Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Ayağına kurşun sıkan Gökçeada

1129
Dünkü, “İmroza Sabun Atölyesi” konusunda yazdığım yazı sonrasında duyarlı bir çok vatandaştan özellikle Gökçeada gibi bir yerde ekolojik yaşam ve üretim konusundaki çabaların desteklenmesi gerekirken, böylesi girişimlerin engellenmesinin Gökçeada’nın gelişimini engelleyeceği aynı zamanda üretimin teşvik edilmesi noktasındaki politikaların sadece yandaş sermayenin desteklenmesine indirgendiği konusunda bir çok geri bildirim aldım.
“İmroza sabun Atölyesi’nin ” örnek olabilecek çalışmaları karşısında duyarlı insanlar desteklerini“Diren İmroza Sabun Atölyesi” şeklinde özetliyorlar.
Bu arada “İmroza Sabun Atölyesi” hakkında www.imroza.com internet sitesinden bilgi edinebilirsiniz  
Bu gelişme ile birlikte geçmişte Gökçeada’daki aynı konumdaki bir başka olayı düşününce;  bu gerçekleşmelerin ardından,  uygulanmaya çalışılan politikaların tartışılması gerektiğini düşünüyorum.
Yıllar öncesinde yine Gökçeada’nın gelişimi için özel çabalar içersinde olan “Gökçeadalıçakır” adındaki bir işletme yine bazı tezgâhlar ve engellemeler sonunda faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştı.
O dönem almış olduğum bilgiler ışığında; yerel yönetim,  bazı kamu kuruluşları ve kişilerin tertip ve engellemelerine maruz kalarak ciddi mağduriyetler yaşamış ve sonunda faaliyetini durdurmuştu.
“Gökçeadalıçakır”adlı işletmenin sahibi o dönemdeki duygularını web sitesinde şu şekilde dile getirmişti: “ Ege`nin bir adasında  Gökçeada’sında,’ Gökçeadalıçakır’ vardı bir zamanlar…
ve ağır geldi Çakır…
’Sen çok fazlasın’demişlerdi eskilerde….
’Fazlalıksın’ diyememişlerdi…
Yapmadıklarını bırakmadılar…
Sabretti Çakır hep ve öylesine bir oyun oynadılar ki,bir daha yaşamasın…diye…
Hazıra konmanın mutluluğunu ve sefası yaşayacaklar bir süre…
Ve bir gün Adalet geç de olsa,elbette yerini bulacak…
Kendi vicdanlarında da,ne kadar vicdansız olsalar da bir gün,ama bir gün mutlaka Adalet yerini bulacak…
‘Çakır’ı öldürdük’ deseler de…
Özetle ada da; iyi işler yapan, Gökçeada’ya katkı sunan çevrelerin bir şekilde engellenmeye çalışıldığı bir kültürün varlığını gözlemekteyiz.
‘Bizim kontrolümüzde olsun’ şeklindeki hastalıklı anlayışın siyasal destek ile şekillenmiş köstek olma tavrı Gökçeada’nın gelişimi için son derece tehlikelidir.
Gelişmenin önündeki bu köhne anlayışın yıkılması Gökçeada’nın bir bütün olarak yararınadır.
Gökçeada el ele vererek gelişmenin önüne set olan bu anlayışa karşı durmalıdır
Emir büyük yerden !
 
Merkez Ortaokulu’nun imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesi noktasındaki girişimin ‘dindar gençlik yetiştirmek’ noktasındaki hükümet politikalarının bir sonucu olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Okuluna sahip çıkan Cevatpaşa mahallesi sakinlerinin girişimleri karşısında il milli eğitim müdürlüğünün ortaya koymuş gerekçeler, vatandaşın taleplerinin bürokrasi tarafından dikkate alınmadığının, alınan kararların siyasi iradenin hedeflerine bağlı olarak şekillendiğinin göstergesidir. 
Mahalle sakinlerinin taleplerine sahip çıkmaları noktasındaki süreç şimdi daha farklı sorumluluk gerektirmektedir.
Bu olay bir kez daha göstermiştir ki artık en basit taleplerimiz bile siyasi iktidarın politikalarını hedef almak durumundadır.
“Okulumuzu istiyoruz” talebi şimdi daha güçlü bir şekilde savunulmalı bu alandaki mücadele zenginleştirilmeli ve etkinleştirilmelidir.