Bir adım ileri, iki adım geri
Hani şu faiz lobisi aşağı, faiz lobisi yukarı koşturduğumuz, gezi direnişinin bile sorumlusu olduğu söylenen faiz lobisinin esas tokadını şimdi yiyeceğiz.
Hazırlanın zamlara, işsizliğe, durgunluğa, iflaslara
Şimdi göreceğiz faiz lobisinin gerçek kimliğini.
Kapitalist ekonomik sistem krizi büyüdükçe düzeni sürdürmek adına rol üstleneler yine yaptılar yapacaklarını.
Başbakanın çıkıp “ben karşıyım” demesinin hiçbir anlamı yok.
Sıcak paraya dayalı, dışa bağımlı ekonominin sonucu olarak yaşanan bu faiz artımı sonrasında faiz lobisi neymiş hep birlikte göreceğiz…
Artan faizlerinin olumsuz sonuçları yine önce emekçileri vuracak.
Devletin artan faizler nedeniyle üstleneceği ilave maliyetler; zamlar, çeşitli vergiler yolu ile bir kez daha halkın sırtına yüklenecek.
Ekonomide yaşanacak durgunluğun sonucu olarak işten çıkarmalar, direkt emekçileri etkileyecek.
Durgunluk ile birlikte özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler kapılarına zincir vurmak zorunda kalacaklar.
Finansman konusunun getireceği yeni sorunlar ile birçok işletme önemli bir kriz yaşayacak.
Hükümet temsilcileri yine karşımıza çıkıp kemerleri sıkmamızı isteyecekler.
Biz bu filmi çok gördük.
Diğer yandan, yaşanan siyasal kriz ve uluslararası ekonomik koşullar işin tuzu biberi olacak.
Böylesi bir durumda, Dolara karşı Türk Lirasının değerini korumak için başvurulan faiz artışının ne kadar çare olacağını hep birlikte göreceğiz.
Ufukta çok şiddetli bir fırtınanın belirtileri var!
Peki ne yapmak gerekecek ?
Bunun tek bir reçetesi var.
Kapitalist sistemin ekonomik krizinin faturasını ödemeyi ret etmek, bunun için örgütlenmek, mücadele etmek, halkçı demokratik bir dönüşümü yaratmak için seferber olmak.
Sorunun bir siyasal sistem sorunu olduğunu unutmadan, siyasal mücadelenin emek eksenli güçlenmesine katkıda bulunmak hepimizin sorumluluğu haline gelmiştir.
Yolsuzluk, yağmanın bu denli büyüdüğü, yandaş ekonominin her şeyi ile belirleyici olduğu şu günlerde tercihlerimizi yaparken bir kez daha düşünmek gerekmektedir.
Ekonomik olarak daha olumsuzlaşacak koşullar ile birlikte şimdi daha çok demagoji yalan edebiyatına başvurarak karşımıza çıkacaklara bir ders vermek zamanıdır.
İlk fırsat yerel seçimlerdir.
Yerel seçimlerde tercihlerimizi yaparken seçim ekonomisi nedeniyle ertelenen bazı uygulamaların seçimler sonrasında yaşamımızı altüst edeceğini unutmadan oylarımızı kullanalım.
Yolsuzluk, rüşvet, yağma, kirlilik ve hukuksuzluk olarak karşımıza çıkan bugünkü siyasal erkin gerici halk düşmanı politikalarına karşı olmak zamanıdır.
Bu arada, AKP adayının Çanakkale esnafını yakından ilgilendiren işgaliye bedellerine ilişkin bakanlar kurulunun çıkardığı tarife konusundaki açıklamasının bildik AKP taktiğinden öte bir anlam taşımadığını belirtmek isterim.
Mehter takımı halleri; bir ileri, iki geri.
Bizzat AKP hükümetinin bir uygulaması olmasına rağmen, bunun üzerinden prim yapmaya çalışmak da siyasette ilkesizlik hallerinin sonucudur.
Onlarca esnafın tepkisine rağmen şimdi kahraman gibi ortaya çıkmak; ilkeli olmak adına düşündürücüdür.
Adama sormazlar mı bu yasa çıkarken nerdeydin diye?
‘Bir adım ileri, iki adım geri’ mantığı ile Çanakkale’yi yönetmeye talip olanların alabileceği yol yoktur.
‘Bir adım ileri, iki adım geri’ mantığı ile ancak geriye gidilir.