Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Belirleyici olan halktır

Yunanistan'da Syriza hükümeti Avrupa Birliği ve IMF ile yapmış olduğu müzakerelerde geri adım attı. Yunanistan halkını içine düştüğü ekonomik krizden kurtarma vaatleriyle hükümet olan Syriza hükümeti vermiş olduğu sözleri tutmadı; yapmış olduğu müzakereler sonucu, almış olduğu önlemler ile yine krizin faturasının halkın sırtına yüklenmesi klasik gerçeğinin uygulayıcısı oldu. Buradan alınacak önemli dersler vardır. Syriza'yı teslim olmaya götüren neden, stratejik olarak doğru bir yöntem izlememesidir.

952

 Halkın gücünü arkasına alarak hükümet olan bir siyasal irade halkın gücüne güvenerek direnmelidir.

Borçları ödeme politikası değil, borçları ret etmek politikası Syriza’nın tercihi olmalıydı.

Çünkü bu borçlar halkın borçları değildir.

Bu borçlar bir avuç sermaye kesiminin kendi çıkarları için uygulamış olduğu ekonomik politikaların sonuçları olarak oluşmuş, şimdi de emekli maaşlarından kesintiler, yeni vergiler gibi bir takım kemer sıkma politikalarıyla ödenecektir.

Halbuki Syriza, hükümete gelmeden önce belirlediği programı ile halkların ilgisini ve takdirini kazanmıştır.

Syriza’nın seçim başarısı aynı zamanda halklar için umut olmuştur.

Ancak anlaşılıyor ki kapitalist toplumlarda belirleyici olan halkın mücadelesidir.

Syriza şimdi bu önlemler paketini bakalım meclisten geçirebilecek mi?

Yunanistan halkı Syriza’ya vermiş olduğu desteğe varlık teşkil eden iradesine uygun olarak bu mücadeleyi nereye kadar taşıyabilecek.

Bu gelişmeler önemli dersler oluşturacak deneyimler olarak yakından izlenecektir.

Ancak umutsuzluğa yer yoktur.

Halkların mücadele gücü her zaman belirleyicidir.

Bu Yunanistan içinde böyledir, Türkiye için de...

Şimdi gözlerimiz Bursa’da, işten atılan Tofaş işçilerinin karşılaştığı vahşi kapitalist uygulamaya karşı geliştirilecek mücadelenin üzerinde.

Göreceğiz bakalım “el mi yaman bey mi yaman”?

Meclis yeni çalışma dönemine başladı.

Önce meclis başkanlığı seçimi sonra koalisyon çalışmaları derken dengelerin nerde ve nasıl olacağını izleyeceğiz.

CHP’de meclis başkanlığı adaylığı için Baykal isminin belirlenmesi yeni bazı dengelere işaret etmektedir.

Koalisyon girişimlerinin, birliktelikler yaratma adına geliştirilecek ilişkilere bağlı olduğu düşünülürse meclis başkanlığı seçimi ilk elden bazı mesajlar oluşturacaktır.

Bu anlamda Erdoğan –Baykal görüşmesini hatırladığımızda

CHP’de meclis başkanı adayı olarak Baykal’ın belirlenmesi yeni bir uzlaşma girişi olarak ele alınabilir.

Bu girişim AKP –CHP koalisyonu konusunda bir kapı açabilir.

Böyle bir girişimin gelinen noktada HDP açısından da bir karşılığı olacaktır.

AKP-MHP koalisyonunun özelikle Kürt sorununun barışçı çözümüne vereceği zararları dikkate alan HDP’nin,  AKP –CHP koalisyonuyla demokrasi barış ve özgürlükler alanında daha ileri bir yol alınabileceği ihtimali üzerinde yorumlarda bulunduğu siyasi çevrelerde tartışılmaktadır.

Ancak bunu belirleyecek olan; HDP’nin demokrasi ve emek güçlerinin talepleri ile verecekleri mücadelenin destekçisi olması  potansiyelidir.

Parlamenter işleyişin detaylarından ziyade  emek ve demokrasi güçlerinin gündemi; daha iyi yaşam koşulları, eşitlik, baskı ve şiddet yasalarının bertaraf edilmesi, eğitim sağlık barınma  gibi temel insan haklarının güvence altına alındığı, ekosistemin korunduğu , kadınlar üzerindeki şiddetin yok edildiği tam eşitliğin tesis edildiği, hiç kimsenin etnik kimliği dini inancından  ve mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı, savaş politikalarının ret edildiği, Kürt sorunun halkların kardeşliği temelinde barışçı çözümünün sağlanarak yeni bir anayasa ile demokrasi ve özgürlükler alanındaki tüm engelleri kaldırıp, güçlerini birleştirerek  yeni bir yaşam için  seferber olmalıdırlar.

Halkın koalisyonu bu talepler temelinde mücadele içersinde oluştuğu takdirde HDP’nin mecliste eli güçlenecek, halkın mücadelesin kazanımları yasama alanında karşılık bulacaktır.

7 Haziran seçim sonuçları AKP gericiliğine dur demek, tek adam diktatörlüğünü engellemek, seçim barajını yıkarak demokratik dönüşüm adına oluşan bir halk iradesini işaret etmektedir.

Gericiliğe karşı mücadele her zaman belirleyicidir.

Kurulacak koalisyon hükümeti ne şekilde olursa olsun esas olan budur.