Başarı mı? Ahlak mı?

2110
Yusuf Eroğlu
Uzman Veteriner Hekim
Federasyon (E) Temsilcisi
 
Türk Milletinin kendine özgü hasletleri vardır. Aslında bunlar, bizi biz yapan değerlerdir. Bunları kaybettiğimizde, özümüzü kaybeder, yok olur gideriz. Günümüzde, bu söylediklerimiz, yeni nesil tarafından benimsenmese de, gerçek budur. Kız alırken ve damat seçerken bile bu hassasiyetleri dikkate alırız. Ahlaklı olmak, dürüst olmak, disiplinli ve çalışkan olmak. Bu saydıklarımız başarının harcıdır. Temelidir. Çimentosudur. Ünlü düşünür Çiçero’nun, Ahlakla ilgili çok güzel bir sözü vardır;”Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler.”
Ahlaklı sporcu derken, Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anmadan olur mu? İşte Atatürk’ün söyledikleri.”Spor, ahlaktır. Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatan görevi saymak gerekir. Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır.” Yine Atatürk’ün, Cihan Pehlivanı Kurtdereli Mehmet Pehlivan`a yazdığı mektup, ibret vesikası gibidir. Mektupta şöyle demektedir. “Kudretli Mehmet Pehlivan. Seni cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak başarıların sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim: Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve milletin şerefini düşünürüm. Bu dediğini, en az, yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü Türk sporcularına bir meslek prensibi olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın. Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ, ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.”
Yıllardır, memleketimizde iyi sporcu kavramını yerleştiremedik. Aslında, iyi insan sözünü de yerine oturtamadık. İyi insanı, suya sabuna dokunmayan, hiçbir risk almayan, her şeye evet diyen insan olarak lanse ettik. Oysa ki iyi insan, çalışan, verilen görevi layığı ile yapan, disiplinli ve ahlaklı olandır. Çeşitli kuruluşlar yılın sporcusunu seçiyorlar. Kıstas nedir? Yani ölçü nedir? Kendi branşında başarılı olmak. Doğrudur. Ancak, bu başarıyı elde eden sporcunun öncelikle ahlaklı sporcu olması şart değil midir? Bize göre öyledir. Önce ahlak, sonra başarı gelmelidir. Değerlendirme yapılırken, bu konu asla göz ardı edilmemelidir. Yazımızı, Bernad Shaw‘ın sözleriyle bitirelim; “Ahlak duygumuz, ihtiraslarımızı kontrol eder.” Sağlıcakla kalınız.