Basın özgürlüğü ve barış çağrısının damgasını vurduğu ödül töreni
“Bülent Dikmener Haber Ödülü” ve “Turhan Narler Yerel Gazetecilik Ödülleri” düzenlenen tören ile sahiplerini buldu.
Törende, basın özgürlüğü noktasındaki tespitler öne çıktı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ve Gazetemiz sahibi Aynur Ganiler’in tutuklu gazetecilerin olmadığı koşullarda yapılacak ödül törenleri çağrısı oldukça anlamlıydı.
Gazetecilerin de yoğun katılım gösterdiği ödül töreninde bu anlamıyla bir burukluk vardı.
Törende bir başka anlam daha vardı ki; günümüzün en temel sorunlarından biri olan şiddet konusunda basın olarak unuttuğumuz barış dili açısından çok önemli bir çağrıyı içeriyordu.
Çağdaş Batman Gazete’sinden Arif Arslan “Turhan Narler Yerel Gazetecilik ödülünü almak için uzaklardan kentimize gelirken, şiddet nedeniyle geçen hafta birçok canın yok olması nedeniyle acılarımızın dorukta olduğu bir zamanda bizlere bir kez daha önemli bir mesaj getirdi.
Hassas bir bölgede gazetecilik yapan arkadaşımız olarak, barışın önemine yaptığı vurgu çok anlamlıydı.
Gazeteciler olarak bu konuda bizlere önemli görevler düşmektedir.
Bizler, şiddet kültürüne karşı barışın dili ile yıllardır çekilen bu acıların son bulması için nereden gelir ise gelsin, şiddete karşı olmalı, etnik tercih temelinde taraf olmamalıyız.
Vicdanlı bireyler olarak, şiddet sarmalı içersindeki kısır döngünün getirdiği taraf olma konusundaki şoven duygulardan arınarak bu acıların yaşanmaması için daha çok sorumluluk almalıyız.
Arif Arslan arkadaşımız bir kez daha bu gerçeğe işaret etti.
Bir şeyler yapmalı
Halkın barış ve demokrasi taleplerini, daha iyi yaşam koşullarını, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını her türlü baskı sömürü ve ayrımcılığa karşı olma noktasında halktan, ezilenden, yok sayılandan, doğadan, emekten, özgürlükten, eşitlikten, barıştan, adaletten ve demokrasiden yana olanların, insanca bir yaşam için ortak mücadeleyi örgütlemelerinin zamanıdır.
Bunun için bir araya gelen emek demokrasi bloğunun şu günlerde tüm Türkiye’de sürdürmekte olduğu kongre girişimi çabaları demokrasi, barış ve emekten yana kesimler tarafından yakından izlenmektedir.
Acıların yok olduğu, barışın hakim olduğu ,insanca ve onurlu bir yaşam için atılacak her türlü adımın desteklenmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Demokrasi bloğu kongre girişimi, bu alanda yaşama geçirilen önemli bir çabadır.
Halkın talepleri temelinde yükseltilecek mücadelenin daha ileri noktalara taşınmasının önünü açacaktır.
Açık çağrı…
Çanakkale Belediyesi’nin CHP ve MHP’li Belediye Meclis Üyelerine açık bir çağrım var.
Bu çağrı aynı zamanda Çanakkale halkı ve gençliğinin çağrısıdır.
AKP’nin piyasacı, zamcı, halkı yok sayan politikalarına alet olmayın.
Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan bir ülkenin ekonomik politikalarının taşeronluğunu siz yapmayın.
Toplu taşıma ücretleri için gündeme getirilen zam talebine karşı çıkın.
Çanakkale halkı sizleri AKP ekonomi politikalarının sonuçlarını vatandaşlara aktaran aracılar olarak algılamak istemiyor.
Buna izin vermeyin.
Bu çağrıyı yapar iken gerekçelerini de sizler ile paylaşmak istiyorum.
Öncelik ile talepte bulunanların yöntemi bu konuda samimi olduklarını göstermiyor.
Gerçekten samimi olsalardı siyasi şov yerine daha gerçekçi olabilecek iletişim yollarını seçerler idi.
Entrikalara ve sahteciliklere başvurmazlar idi.
AKP ekonomi politikaları; ekonomik sıkıntıların faturasının halkın sırtına yüklenmesi stratejisine dayanır.
Kamusal hizmetleri ticarileştiren bir model ile sosyal devlet olmanın hiçbir gereğini yerine getirmeyen bu sistem her fırsatta gözünü halkın cebine dikerek çözüm üretme yolunu bulmuştur.
Kamusal hizmetler kamu gelirleri ile finanse edilmeli gerekir ise yaratılacak sübvansiyonlar ile işletmeciler desteklenmelidir.
Bu konunun çözüm merkezi Belediye Meclisi değil,hükümetin ekonomi politikalarıdır.
İşte bunun için halkın sırtına yıkılmak istenen ekonomik sorunların çözümlerinin, aracısı olmak sizlere düşmez.