Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Berkin Elvan’ın annesini ben de alkışlıyorum.

1270
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, seçimle ilgili “Yeni yaşam çağrısı” başlıklı tutum belgesini açıkladı.
Gezi direnişinde yitirdiğimiz 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın annesini miting meydanında yuhalatan Tayyip Erdoğan’ın tavrına karşılık Demirtaş’ın, toplantıya katılan Berkin Elvan’ın annesini alkışlatması her şeyi çok iyi anlatıyordu.
“Yeni yaşam çağrısı” olarak açıkladığı tutum belgesi daha işin başında taçlanmış, kampanya çok daha anlam kazanmıştı.
Yeni yaşam çağrısına sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum.
Demirtaş’ın “Yeni Yaşam Çağrısı” başlıklı tutum belgesi şöyle:
“Adaylığımla; Türkiye’ye sadece yeni bir cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda yeni bir yaşam öneriyoruz. Bu öneri, yıpranan kardeşliğin eşit temeller üzerinde yeniden tesisi için bir tekliftir.
 
Çağrımız; Türkiye`deki bütün halkların ve inançların birlikte birbirine benzemeden, birbirini benzetmeden, özgürce, yepyeni bir yaşam inşa etmelerinedir.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI RADİKAL DEMOKRASİDİR
 
Toplumun üzerinde yükselen otoriter, antidemokratik, bürokratik ve cinsiyetçi devlet anlayışının başında oturan bir cumhurbaşkanı olmak için aday olmadım. Hayalini kurduğumuz Cumhurbaşkanı, sokakta halkın yanında, halkla beraber olandır.
 
Bunun anlamı; beraber yönetmek, yönetimi ortaklaştırmaktır. Yönetilmeyi değil, beraber eylemeyi geçer kılacak bu irade, kişilere değil, halklara kazandıracaktır.
 
Yeni yaşam; etnik, dinsel, cinsel ve sınıfsal ayrımcılığın karşısında sesi duyulmayanın, iktidar sahibi olmayanın, güçsüz kılınanın yanında yeşerecektir.
 
Yeni yaşam; tek tipçi dayatmalara karşı çoğul, farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal varoluşu anlatıyor. Özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye`nin mümkün olduğuna yürekten inanıyoruz.
 
Türkiye artık bir yol ayrımında. Ya devlet otoritesini daha da pekiştirecek ya da bütün ezilenlerin onurlu yaşam özlemlerini gerçekleştirecek radikal demokratik adımlarla, köklü değişim yoluna girecek.
 
Demokratik değişim için bu sisteme itirazı olanların gücüyle her şeyin Ankara`dan belirlendiği bürokratik ve hantal merkeziyetçi yapıyı köklü biçimde değiştirmek elimizde. O nedenle, bu seçimlerde üç aday ama iki çizgi yarışıyor.
 
Bizim çizgimiz;
 
Halkın doğrudan kendini yönettiği, farklılıklarını özgürce ve gururla ifade ettiği, geleceği hakkında söz üretip karar sahibi olduğu bir dünyayı ifade ediyor.
 
Bizim çizgimiz;
 
Neoliberal, antidemokratik düzen içinde, tekçi-mezhepçi veya ulusalcı anlayışlar arasında bir tercihe zorlanmayı reddediyoruz.
 
Bizim çizgimiz;
 
"En iyi hükümet en az hükmedendir" şiarına inanıyor, devletin küçüldüğü, yurttaşın ve demokrasinin büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz. Devleti korumak ve devlete hizmet üzerine kurgulanmış, kutsallaştırılmış hantal yapıyı araçsal, işlevsel ve hizmetkar bir devlet sistemine dönüştürmeyi öneriyoruz.
 
Devlet, tek bir kişinin ve onun etrafındaki hiyerarşik zümrenin belirlediği esaslarla artık yönetilmeyecek. Cumhur Meclisleri ile halkın devlet yönetimine doğrudan katılımı gerçekleştirilecek.
 
