Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

"BİATÇI-TAKİYYECİ" GELENEĞİN İHANETİ!

2491

Değerli okurlarım Adalet ve Kalkınma Partisi`nin ahlak anlayışını masaya yatırırsak; AKP`nin, içinden geldiği biatçı-takiyyeci gelenek nedeniyle doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi temel ahlak değerlerini bir türlü içselleştiremediğini görürüz...

***

Bu partinin kurulduğu günlerde kamuoyu oluşturan yazar ve yorumcuların akıl almaz bir coşku ile AKP`nin "Liberal Demokrat" olduğunu pompalayarak toplumumuzu yanıltmalarını anımsayın... Yaklaşık 12 yıl önce de 12 Eylül 2010`da ki halkoylamasında "yetmez ama evet" diye yeri- göğü inleten bu biatçı medya aslında AKP`ye iyilik değil, yanlışlarının sürmesi için destek vermiştir!

On altı buçuk ay önce Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Bilkent Üniversitesinde yapılan bir törende gençlerin bir sorusu üzerine "Her şeyden önce bizim için önder, rehber diye baktığımızda tek önderimiz Hz. Muhammet Mustafa`dır" demişti.

Din Şurasında yaptığı bir konuşmasında da "Yaşamımızı İslam dini kurallarına göre düzenlemeliyiz, dinimizi yaşamımıza göre değil, yaşamımızı dinimize göre düzenlemeliyiz" demişti.

Laik bir ülkenin cumhurbaşkanı nasıl oluyor da böyle konuşabiliyor?.. Yoksa referansı din olan ülkelerin, toplumların sonunun geri kalmışlık olduğunu bilmezden mi geliyor! Bizim yol göstericimizin bilim ve akıl olduğunu duymamış mı!?. Yoksa amacı, ülkemizi Araplaştırma ve ümmetleştirme projelerine mahkum etmek mi?

Örneğin; Hukuk Fakültelerinde Doçentlik sınavı için hukuk fakültesi çıkışlı olmak zorunluluğu kaldırıldı. Temel bilim alanlarına İslam hukuku dersleri de eklendi. 19 Hukuk Fakültesi Dekanı hukuk çıkışlı değil. Böyle atamalara nasıl oluyor da ses çıkarılmıyor... Ülkemiz bu denli sahipsiz olamaz. Ülkemizin geleceği tek kişinin dinci düşünceli iki dudağı arasına hapsedilemez. Hukuk Profesörleri neredesiniz, niçin susuyorsunuz?

***

Sevgili Çanakkale OLAY okurları ses çıkarıp tepki göstermesi gerekenler üç maymunu oynayınca, cumhurbaşkanının verdiği cüretle varılan yer de Atatürk`e lanet okumak oluyor!

Nasıl mı? Şöyle; Ayasofya Camiinde hafızlıklarını tamamlayan 136 öğrenciye Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı olan Erdoğan`ın katılımıyla diplomaları veriliyor. Diploma töreninde emekli imam Mustafa Demirkan`ın sözlerini dikkatlice okuyun lütfen: "Bu ve bu gibi mabetler, mabet olarak kalması için inşa edilmiş, hediye edilmişti. Öyle bir zaman geldi ki, bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Evet, onlardan daha zalim, daha kafir kim olabilir... Yarabbi o zihniyeti bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma..."

  • Bu imam eskisi Kansızkan!.. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın gözlerinin içine baka baka Atatürk`e lanet okuyor, ama cumhurbaşkanından tık yok!

Aslında Atatürk`e ve onun yaptıklarına şükran duymak yerine lanet okumak için o ruh halini anlamak gerekir. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da; "lisede okurken toplu sabah namazlarına giderdik. Konferanslarda Ayasofya açılacak dediklerinde hüngür hüngür onlar ağlar, biz ağlardık" diye minberde elinde kılıçla anlattı.

Neden mi anlattı? Şu nedenle; AKP`nin Ayasofya, kılıç, halifelik gibi radikal dinci sembollere sarılması, eriyen oylarını yeniden toparlamak için...

Şu acı gerçeği de görüyorlar; artık dinimizi siyasete alet etmenin kendilerine yarar getirmediğini... Yalnızca tarikat yurtlarında yetişen yoksul gariban çocuklarla yetinmek zorundalar. Çünkü Z kuşağı, tüm zorlamalarına karşın İmam Hatip Liselerine gitmek istemiyor, toplu sabah namazlarıyla ilgilenmiyor. Bu gençlerin umutları tükendi, şimdilerde tek dertleri kapağı yurtdışına atabilmek.

*Satırlarımı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün 23 Temmuz 1919 da Erzurum Kongresindeki sözleriyle sonlandırıyorum.

"Her Çağda, her ülkede, her zaman ortaya çıkabildiği gibi biz de de sinirleri zayıf, anlayışı kıt insanlarla birlikte, kişisel geçimini ve mutluluğunu yurdun ve milletin zararında arayan "VATANSIZ ALÇAKLAR" vardır!.."

*

SÖZÜN ÖZÜ: Yüce Önderimiz otuz kelimelik tek cümlede her şeyi nasıl da anlatmış... T.Ç.