Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Bak arkadaş ya, yine masaya yatırmışlar!

3119
Çanakkale`de MASAYA YATIRMA işi çok sevilir! Sektör mektör farketmez, canı sıkılan bir masa kurar oturur başına. İşte pandemi nedeniyle bir yılı aşkın süredir masaya yatırılamayan sorunlara çözüm bulmak için, yine masalar kurulmaya başlanmış vaziyette. Sektör olarak en çok masaya yatırılan TURİZM`dir ki, Çanakkale`de yine ilk masaya yatırılan o olmuş geçen gün. Tabi bu masaya yatırma işi vali olmadan da olmaz. İlhami beyde masanın başına oturtulmuş, turizm masaya yatırılmış! Zaten bizim turizmcilerin vazgeçilmezidir bu, ya vali ya da vali yardımcısı olmadan yatırmazlar masaya! Bu arada 10`a yakın dernek vardır bu konuda görüş bildiren. Ama eyleme gelince kimsenin bir şey yaptığını göremezsiniz. 
 
İşte geçen hafta masaya ilk yatırılan turizm sektörü ve masanın başındaki aktörleri ne konuşmuş diye merak ettim sordum. Sonuç her zaman olduğu gibi laf salatası! Allahtan Assos meselesi var ki, bu konuda bir şeyler konuşan olmuş. Masaya yatırıldıktan sonra, uyutulup ameliyata alınan ASSOS Antik Liman tepeciğinde dalak böbrek, yürek mürek bir şey kalmadı ama olsun. Masadan yine de canlı olarak kalkacağına inanç tammış! Yani mutlu sonlu bir iş olacakmış! Beş yüz günde yapılacak işi, apar topar 300 günde bitsin, bizde dükkanları açalım diyen 19 işletme sahibi de memnunmuş bu durumdan. Saç sakal tıraşı derken, kafası kolu kopan tepe ne der bilmiyorum ama, mutlu sona az kaldı, biraz daha bekleyecekler!
 
Turizmi yıllardır bir bütün olarak görme ve ona göre düşünme yeteneğini kazanamamış arkadaşlara bir tavsiyem olacak. Profesyonel destek alın arkadaşlar. Yıllardır masaya yatan bu sektör bir deri bir kemik kaldı, masadan kalkacak takati de olmayacak bu gidişle.

Şimdi tarımcı olduk, neşeyle dolduk!
Dünyanın en bereketli topraklarında yaşayan ve kendi kendine yeten bir toplum olmaktan çıkarılan Türkiye`de her gün tarım konuşuyoruz artık. Tarımın hali, hayvancılığın mecali yok uzun yıllardır. Hızlı şehirleşmeyle boşalan köylerde kendilerine yetecek üretimden bile yoksun insanlar. Çok değil, bir kuşak sonra zarzavat yetiştirmeyi bile bilmeyen bir nesille karşı karşıyayız. 
 
Ama sağ olun devlet büyüklerimiz ve yerel yöneticilerimiz bu tehlikenin farkındalar çok şükür! Tarım şuraları yapılıyor. Tarımın ne kadar önemli olduğu anlatılıyor. Bu ülkenin tarımdan kopmaması gerekir deniliyor. Ama yine bir torba gübreyi zor alan, yerli tohumunu kaybetmiş sektörün esas sorunları görmezden geliniyor. Toprak, topraklıktan çıkmış! Tarım arazileri verimsizleşmiş. Meralar yok edilmiş, hayvancılık can çekişiyor. 
 
Ve yine günü kurtarma anlayışı ile, belediyeler 40/50 yıl önceki tanzim satış dükkanları açmaya başlamış. Kooperatifçilik kurtuluş reçetesi olmuş sözde! Neyse kimsenin şevkini kırmak istemem burada. En iyisi, tarımı da masaya yatıralım hep beraber! Bakalım, masadan kaldırabilecek miyiz görelim. Bu arada, kuraklık ve dolayısıyla susuzluk da karşı masada yatıyor! Su olmadan, ne tarım ne de hayvancılık olmayacağını biliyoruz değil mi!