BARIŞ FELSEFESİ

Hüseyin ÇOBAN İnsanın iyi olmasına iyi insan denebilir ama toplumun iyi olmasına "Barış' denilir. İnsan ve toplumlar yaşamlarını yönlendirebilen varlıktır. Bu yönlendirmede empati, bilme ve bilinç önemli rol oynar. İnsanlar ile diğer canlılar arasındaki en önemli farklardan birisi ise empati yeteneğidir. Bilinçli toplumlar yaşamının yol haritasını kendileri çizerler. İnsanın kendini gerçekleştirme sürecinde Felsefe ve Barışın payı nedir? Barış isteyen toplumun öncelikle kendini tanıması, bilmesi gerekir. Yetenekleri, bilgi birikimleri, ilgi alanı, bilgi donanımı gibi. Sonrasında hedeflerini amaçlarını bilmeli ve o amaca götürecek araçlar ve yöntemler saptamalıdır.

620

 

 

Bütün bunlar bilinç ister düşünme gerekir. Eğitim gerekir, toplumsal mutabakatın bilinçli olması gerekir. Felsefe ve eğitim şart barış için, toplumumuzun felsefeye ihtiyacı var. Çünkü okuduğuna  ve dinlediğine körü körüne inanmadan, sorgulayarak, bildiğini zannetmemek, eleştirisel yaklaşımla yorumlamak ve anlamlandırmak ancak felsefe bilmekle mümkün yani bilinçli düşünmekle uygun düşer. Az gelişmiş toplumların hastalığı olan Dogmatizm  hem dinsel hem töresel  hem tabu, bağnazlık ancak felsefe ile yenilebilir. Bildiğini bilememek dogmatizmin yanılgısıdır. Hep bundan kaybederler barışı, bu nedenle birey ve toplum için felsefe olmazsa olmazdır.

Ulaşılmak istenen amaç mutluluk ve anlamlı yaşamaksa bu felsefe  bilmek ve eşit gelir dağılımıyla sağlanacaktır. Barışı istemek, felsefik düşünceyi sağlamış, din bağnazlığını yıkmış, bu toplumlarda kul yerine birey olmayı başarmış bireyler çağdaş toplumları olabilir. Bireyler ve toplumlar doğru düşünebilen, önceliklerini ve seçimlerini saptayabilen insanlardan oluşur.

Barışı birey ve bilinçli bir toplum sağlayabilir, kul ve kalabalıklar ise belirsizdir. Felsefe birey ve toplumu barışa götüren en güçlü metoddur. Neden ve niçin sorusunu zihninde canlandıran insan açgözlülüğü ile empati arasında sıkışır ve barış yöntemi bilinçli toplumla galip gelebilir. Beşeri bilimlerin yanında sorulması gereken en temel soru sorma istekliği felsefe temelli olmalıdır. Eğitim sisteminin içerisinde fazla bulunması gereken bu esasları canlı tutmak ve kültür haline getirmek gerekmektedir. Felsefe evreni açıklamak ister,  nasıl ve niçin sorularına cevap bulmak ister ve istemez. Pozitivist ya da somut bilimlerin de felsefeye (bilinçli düşünme) gereksinimi vardır. Sorgulayıcı ve eleştirisel düşünmeyen bilim adamı olamaz, ama bir hayvan olabilir(ithafen). Metodik şüphenin dünya barışına ve gelişmesine katkısı büyük olmuştur. Bilimler, bilimsel etkinliklerinin çıktılarını değerlendirirler, sonuç, doğrulanabilir ve kanıtlanabilir ise bilimsel sayarlar. Oysa felsefe bilimsel olmanın farklı bakış açısıdır.

İnsanlığın barış içinde, toplumun değerlerin yükseğe ve iyiye yönlendirdiği bir toplumda yaşayabilmesi, bireylerden oluşan, kendisi ve çevresi ile barışık, iyiye götüren bir dünya görüşü olan, olaylara gelişmelere sağlıklı bilimsel yöntemlerle bakabilen ve algılayabilen insanlarla oluşacaktır. Bu toplumlarda hoşgörü, eşitlik, özgürlük ve adalet gibi erdemlerin etkili olabilmesi yine iyi yetişmiş empati kurabilen bilinçli insanlarla mümkündür.

Topluma ‘Demokrasi’ ile yönetiliyorsunuz, ‘sizler eşitsiniz’, ‘Adalet mülkün temelidir’, ‘hoşgörü ve özgürlükler var’, demekle toplum, çağdaşlığa yetişemiyor ve yetişmesinin de imkânı bulunmamaktadır.

 

         Felsefi anlamda empati kurun;çiçek olun, arı olun, kedi olun, kuş olun kullandığınız herşeye empati duyun. Onlar bizim hayatımızı kolaylaştıran barış araçlarıdır. İnsan kendisiyle barışık olmalı, her yaptığı eylemde kimsenin hakkını engellememeli, özür dilemeyi bilmeli.

 

Seçimlerimiz bizim geleceğimizdir. Seçimlerin sağlıklı olması iki olaya bağlıdır. Seçim yapan kişinin, bilinçli sağlıklı düşünebilen birey olması, bu felsefe olgunluğa erişmiş olması gereklidir. Filozofların biraz farklı olmasının nedeni herkesten farklı düşünmesi ve düşündüğü gibi yaşamak istemesi ve olaylara yeni açılardan bakabilmesidir.

 

Barışla dostça kalın.