassas bir konuda bütün ülkeye örnek olacak bir vizyon ile hareket ederken siyasi rakipleri de son derece ucuz gerekçeler ile Çanakkale Belediyesini suçlama gayretleri içersindedir.
İşin özünden uzaklaşan bu mantık nasıl Nevruz kutlamalarını, tarih gibi bir  saplantıyla  terörize ettiyse, Çanakkale AKP İlçe Başkanı da 18 Mart günü biriken çöpler üzerinden Çanakkale Belediyesine eleştiriler sunmaktadır.
50 bin kişinin bir gün içersinde akın ettiği bir kentte birikmiş çöp görüntüleri üzerinden eleştiri yapmak  aslında tarih gerekçesi ile Nevruzu yasaklayan zihniyet ile aynı akıl tutulmasının ürünüdür.
Böylesi ucuzluklar ile uğraşmak yerine,  yaşam kalitemize katkı sunacak; sorunların özüne ilişkin, çözümler için çabalarımızı birleştirelim.
İş yapma yöntemimizi, gerektiğinde eleştirme formatımızı bu esas üzerinden oluşturur isek çıtamızı yüksek tutmuş oluruz.
Seviyeli olun, kendinize güldürmeyin…