turgutcamer@hotmail.com
12 Eylül Referandum’u sürecinde iktidar ve muhalefet partileri “ Evet”- “Hayır”ın ne anlama geldiğini halka anlatma çabası içindeler. Sandığa 25 gün kaldı.
Ancak, Sn. Başbakan ERDOĞAN, tıpkı Temmuz 2007 Genel seçimlerinde kampanyalarında olduğu gibi “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hk. Kanun”un 65. ve 66. Maddelerini ihlal alışkanlığını sürdürüyor. Oysa; referandum takvim sürecinde de tıpkı seçimlerdeki gibi, ilgili yasaklara uyma zorunluluğu vardır.
* Bakınız, “Başbakan ve bakanlara ilişkin yasaklar” başlığı ile düzenlenen 65. Madde hükmü aynen şöyledir:
“ – Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre içinde Başbakan ve bakanlarla, milletvekilleri, yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezileri makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamazlar. Bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılamaz ve resmi ziyafet verilemez.
Yukarıda yazılı süre içinde Başbakan ve Bakanlar seçimle ilgili faaliyetlerinde ve konuşmalarında bu kanun hükümleriyle bağlıdır.”
* Bakınız, “Memurların gezilere katılma yasağı” başlığı ile düzenlenen 66.Madde hükmü aynen şöyledir:
“ – Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar geçen süre içinde Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve adayların seçim propagandası ile ilgili olarak yapacakları gezilere hiçbir memur katılamaz.”
***
Pekiyi, ne görüyoruz? - Mülki Amirler (Vali’ler, Kaymakamlar, İl-ilçe Milli Eğitim Müdürleri) nin resmi yazı ile AKP’in “Evet” kampanyasına devletin memurlarını yönlendirdiklerini!..Söke Kaymakamlığı, kamu çalışanlarını AKP’nin Aydın mitingine katılmaları için izinli saydığını, İl Özel İdaresi tarafından miting alanının su püskürtmeli klimalarla donatılmasını görüyoruz!..
Sn. Başbakan, Ana Muhalefet lideri Sn. KILIÇDAROĞLU’NUN serzenişini duymazdan geliyor.
Gerçekten Başbakan, 2007 seçim kampanyasında parti Genel Başkanı olarak AKP’nin İl – İlçe kongrelerine “Resmi Görev Kılıfı” ile gidiyor, bir “temel atma” bir “kurdele kesme” uydurularak masraflar devlete ödetiliyordu. Doğrudan kongreye gitse masrafları parti karşılayacaktı. Her yıl hazineden trilyonlarca yardım alıyorlar. Onlara oy vermeyen insanların vergilerine sıkılmadan el uzatabiliyorlar! Yetimin, öksüzün, hatta anne karnındaki bebeklerin bile hakkını yiyorlar! Adeta, bal tutuyoruz, o nedenle parmaklarımızı yalıyoruz! Tavırlarını sürdürüyorlar!..Genel seçimlerde olduğu gibi şimdi de vurdumduymazlıklarını sürdürüyorlar.
***
· Başbakanlığın uçağını referandum kampanyalarında da kullanıyor. Saati: 10bin dolar.
- Başbakanlığın helikopterini kullanıyor. Saati: 5bin dolar.
- Başbakanlığın bir zırhlı aracının günlüğü: 2 bin dolar.
* Devletin, uçağını, helikopterini ve makam arabasını kullanmak, yasaklara karşın sürecek mi? Bu yasa tanımazlığa daha ne kadar seyirci kalınacak? Yoksa ülkemizde yürekli-yurtsever savcılar yok mu? YSK’yı böyle ihlaller zaten ilgilendirmez mi?..
AKP 2002 Kasım’ında iktidara geldiğinde Başbakanlığın 1 Uçağı vardı. Şimdi ise 2 Uçak, 1 Helikopter’i var. Sanırım, geçen yıl medyada yer almıştı. 60 milyon dolar’a 25 kişilik bir uçak siparişi verilmişti. Akibeti nedir? Şimdilik bilinmiyor!.. Bu ne savurganlıktır! İşsizliği çığ gibi büyütmüşsünüz. Yoksa; işsizliğin farkında değil misiniz? O, 60milyon dolar’la 6 adet fabrika kurulabilirdi. Fabrika kurma ihtimaliniz olmadığı için mi? Uçak siparişi vermeye kalkıştınız!..Yazık ki yazık…
Sevgili “OLAY” okurları; Klasik İslam Literatüründe 76 Haram – günah vardır. Bunlardan biride “Savurganlıktır.” Tatil yapmak kuşkusuz bir Başbakan’ın da hakkıdır. Ancak, bir gecelik konaklama ücreti; 40 kişinin 1 ay çalışarak aldığı paraya denk! Geliyorsa, bu İslam’la – Müslümanlıkla bağdaşır mı? İslam’da – Müslümanlıkta savurganlık (israf) haram – günah değil mi?
***
* Yoksa; Başbakan olmazdan önce “ – ... Referansımız İslam’dır!...” diyebilen R.Tayyip ERDOĞAN, savurganlığın “günah” ve “haram” olduğunu Başbakan olunca unutmuş! olabilir miydi?..
