BEHÇET HASTALIĞI
Prof. Dr. Hulusi Behçet
Hulusi Behçet, Türk dermatoloji ve bilim insanıdır. 1939 yılında kan damarı eflamasyonu olan ve bugün kendi adıyla adlandırılan Behçet hastalığını açıklayan ilk bilim adamıdır. Çalışmalarını İstanbul Tıp Fakültesinde sürdürmüştür.
Behçet sendromu olarak da adlandırılan Behçet hastalığı, vücudun farklı yerlerindeki kan damarlarının iltihabına neden olan ve nadir görülen kronik bir hastalıktır. Hastalık bazı hastalarda yalnızca ağız, deri ve genital bölge yaralarıyla seyrederken bazı vakalarda damarların iltihaplanması ve sinir sisteminin etkilenmesi sebebiyle beyin, akciğerler, sindirim sistemi organları gibi çeşitli bölgelerde tutulum gerçekleşebilmektedir.
Genetik mi?
Özellikle Akdeniz, Ortadoğu, Asya bölgelerinde görülmesi bu hastalığın bölgenin gen havuzuyla ilgili olabileceği ihtimalini göstermekte ancak nedeni tam olarak bilinmeyen karmaşık ve birçok organı etkileyen bir hastalıktır. Ağız içi, genital bölge ve deri yüzeyinde yaralar ve görmede bulanıklık gibi belirtilerle kendini gösteren hastalığın bulaşıcı olduğu yanılgısı bulunmaktadır. Ancak Behçet Hastalığı bulaşıcı değildir. Kişiden kişiye bulaşmaz. Ancak genetik faktörler düşünüldüğünde aile fertleri arasında kalıtsal olarak yayılım gösterebileceği düşünülmektedir.
Behçet hastalığı çocuklar ve yaşlı yetişkinlerde de görülse bile, genellikle 20`li veya 30`lu yaştaki erkek ve kadınları etkiler. Hastalık erkeklerde, kadınlarda oranla daha ağır seyreder. Türkiye`de yapılan çalışmalarda ülkedeki görülme sıklığının 100.000 kişide 20 ile 421 arasında olduğu tespit edilmiştir. Ancak Uluslararası Behçet Hastalığı Topluluğu`na göre (ISBD) hastalığın Türkiye`de görülme sıklığı 10.000 kişide 8-37 arasıdır.
Ağız içi, genital bölge ve deri yüzeyinde yaralar ve görmede bulanıklık gibi belirtilerle kendini gösteren hastalığın bulaşıcı olduğu yanılgısı bulunmaktadır. Ancak Behçet Hastalığı bulaşıcı değildir. Kişiden kişiye bulaşmaz. Ancak genetik faktörler düşünüldüğünde aile fertleri arasında kalıtsal olarak yayılım gösterebileceği düşünülmektedir.
Behçet hastalığı tanısı nasıl konur?
Behçet hastalığının tanısı klinik olarak konur. Herhangi bir spesifik laboratuvar bulgusunun olmaması nedeniyle bazı kişilerde tanı konulması zaman alabilir. Kan değerlerinin incelenmesi amacıyla yapılan tetkiklerde hastalığın kronik seyrine bağlı olarak kansızlık, bağışıklık sistemini ilgilendirmesi nedeniyle beyaz kan hücrelerinin sayısında artış ve iltihaplanma ile giden bir süreç olması nedeniyle inflamasyon belirteçlerinde yükselme tespit edilebilir. Behçet hastalığının tanısı için belirlenmiş çeşitli kriterler mevcuttur. Genel olarak hastalığın belirtilerinden oluşan bu kriterleri kullanmakta, belirtilerin nadiren aynı anda oluşması nedeniyle zorluk yaşanılabilir. Bu zorluğun sebebi ağızda yara çıkması, deri döküntüleri ve gözün iltihaplanmasının diğer birçok sağlık durumu ile de ilişkili olabilecek semptomlar olmasıdır. Behçet hastalığı tanısı için ağız ülserlerinin yılda en az 3 kez meydana gelmesi ve bu belirtiye aşağıdaki belirtilerden ikisinin eşlik etmesi halinde gerçekleştirilebilir:
• Tekrarlayan genital bölge ülserleri
• Cilt lezyonları
• Paterji testi
• Görme fonksiyonlarını etkileyen göz iltihabı
Pozitif paterji reaksiyonu, Behçet hastalığından şüphelenilen bir kişide cilt üzerine iğne batırılmasını takiben 24-48 saat önce kırmızı renkli kabarcık oluşmasını tanımlar.
Behçet hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Behçet hastalığının tedavisi kişinin şikayetlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Tedavi yöntemleri arasında kişinin yaşam tarzında yapacağı değişiklikler olabileceği gibi, uzun bir süre boyunca kullanılması gereken ilaçlarla da olabilmektedir.
KAYNAK: https://www.medicalpark.com.tr/behcet-hastaligi/hg-1836