Kadın, gençlik, engelliler, inanç grupları, farklı kimlik ve kültür grupları, çifti, işçi ve emekçi meclisleri olacak. Böylece yetkileri artırılmış bir makam yerine, halkın yetkisinin artırıldığı bir devlet yönetiminin güvencesi olan cumhurbaşkanlığı dönemi başlayacak.
 
Sistemin bütün kanalları halkların demokratik iradesine açık hale getirilerek, demokratik bir işleyişe kavuşturulacak.
 
Türkiye, Milli Güvenlik Kurulu gibi vesayetçi, darbe ürünü yapılarla değil, demokratik kurullarla, güçlendirilmiş yerel yönetimlerle yönetilecek.
 
Devleti, devletin değil, halkın denetimine açacağız. Devlet Denetleme değil, Halk Denetleme Kurulu olacak. Açık ve şeffaf devlet, demokratik devlet olmanın temel koşuludur.
 
Devletin ali çıkarları ve hassasiyetleri değil, halkın çıkarları, hassasiyetleri ve talepleri odak noktası olacaktır.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI BARIŞA İNANMAKTIR
 
Türkiye halklarının barış iradesi müzakere sürecinin güvencesidir.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde demokrasi güçlerinin kararlılığı barış sürecini hızlandırarak müzakerenin temellerini sağlamlaştıracaktır.
 
Kürt sorununun çözümü Türkiye`nin demokratikleşmesiyle eş zamanlı yürüyecek bir süreçtir. Sorun çözüldükçe Türkiye demokratikleşecek, Türkiye demokratikleştikçe çözüm hız kazanacaktır. Bunu sağlayacak irade, yıllardır barış mücadelesini yürüten bizlerde, Türkiye`nin demokrasi güçlerinde vardır.
 
Çankaya hedefimiz kalıcı bakış açısından stratejik bir önem taşımaktadır. Türkiye`nin baştan aşağı topyekün demokratikleşeceği, radikal demokrasinin kökleşeceği bir sürece talibiz. Değişim hedefimizin amacı budur.
 
Farklılıklarımız bizi zayıflatmaz, aksine güçlendirir.
 
Türkler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Ezidiler, Süryaniler, Keldaniler, Araplar, Çerkezler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, hep birlikte demokratik ulusu oluşturmaktadır. Her türlü tekçilik son bulacak, yerine çoğulculuk esasına dayalı bir anlayış egemen kılınacaktır.
 
Devletin anayasası döneminden halkların anayasası sürecine geçişi gerçekleştireceğiz.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI ADALETTİR
 
Mevcut anayasanın başyazarları kısa bir süre önce müebbet hapse mahkum oldu. 35 yıldır meşruiyeti olmayan bir cunta anayasasının zulmü altında yaşıyoruz. Bu anayasanın sağladığı yetkileri savunmak, darbeyi savunmaktır.
 
Devletin kutsandığı, halkların, dillerin, inançların ve kültürlerin yok sayıldığı bu anayasanın topyekün değiştirilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur.
 
Türkiye toplumunun çok etnisiteli, çok kültürlü ve çok inançlı yapılardan oluşan `çok kimlikli` realitesi temel alınarak cinsiyetçi olmayan, ekolojik, eşitlikçi, sosyal ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı vardır.
 
Yeni Anayasa Demokratik Türkiye`nin ve yeni yaşamın toplumsal sözleşmesi olacaktır.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜDÜR
 
Gönüllü birlikte yaşam ancak eşitlik ve özgürlük temelinde gerçekleşebilir.
 
Aleviler, Hıristiyanlar, Museviler, Ezidiler gibi ezilen ve dışlanan tüm inanç ve kültürel grupların üzerindeki baskılar kaldırılmalı, herkesin dini inançlarını ve dünya görüşü çerçevesinde sosyal hayatını özgürce yaşamasının önü çoğulcu demokrasiye uygun bir şekilde açılmalıdır.
 
