Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Barışa sahip çıkmak

811
Seçim sürecine girildiğinden beri dikkat çeken en önemli gelişme HDP’ye dönük gerçekleştirilen saldırılar oldu.
HDP Parti Genel Merkezi dahil olmak üzere 60 noktada parti binalarına, stantlara, araçlara, partili vatandaşlara dönük saldırılar yapıldı.
Ancak dün yapılan Adana ve Mersin binalarına yapılan bombalı saldırılar olayın rengini değiştirdi.
Öldürme kastıyla, Adana ve Mersin’de aynı anda yapılan saldırılar bugüne kadar yapılan saldırılardan farklı bir nitelikteydi.
Karanlık güçlerin, karanlık yöntemleriyle yapılan saldırılarda 7 kişi yaralandı.
Böylesine bombalı çiçekler ve kargo paketleriyle gerçekleştirilen saldırılar devletin kontra güçlerinin eylemleri olarak barış güçlerinin yakından tanıdığı işlerdir.
Seçimlere kalan süre azalıp halkın, HDP’ye olan ilgisi her geçen gün daha da büyüdükçe bu gelişmenin önünü almak için başvurulan bu yöntemler çare olamayacaktır.
AKP’nin ve hamisinin meydanlarda kendi geleceklerinin önünü tıkayacak olan HDP’yi her fırsatta hedef gösterip, şiddet dili ile sürdürdüğü propagandanın sonuçlarını bugüne kadar çeşitli saldırılarla yaşayan HDP bu süreçte şiddete karşı barıştan yana almış olduğu tavır, özellikle kullanmış olduğu barış dili ile halkların gönlünde taht kurup saldırılara rağmen HDP’ye olan desteğin gelişmesinin geldiği noktada şimdi yeni yöntemlerle yeni operasyonlar yapılmaktadır.
Özellikle Ağrı’da yapılmak istenen provokasyonunda boşa çıkarılmasıyla HDP’nin bu provokasyon içersine çekilemeyeceği gerçeği şimdi devletin derin güçlerin bombalı saldırılarıyla yıldırma taktiğine dönüşmüştür.
Ancak şöyle bir geçmişi inceleyenler; ezilenlerin, devrimcilerin mücadelesinden biraz haberi olanlar bu yöntemlerinde fayda etmeyeceğini bilirler.
Şimdi tüm demokrasi güçlerine düşen görev; şiddetten nemalanan halkların yeni yaşam ve büyük insanlık çağrısından rahatsız olan kesimlere karşı HDP’ye olan desteği daha da güçlendirmektir.
Tüm gelişmeler göstermektedir ki; savaş ve şiddet yanlıları fena halde sıkışmış durumdadırlar.
Barış mücadelesinin kazanımlarına sahip çıkmak hepimizin görevi olmalıdır.
Bu saldırıların faillerinin bulunması hükümetin sorumluğundadır.
Hükümet bu failleri bulup adalete teslim etmediği sürece, direkt kendisi sorumlu demektir.
AKP hükümeti 13 yıllık uygulamalarıyla köşeye sıkışmıştır.
Bugüne kadarki uygulamalarından, yolsuzluklarından, baskılarından, hukuksuzluklarından hesap sorulacağından korkan siyasi irade şimdi çılgınlıklar peşindedir.
Seçimlere kadar daha farklı bazı tertiplerin geliştirilebileceği ihtimal dahilindedir.
Sakin ve sağ duyu ile davranıp önce 7 Haziran’da vereceğimiz oylarla AKP’yi geriletmek, demokrasi barış ve özgürlüklerin gelişimi için yeni bir alan açmak adına bu saldırılar ile yaratılmak istenen yılgınlığın üzerine kararlılıkla gitmek gerekecektir.
Bombalı saldırıdan bir gün önce Adana’da gerçekleştirilen coşkulu HDP mitingi öyle anlaşılıyor ki birilerinin psikolojisini fena halde bozdu.
Yine Mersindeki saldırı günü Mersinliler coşkulu bir mitinge hazırlanmak üzereydi.
Saldırı sonrasında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın; Bu gün saat 17`de Mersin mitinginde olacağız. Daha coşkulu, daha neşeli, daha moralli olacağız. Herkesi bekleriz” çağrısı böylesi saldırılar karşısında moralli olmanın barışı kazanmak adına ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir.
Bu saldırıların olduğu zamanlama da diğer yandan Bursa’da metal iş kolu işçilerinin başta Renault fabrikası olmak üzere diğer fabrikalarda başlatmış oldukları direniş güçlenerek ve kararlı bir şekilde sürdürülmekteydi.
İşçi sınıfının bu mücadelesinin kazanımı aynı zamanda sınıf mücadelesine ilişkin anlamlı sonuçlar yaratacak gelişmeler olarak gündemdedir.
HDP’ye karşı yapılan bu provokasyonu işçilerin direnişini zayıflatmak amacıyla harekete geçecek bazı kesimler özellikle sendika bürokrasisi ve siyasi iradenin çabalarının gündeme gelmesi muhtemel bir gelişmedir.
Bu mücadeleye, emek dostlarının vereceği desteğin gelişmesine  engel olmak da bu saldırılardan beklentiler içersinde olabilir.
Tüm bu gelişmeleri üst üste koyup, analiz ettiğimizde; Kapitalist sistem kendi varlığını sürdürmek adına her türlü çılgınlığa başvurmaktadır.
Yaşanılanlar göstermektedir ki;  emek güçlerinin birlik ve dayanışması HDP’nin sahiplenilmesi her zamankinden daha çok önem kazanmıştır.
Ortalıkta solculuk adına dedikodularla HDP düşmanlığı yapanlar herhalde yaşananlardan bir ders alırlar.
Almazlarsa da gericilik yanında alacakları yeni safları kendilerine hayırlı olsun.
Hele bu saldırılar gerçekleştirilirken ‘iyi olmuş’ şeklinde yorumlarda bulunan solcu geçinen bazıları yok mu, onların yeri daha ayrı olacak tabiî ki…