BİR ANNE BABA KABUSU; ÖDEV

Çocuğunun ders çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için odaya meyve götürme bahanesiyle içeriye giren annesinin aslında "Sana güvenmiyorum" mesajını vermek istediğini düşünen bir çocuğun annesine olan inancı ve güveni ne durumda olur?

8441

 Okul yaşamında öğrenmenin ve sorumluluk bilincinin önemli bir görevi olan ödev, çoğu zaman işlevlerini yerine getirememektedir. Çocuktan, öğretmenden ya da aileden kaynaklı nedenlerle çocuğun sorumluluk bilincine ulaşması her zaman mümkün olamamaktadır. Bu yazıda ailenin bu konudaki etkisini ve sınırlarını irdelemeye çalışacağız.

Aile içerisinde önceki yaşam dönemlerinde yeteri kadar sorumluluk verilmemiş, tavizkar bir tutumla büyütülen çocukların okul yaşamında zorlanması gelişimin net bir sonucudur. Anne babaların çocuklarının ödev bilincine ulaşmadaki en zor dönem ilköğretimin birinci kademesidir. Oyun çocuğundan okul çocukluğuna geçiş hem çocuk için hem ailesi için zordur. Oyundan, oyuncaklarından ayrılan çocuğun akademik ortama alışması çok da kolay değildir.

İlköğretim birinci sınıftan itibaren ödev yapmanın kendi sorumluluğunda olduğu bilinci yaşatılmayan çocuk, sonraki öğretim dönemlerinde ödev motivasyonunu arttırmada zorlanacaktır. Çocukların ödevlerine onlar istemeden yardım etmek isteyen anne babalar ise ayrı bir olumsuz faktördür. Sadece sevgi ve şefkat beklediği anne babasının öğretmen rolüne soyunması çocuğu algı karmaşasına sokar.  Anne baba olmak en yalın haliyle koşulsuz sevmek demektir.

Peki ne yapmalı da, evde kriz haline dönüşen, yüksek sesli tartışmalara sebep olan ödev yapmama sorununu nasıl aşmalı?

1. Okuldan gelen çocuğu şefkatle, samimiyetle sarılarak karşılamak. “Burası senin sevgi evin” mesajı verebilmek. Eve gelir gelmez çocuğa ödevin yok mu diyerek zorlamak yerine, dinlenmesine, serbest zaman geçirebilmesine olanak vermek.

2. “Okul nasıl geçti” sorusunu kesinlikle sormadan, daha çok  kapı aralayıcı bir iletişim yöntemi geliştirerek çocuğun okulu eğlenceli yanlarıyla da görmesine olanak vermek.

                “ Bugün sınıfta en çok neye güldünüz”

                “ Öğretmeninizin anlattıklarından en çok ilgini çeken ne oldu” gibi iletişimi sıcak tutacak sorular sormak.

3. Ödev saatinde TV’ nin kapalı olmasını sağlamak ve bunun nedeninin ödevin ciddi bir iş olduğundan evde sessizliğin sağlanması için gerekliliğinden söz etmek. Evde herkes ödev yapabilmem için sessiz  oluyor, demek ki ödev ciddi bir iş algısı yaşayan çocuğun ödev sorumluluğunu daha fazla içselleştirmesi daha kolay olmaz mı?

4. Ceza tehdidiyle ödev yaptırmak. Ödevini yapmazsan tablet ya da telefon yok dediğiniz çocuk, “Peki o zaman tabletimle oynamam, bu şekilde ödev yapmak zorunda da kalmam” diyebilir ve ödev yapmamayı daha meşru bir hale sokabilir.

5. Ödül ile ödev yaptırmak: Çocuğa ödevini yaparsan tabletle oynayabilirsin demek çocuğun ödevi tablet oynamak için bir araç olarak görmesine neden olacaktır. Tablet oynamak ödev için bir rüşvet haline gelecektir.

6. Çocukların ödevlerini nerede yapması gerektiğini bilmesi alışkanlık için önemli bir adımdır. Ona ödevlerini yapabileceği, ders çalışabileceği bir ortam hazırlayın. Bulunduğu ortamda televizyon gibi dikkat dağıtıcı unsurların bulunmamasına özen gösterin.

Görüldüğü gibi okula karşı algı, sorumluluk, ödeve bakışı etkileyen durumların hepsi anne baba tutumlarıyla alakalıdır. Önemli olan çocuğun içsel motivasyonunun arttırılmasıdır. Çocuklara bir defa programlı çalışma disiplini kazandırıldığı takdirde, çocuk ödevleri ile baş başa bırakılmalı; sadece yardım talebinde bulunduğunda yardımcı olunmalıdır. Çocukla inatlaşmamak, işbirliği içinde ve sakin kalabilmek en doğru tutum olacaktır.

Sağlıklı, sevgi dolu günlere….