Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

Başbakana Açık Mektup

2457
DEĞERLİ okurlarım, bu hafta size Show TV’de “Son Haber” adlı programın sunucusu ve Gazeteport’ta köşe yazıları yazan; hukukçu-gazeteci Melike İLGÜN’ün Başbakan R.Tayyip ERDOĞAN’a yazdığı açık mektubu okumayanlarınız için aktarıyorum. Okumak ve üzerinde düşünmek size kalıyor…
 
***
 
“Ben politikacı değilim, olmaya da hiç niyetim yok. Zira politik bile davranamam. Hatta o hususta özellikle beceriksizim. Ama size sizi anlatabilmek için, yaptıklarınızın ağırlığını anlatabilmek için, belki kendinizi görürsünüz diye A-4 kağıdı büyüklüğünde bir ayna tutabilmek için politikacıların çok kullandığı o bildik cümleye sığınmak zorundayım.
 
Tarih sizi affetmeyecek Sayın Başbakan!
Sizi tarih gerçekten af-fet-me-ye-cek!
 
Çünkü siz, bu toplumu adına ‘türban’ denilen bir kılıçla, kanata kanata, yara yara ikiye böldünüz.
 
‘Velev ki siyasi simge, suç mu?’ sözlerinizle fitili ateşleyerek meseleyi özellikle böyle kan davası noktasına getirdiniz. Söz verdiğiniz gibi kendinizden olmayanı da kucaklamak yerine tokatlamayı tercih ettiniz. Kimse birbirini sevmesin, saflar derinleşsin, bıçaklar bilensin istediniz.
 
Çünkü siz, öfkelisiniz.
 
Sizden olmayan herkese o yukarıdan bakan tavrınız aslında duyduğunuz korkunç öfkeyi maskelemek için.
 
Öfkelisiniz.
 
Çünkü sevgisizsiniz.. ‘Öfke de bir hitabet biçimidir’ savunmasıyla ise sadece komiksiniz. Öfke hitabet biçimi olsa da asla yönetim biçimi olamaz gerçeğinden bihabersiniz.
 
Çünkü sizin hırsınızın sonu yok.
 
Her yer, her şey sizin olsun, herkes sizden olsun istiyorsunuz. Sizden olmayana dayanamıyorsunuz.
 
Sizi eleştirmelerine katlanamıyorsunuz. Bunca yıl her yaptığınızı şakşaklayanlara o kadar alışmışsınız ki,
 
AB müzakerelerine gittiğinizde elinizde koca bir hiçle dönmenize rağmen ‘Avrupa Fatihi’ diye manşet atanlara o kadar güvenmişsiniz ki, uçağınıza binenlerin hep sizi alkışlayacağına o kadar eminmişsiniz ki, en ufak bir eleştiride çığırınızdan çıkıyor, saldırganlaşıyorsunuz..
Bunca vakit sizi şakşaklayanların arka sayfalarındaki çıplak kadınları ise nedense şimdi görüyor ve kadınları kullanmaya alışkın zihniyetinizle günün güzellerini sivriltip sivriltip silah yapıyorsunuz. Oysa ne komik ki ayni gazeteler size ‘Avrupa Fatihi’ diye manşet atarken yine ayni kadınları kullanıyordu. Ama nedense bunu görmezden gelebiliyorsunuz. Çünkü savaşta herşeyin mübah olduğu bir ekolü temsil ediyorsunuz.
 
Çünkü siz dinin de dindarlığın da bir tek sizden olanlara ait olduğunu düşünüyorsunuz.
Sizin için inanmanın tek şartı ‘başını örtmek’.
 
Çalan da, çırpan da, yiyen de, satan da, sattıran da türbandan yanaysa onu üstün tutuyor, üstün olduğuna inanıyorsunuz. Büyük kalabalıkları saf, temiz ve yürekten inancından soğutuyorsunuz.
 
Her biri bilmem kaç yüz dolarlık has ipek örtüler takmış eşlerinizle, İslam bir tek sizinmiş gibi davranıp, ulema kesilip, İslamiyet’i kendinize mal ediyorsunuz.
 
Yanlış yapıyorsunuz Sayın Başbakan. Yanlış yapıyorsunuz…
 
Çünkü siz gerçekleri konuşmak yerine mazlum edebiyatı yapıyorsunuz.
 
İşler sizin için biraz ters gittiğinde o yanık sesinizle ve izanınızla ve adabınızla ‘ezilmiş halk kahramanını’ oynuyorsunuz.
 
Eğer ezilen halkın kahramanı olmaksa niyetiniz, sizin ve şurekanızın gemilerini, villalarını, bitmek bilmeyen dünyalıklarını nasıl açıklıyorsunuz?
 
Bu halk bir torba kömüre, iki dize şiire birini ‘halk kahramanı’ yapar diye düşünüyorsunuz.
Çünkü aç, çünkü kimsesiz..
 
Ama ya ‘Gayrı Yeter’ derse, ya bir gün gözü açılır da o bir torba kömür için kimlere ne taviz verildiğini görürse…
 
O bir torba kömür için çekilen peşkeşleri fark ederse…
Neden ben elektriğe bu kadar para veriyorum? diye sorarsa…
Benzinin neden bu kadar çok pahalı olduğunu merak ederse…
Hani olur da bir gün gözü açılır da gerçekleri görürse…
Hiç mi korkmuyorsunuz?
 
Dedim ya sizi tarih affetmeyecek Sayın Başbakan.
Siz ki haktan, hukuktan, kul hakkından korkmazsınız. Ama tarihten korkun Sayın Başbakan.
Çünkü ellerinizde Türkiye’nin kanı var.
Ellerinizde türbanı kılıç yaparak kanata kanata, yara yara ortasından ikiye böldüğünüz Türkiye’nin kanı var.
İşte bu yüzden tarih sizi hiç affetmeyecek Sayın Başbakan.
Hiç af-fet-me-ye-cek!”