Anadilinde ibadet hakkı sağlanmalı, bugüne kadar devletin resmi din anlayışına hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır. Devletin herhangi bir kurumla din ve inanç özgürlüğü üzerinde oluşturduğu tekçi tahakküme son verilmeli, başta ders kitapları olmak üzere tüm dokümanlardan farklı kimlik ve inançlara dönük nefret suçları içeren ayrımcı söylemler temizlenmeli ve bunlara cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
 
Cemevleri ve farklı din ve inançlara ait tüm mekanlar yasal statüye kavuşturulmalı.
 
Din ve vicdan özgürlüğünü içselleştirmiş, dini devletin tekelinden kurtaracak ve siyasetin aracı olmaktan çıkaracak, dini inancı olan veya olmayan herkesin eşit yurttaşlık temelinde istediği gibi yaşayabilmesine imkan veren özgürlükçü laiklik geliştirilmelidir.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI YEŞİLDİR
 
Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine karşı direnmesinden bugüne doğa katliamları ülke gündeminden düşmüyor.
 
Bu coğrafyanın farklı köşelerinde farklı aktörlerle tekrarlanan tablo aslında aynıdır. Deresinin üzerine HES yapımına direndiği için jandarmadan dayak yiyen Karadenizli kadın, sanayi atıklarının zehirlediği Ergene suyuyla üretimini sürdürmeye çalışan Trakyalı çiftçi, yaşam alanları nükleer ya da termik santral inşaatlarıyla tehdit edilen köylüler.
 
Karnımızı doyuran toprak, kanımızı temizleyen hava, yaşamın kaynağı su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler: Bugün bunların hepsi için direnmeyi göze alamayanların demokrasiden, adaletten ve insanlık için bir gelecekten bahsetmesine imkan yoktur.
 
Yaşam hakkı sadece insanlar için geçerli bir hak değildir. Bu gerçeklikten hareketle bütün hayvanların da yaşam hakkını savunmak temel ilkelerimizdendir.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI GENÇTİR
 
Yerleşik kalıplara, ezbere ve kendini memleketin sahibi zannedenlere karşı bir isyan olan gençlik; sistem tarafından işsizlik ve eğitim gibi temel sorunlarla kuşatılmış durumda.
 
Çağrısını dillendirdiğimiz yeni yaşamda işsizlik, baskı ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışılan gençler yönetimde söz sahibi olacak.
 
Kuracağımız `Cumhur Meclisleri` içerisindeki gençlik meclisleri ile siyasetin ve hayatın her alanında gençliğin aktif katılımı sağlanacak ve gençlerin örgütlenmesinin önündeki tüm yasal engeller kaldırılacaktır. Gençlerin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını etkin bir şekilde yürütmesi devletin yükümlülüğünde olacaktır.
 
Gençliğin sorunlarıyla uğraşmak yerine gençliği bir asayiş sorunu olarak tanımlayarak zapt etmeye çalışan zihniyete karşı yeni yaşam gençliğin sesi olacaktır.
 
Yeni yaşamı bizlere gençler müjdeliyor.
 
Gençlik başa çıkılacak değil, başa çıkarılacak kesimdir.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI EĞİTİM HAKKIDIR
 
Eğitim her yurttaşın parasız yararlanabileceği kamusal bir haktır. Herkesin eğitim olanaklarına dil, din, inanç, etnik kimlik, cinsiyet, cinsel kimlik ve ırk ayrımcılığına maruz kalmadan eşit bir şekilde erişebilmesinin önü açılmalıdır. Kamusal eğitime yapılan harcamalar artırılmalı, eğitim bütçesinin eşit ve adil bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.
 
