Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

Bay BAHÇELİ'İN SİYASETİ!

Değerli okurlarım yerel seçimler Tek Adam Sistemi (TAS)ın geleceği yönünden çok önem taşıyor.

7965

 Eğer ülkemiz bu (TAS) rejiminden kurtulacaksa, kurtuluş ancak muhalefetin ilkeli mücadelesiyle olanaklıdır.

***

Bugün Sn. Bahçeli’nin çok gerilere gitmeden son 2 ay içinde ağzından çıkan sözlerinden bazılarına mercek tutalım ki siyasetinin ne menem bir şey olduğunu anlamaya çalışalım!  

2 Ekim 2018: MHP Grubunda yaptığı konuşmada; “İstanbul dışında her yerde aday çıkaracağız.”

29 Ekim 2018: “Her İlde adayımızı çıkaracağız. 3 büyük İlde ise aday çıkarmayacağız.”

24 Kasım 2018: “3 büyük İlde AKP kimi isterse, kimi dilerse aday çıkarabilir. Biz ön şartsız Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin muhafazası için her türlü fedakarlığı seve seve yaparız. Zillet İttifakı (muhalefet partilerinin millet ittifakına diyor) bu büyükşehirler dışında ortak aday çıkardığı her yerde Cumhur İttifakının gereği neyse onu yapacağız, onun yanında olacağız.”

*( Muhalefet partilerini “terörle” ilişkilendiren R. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ayrıştırma ve kutuplaştırma taktiği olarak “Zillet İttifakında vatanseverliğe karşı ne ararsan var” diyerek çok ağır suçlamalarda bulundular.)

28 Kasım 2018: İYİ Parti ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ibaresi “T.C.” nin kimlerin talimatı ile kamu kuruluşlarının tabelalarından kaldırıldığının belirlenmesi ve yeniden konulması amacıyla Meclis Araştırması önergesi verdi. Önerge, AKP’nin ret, HDP ve MHP’nin çekimser oylarıyla reddedildi. CHP önergeye destek vermişti.

            *Oysa MHP “T.C.” ibaresinin sökülmeye ilk başlandığı günlerde kıyameti koparıyordu!

              Milli Eğitim Bakanlığı(MEB)in Andımızla ilgili verdiği dilekçede ki millet tanımı da MHP takımını ayağa kaldırmıştı ama olsun… Önemli olan üç büyük kentte (İstanbul-Ankara- İzmir) Belediye Başkanı Adayı göstermeyerek de ne denli ülkücü milliyetçi olduklarını kanıtladılar ya daha ne olsun(!).. Sahiden bu Bahçeli’nin MHP’si partiyi feshedip AKP’ye niçin iltihak etmez ki???

            *Günlerdir siyasetin en önemli gündemini Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı fesli Kadir ve onu makam arabasıyla ziyaret eden “DİB”in baş yöneticisi A. Erbaş oluşturmuştu. Oysa asıl sorun fesli ve DİB değil AKP’nin tarih anlayışıydı ama ne gam…

            *Bu topraklarda Hilafeti ve Şeriatı özleyenler hiçbir zaman özlemlerine kavuşamayacaklardır. Çünkü Atatürkçü Cumhuriyetçiler o hain girişime asla izin vermeyeceklerdir. Bu da böyle biline…

Bahçeli ve partisi de ülkenin beka sorunu var diye yutturmaya çalışıyorlar, ama aslında kendilerinin beka sorunu olduğunun ayırdına vardıkları için stepne ve dirsek temasındalar!

Ne diyorlardı? “SEN YOLUNA, BEN YOLUMA!”

Siyasetimizde; ilkesizliğin, ülküsüzlüğün ve kuralsızlığın hiç bu kadar ayyuka çıktığı ve de değerli olduğu bir dönem olmamıştı!

Soralım: Ülkü sahibi insanlar ilkesiz davranabilir mi? Örneğin MHP’li seçmenler “Tavuk mudur!?” Haşa… Bahçeli öyle münasip gördü diye önüne atılan darılar gibi AKP’nin belediye başkanı adaylarına sorgusuz sualsiz oy verirler mi? Verirlerse ülkücülükleri tartışmalı hale gelmez mi? ŞİMDİDEN DÜŞÜNMELİLER!

***

            Sevgili Çanakkale OLAY okurları yazımı dört gün önce İstanbul eski Baro Başkanı Sn. Ümit Kocasakal’ın Cumhuriyette yazdığı “Andımız ve Andınız” başlıklı yazısını okuyamamış okurlarım için aktararak sonlandırıyorum. 

ANDIMIZ:

Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmek.

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk’üm diyene!

ANDINIZ:

Türk değilim. Türk ve Türklük ile sorunum var. Kim ve ne olduğum da belli değil.

Görünürde ümmetçiyim. Yalancı ve talancıyım. Cumhuriyeti yıkma ve kurumları tahrip etme, demokrasiyi yok etme, bunları ustalıkla gizleme, her türlü kutsal değeri istismar etme, kandırma ve kandırılma hususlarında çalışkanım.

İlkem; iktidarımı ve yandaşlarımı korumak, paralarımı saymak, şahsi ve küresel çıkarları yurdumdan, milletimden ve özümden çok sevmektir.

Ülküm; küresel efendilere hizmette yükselmek, sözde “açılım” larla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni parçalamakta ileri gitmektir.

Ey yüce küresel efendiler! Açtığınız yolda; kurduğunuz tezgahlarda, “yerli ve milli” görünüp “Yeni Osmanlıcılık” veya “Numaralı Cumhuriyetçilik” kisveleri ve sözde “Yeni Türkiye” maskelemesi altında, Cumhuriyet ve Atatürk ile hesaplaşarak gösterdiğiniz hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Sevr’e, Büyük Ortadoğu Projesine, emperyalizmin varlığına armağan olsun.

Ne mutlu “Lozan hezimettir” ve “Yunan kazansaydı” diyene!

                                                                       *

Tarihte Bugün: 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanununda yapılan yasa değişikliği ile Türkiye Cumhuriyetinin kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.