damlayeltekin@gmail.com
Nerede o eski bayramlar? Bayram ikramiyesinden toruna harçlık çıkmadı
Bayramı bitirdik. Ne kadar bayram olduğu elbette tartışılır. Yanı başımızda sıcak savaş patlak vermişken…
Bu yazıda sıcak savaşı değil de Bayram sofralarında, bayram
buluşmalarında yaşanan savaşı konuşalım.
Uzun yılların ardından ilk defa çocukların kapı kapı dolaşıp
şeker topladıklarına tanık oldum. Kimbilir kaç bayram bekledik
kapının çalmasını. Çocuklara şeker uzatmak hayal oldu. Ama bu
bayram, Ankara’nın göbeğinde gördüğüm biraz nostaljik biraz
büyülü gerçekçi tablo, az da olsa umut serpiştirdi yüreğimize.
Mahalleli de oldukça şaşkın açtı kapısını, “Bayramınız kutlu
olsun” diyen miniklere… Neşe verdiler. Bayramlıklarıyla, sesleri
ve varlıklarıyla gönlümüzü hoş eden ufaklıklara teşekkürü bir
borç biliriz. Ebeveynlerine de ayrıca teşekkür etmek lazım.
Büyükşehirde çocukları sokağa gönderme adeti her yıl azalarak yok
olmuştu. Mahalleye duydukları güvenden mi nedir bilinmez ama bu
bayram izin vermiş görünüyorlar. İşte “nerede o eski bayramlar?”
denildiğinde bu anıyı uzun süre hatırlayacağız.
Bu tatlı anı dışında ne kadar bayram oldu sahi? Bayramda torun
ile dede ve nine arasındaki ilişki başka olur. Dedeler ve nineler
beklerler kapıdan yarının insanları olan torunlarını beklemek
için. Yemekler ve tatlılar en çok onlar için pişer. Harçlıklar
hazırlanır.
Bu bayramda emeklinin aylığı ve 3 bin lira ikramiyesi ile pek de
bayram yaşanmadı. 3 bin lira dediğin dünümüz kışken bahara pek
yaramaz. Yaramadı da. Geçtiğimiz ayın pansumanı oldu belki ama
torunlara ikramiyeden harçlık çıkmadı.
Bayramın ardından elde ne kaldı?