Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Bayramlık bir yazı…

Şu anda herhalde tatildesinizdir!... AKP'nin seçim öncesi kıyağı 2.5 gün idari izin ve gelsin 9 gün tatil. İşin görünen yüzü böyle de , kim tatil yapabiliyor ki !... TÜİK 2014 hesabına nüfusun yüzde 15'i, yani 11 milyon 700 bin kişi, aylık 500 TL'nin altında bir gelirle hayatını sürdürüyor. Vatandaşların yüzde 70'e yakını (68.7'si) evden uzakta bir haftalık tatil geçirme imkanına sahip değil. Gel de tatil yap.

1263

 Birde “maddi yoksun” olarak tanımlanan bir kesim ver ki bunlarda toplumun üçte biri.

“Maddi yoksun” kriterlerine göre her 3 kişiden biri; beklenmedik harcamalar, evden uzakta bir haftalık tatil, ödeme zorluğu, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek, evin ısınma ihtiyacı, çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon, otomobil sahipliği olarak belirlenen dokuz maddeden en az dördünü karşılayamıyorlar.

Bir de gelir dağılımındaki eşitsizlik var ki dudak uçuklatıcı cinsten; en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 45.9 iken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun yüzde 6.2.

Buna göre toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranı 7.4 kat daha fazla.

En zengin ve en yoksul yüzde 20’lik kesim arasında 7.4 kat gözüken gelir uçurumu, en zengin yüzde 10 ile en yoksul yüzde 10 arasında hesaplanınca çok daha büyüyor.

Eee bayram bizim neyimize diyerek yine de bayrama ilişkin bazı temennilerimizi sıralayalım.

Trafikte olanlar aman dikkat, kurallara uyma konusunda azami gayret, yıllardır bayramlar trafik canavarının en yoğun mesai yaptığı zamanlar olmuştur.

Kurban bayramı nedeniyle hayvanlara uygulanan canavarlık görüntülerini artık görmek istemiyorum.

Her tarafın kan gölüne çevrildiği, hayvanlara yapılan bu zulüm bitsin artık.

21. yüzyılda yaşadığımızı idrak edebilecek bir zihinsel dönüşüme ihtiyacımızın varlığı kendisini çok hissettirmektedir.

Yıllardır bu sütunlarda yazı yazan biri olarak bir gerçeği birazda olsa geç kavradım, ama çok mutluyum.

Bazen insanları yok saymak, en etkili yöntemlerden biri olabiliyor.

Zahmetsiz, uğraşmaya da hiç gerek yok.

Çünkü bunlar ihtiras sahibi, kariyer düşkünü “özel” çıkarları için bazı kimliklerin arkasına sığındıklarından,  o kimliklerine uygun makyajlarıyla toplumda ön planda görülmekten müthiş bir haz duyan tipler.

Aslında taktıkları maske ile üstlendiklerini sandıkları sorumluluğun onlar için hiçbir anlamı yok.

Öyle olduğu için itina ile yaptıkları makyajlarıyla podyumların devamlı mankeni olma arzusu içersindeler

Bu tipleri,görme, yok say; bırak kudursunlar.

Sonrada izle; nasıl çirkinleştiklerini, hırçınlaştıklarını, karalama, yalan gibi mekanizmaları çalıştırarak çıldırdıklarını

“Seni başka yaptırmayacağız” sloganının tüm kodları da burada gizli…

Yok say geçsin, sen gerçekleri savunmaya devam et, doğrudan gerçekten yana almış olduğun tutumu sürdür.

Tarih bu tipleri kendi çöplüğünde eritip yok edecektir.

Neyse biz yine bayram muhabbetine dönelim.

Bu bayram, gündemde 1 Kasım seçimleri olacaktır ağırlıklı olarak.

Bayram sohbetlerinin ağırlıklı konusu seçimler, adaylar olacaktır.

7 Haziran seçimlerinden sonra seçim sonuçlarını kabul etmeyerek tek adam uygulaması için yeniden seçimlere başvuran bir iradenin geldiği nokta da belirlemiş olduğu adayların hiçbir hükmü kalmamıştır.

Çanakkale’de bu irade, ithal aday Bülent Turan’ın çabalarıyla bir takım provokatif uygulamaları devreye soktuktan sonra AKP adaylarının kim olmasının hiçbir değeri yoktur.

Ancak AKP’li çiçeği burnunda yeni adaylara bir önerim olacak.

Siz siz olun siyasette başarılı olmak için, bununda ötesinde bir Çanakkaleli olarak Çanakkale halkı ile barışıklığınızı sürdürmek için Bülent Turan’ın talimatlarının ortağı olmayın.

Çanakkale’de sürdürülmek istenen düşmanlık, çatışma ve şiddet kültürüne  karşı tavrınızı koyun.

Bunun için ilk yapmanız gereken şey, bugüne kadar özellikle Ülgür Gökhan’ı hedef alarak gerçekleştirilmeye çalışılan düşmanlaştırıcı politikalar konusunda partinizin yaptıklarının yanlışlığını deklere etmeniz olacaktır.

Bunu yapabilirseniz Çanakkale halkı nezdinde bir karşılık bulabilirsiniz.

Aksi durumda savaş ve şiddet politikalarının uygulayıcısı gerici siyasi iradenin parçası olarak konumlanır ve kişisel değerlerinizin karşılığını hiçbir zaman bulamazsınız.

Barıştan özgürlüklerden demokrasiden yana kalbi atan insanlar, bu bayramda 1 Kasım’da, gericilik baskı şiddet ve savaş politikalarını bertaraf etmek için bayram tadında bir dayanışmanın gelişmesini sağlamak için çaba göstererek, “seni yine başkan yaptırmayacağız” hedefine ulaşmak için yeni bir başlangıcın adımını atacaklardır.

Bayramın bundan daha güzel bir tadı olamaz.

Herkese iyi bayramlar