Eğitim sistemi; milliyetçi ve cins ayrımcı öğelerden arındırılmalı, her yurttaşın özgür ve eşit faydalanacağı, ezbercilikten uzak, bireyin yaratıcılığını geliştiren, yeteneklerine göre yönlendiren, bilimsel, demokratik, laik ve nitelikli bir eğitim hizmeti sunulmalıdır. Laik bir sisteme yakışmayan zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Bireylerin dini eğilim ve taleplerine uygun olarak kendi dinlerinde ve seçmeli olarak verilmelidir.
 
Anadilde eğitim herkes için bir hak olarak kabul edilmeli, eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçe`nin öğretilmesinin yanı sıra anadilde eğitim görme imkanı sağlanmalıdır.
 
Eğitim anadil temelli çok dilli bir yapıya kavuşturulmalıdır. Talep eden bir kişi dahi olsa herkesin bu hakka sorunsuz bir şekilde erişmesi mümkün kılınmalıdır.
 
Eğitim sınav merkezli olmaktan çıkartılmalı, YÖK kaldırılmalı, üniversitelerin akademik ve idari özerklikleri genişletilmelidir.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI KADINDIR
 
Her gün en az beş kadın katlediliyor. Kadına söz ve iktidar alanı bırakmayan erkek egemen toplumun kadın katliamı hızını kesmeden sürüyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ayrımcılığın karşısında ilkesel tutum sahibi olduk, bundan sonra da bu tutumuz devam edecektir. Yeni yaşam ancak kadınların öncülüğünde örgütlenebilir. Her toplum kadınların özgürlüğü kadar özgürdür.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI CİNSEL ÖZGÜRLÜKÇÜ TOPLUMDUR
 
Farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sebebiyle öldürülen, baskı gören, dışlanan LGBTİ bireyler sistem tarafından görmezden geliniyor. LGBTİ`lerin varoluşu suç görülüp, homofobi ve transfobi besleniyor. Yeni yaşamda bütün cinsel kimlikler eşit yurttaşlık haklarıyla, ayrımcılığa uğramadan, hayatın her alanında özgürce onurlu bir varoluş sürdürebilecekler.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI DÜNYA BARIŞIDIR
 
Türkiye yapısal bir dış politika değişikliğine gitmek zorundadır. Askeri vesayet dönemi Türkiye`sinin sorunları görmezden gelen dış politika anlayışının yerine, Osmanlı güzellemeleriyle kurgulanmış, bir bölgesel güç olma hevesinin ağır sonuçları ile karşı karşıyayız.
 
Ortadoğu`da kendisini mezhep çatışmasını körüklemek ve IŞİD gibi örgütlerden medet ummakla var etmeye çalışan Türk dış politikası, Batı`da neredeyse askıya alınmış AB`ye üyelik süreci ve duraksamış reformlarla akamete uğramıştır.
 
Farklı kimliklerin ve inançların birbirinin içinde erimeden beraber, demokratik, özgür ve eşit bir biçimde yaşadığı radikal demokrasi anlayışımız, dış politika anlayışımızın da temelini oluşturmaktadır.
 
YENİ YAŞAM ÇAĞRISI ÖRGÜTLENMEKTİR
 
Neoliberal dönem, mülkiyet, üretim ve istihdamda köklü değişiklikleri de beraberinde getirdi. Üretim süreci çeşitli biçimlerde parçalandı, ölçeği değişti ve küçük birimlere ayrılarak yeniden yapılandırıldı.
 
Esnek çalışma başlığında toplanan, güvencesiz, taşeronlaşmış, sigortasız olarak çeşitli şekillerde biçimlenen çalışma koşulları emeğin maddi haklarını gasp etmenin ötesinde, emekçilerin tüm yaşamına dair haklarını da ellerinden almaktadır.
 
İş cinayetlerinin denetlenmesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi için doğrudan müdahil olan, başta güvencesiz çalışanlar olmak üzere tüm emekçilerin sosyal haklarının takipçisi bir cumhurbaşkanlığı hedefliyoruz””