Asılsız mı demiştiniz?
İlahiyat Fakültesi yöneticileri dünkü gazetemizi herhalde okumuştur.
Öğrencilerin yemekhanede karşılaştıkları küflü ekmek olayından sonra sorumsuzca “araştırdık, aslı yoktur” diyenlere benim tekrar söyleyeceğim tek bir şey var;’yalan söylemeyin çarpılırsınız’
Bu ülkede artık ekmeği ile oynayanlara boyun eğmeyecek sorumluluk sahibi gençlerinde var olduğunu sakın unutmayın.
Olayın üstünü ne kadar örtmeye çalışırsanız çalışın yalan yorganı bu pisliği örtemez.
Şimdi sorumluluk ÇÖMÜ yönetiminin omuzlarındadır, nasıl bir tavır alacağı merakla beklenmektedir.
Laçiner klasiği ile dekanlık haklı mı çıkarılacak, yoksa bu olayın üzerine mi gidilecektir?
ÇOMÜ yönetimi açısından bu sınav herkesin yakından takip edeceği bir sınav olacaktır.
İzleyelim görelim.
AKP’yi aldı bir telaş
Önce CHP, sonra HDP seçim programını açıklayınca AKP’yi aldı bir telaş
Çanakkale AKP milletvekili adayı Bülent Turan CHP’nin açıkladığı program sonrasında bir açıklama yaparak; bu programı Haydar Baş’ın programına benzeterek, sonradan Başbakan tarafından da gündeme getirilen “kaynak yok” savunmasına eş değer bazı eleştirilerde bulundu.
Dün açıklanan HDP’nin “Büyük insanlık çağrısı” sonrasında neler der bilemiyorum.
Öncelikli olarak bu eleştiriler ile AKP, sermayeden yana bir politikanın temsiliyetini yerine getirdiğini bir kez daha ortaya koydu.
Yoksul ve dar gelirli vatandaşlarımız 13 yıldır hiçbir iyileştirme yaratamayan AKP hükümetinin bu telaşı kaynak sorunu falan değildir.
Bu telaş halktan yana, emekten yana politikaların sermayeye verdiği rahatsızlığın oluşturduğu ruh halinin bir yansımasıdır.
Kaynak sorunu teknik bir sorundur.
Nasıl mega projelere kaynak bulunuyorsa; kanal İstanbul, 3. Havaalanı, 3. köprü gibi projeler için kaynak yaratılıyorsa, sosyal politikalara da kaynak bulmak bir tercih sorunudur.
Bütçe kaynaklarınızın önceliklerini halktan yana oluşturursanız, gelir dağılımı noktasında adaleti esas alacak şekilde vergi politikalarıyla desteklerseniz bütün bunların yaşama geçirilmesi çok kolaydır.
Hele birde yağmacılığa dönüştürülen özelleştirme ve peşkeş ihalelerinin, ayrıca yolsuzlukların önünü alır kayıtlı bir ekonomik işleyişi hayat geçirir, savaş ve güvenlik harcamalarını kısıtlarsanız bütün bunları yapabilirsiniz.
Bu arda kaçak sarayları da unutmayalım.
Bu ülkede nüfusun %1’inin toplam gelirin %54’üne hükmettiğini düşündüğünüzde bu kesimlerin gelirlerine asgari ücretliden alınan vergi oranı kadar bir vergilendirme bile programlanan sosyal politikaların kaynağını yaratacak büyüklüktedir.
Hele birde politikalarınızı sadece yoksulluğu yönetmek yerine yoksulluğu yok etmek üzerinden kurguladığınızda çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.
Bu bir tercih sorunudur; sermayeden yana mı, halktan yana mı politikalara öncelik vereceğiniz bir seçim sorunudur.
İşte HDP’nin dün açıkladığı “Büyük insanlık çağrısı” programındaki hedefler bu kapsamdadır
Gelin HDP’nin “BİZLER GÜVENCELİ YAŞAM EKONOMİSİNİ KURACAK OLANLARIZ” başlığı altında açıkladıklarını bir hatırlayalım.
“İnsanca yaşam hakkının asgari gereklerini güvence altına alacağız.
“Temel Güvence Paketi” ile her eve ayda 10 metreküp su, ayda 180 kw/h elektrik ücretsiz verilecek, ısınma desteği sağlanacak. Mülkü olmayan kiracılara 250 TL kira desteği vereceğiz.
18 yaşına kadar olan çocuk ve gençlere, engellilere ve emeklilere toplu taşıma ücretsiz olacak. Kamusal toplu taşıma ülke genelinde kar amacı gütmeyecek şekilde yaygın bir hizmet olarak sağlanacaktır.
BİZ’LER yoksullukla etkin bir biçimde mücadele edeceğiz. Hiçbir yurttaş evsiz, aç, bakıma muhtaç bırakılmayacak. İşsizlik Fonu amacına uygun olarak kullanılacaktır.
Asgari ücret ilk etapta net 1,800 TL’ye çıkarılacak.
Güvenceli yaşamın finansmanını vergi adaleti ile sağlayacağız. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacak, emekçilerin üzerindeki vergi yükünü azaltacağız.
Kredi kartı borçlarını borçlular lehine yapılandıracağız. Kredi kartı faiz oranlarını düşüreceğiz.
BİZ’LER “hayallerini al da gel” diyoruz.
“Güvenceli yaşam ekonomisi”nin önceliği, sağlıklı büyüme olacak.
BİZ’LER savunma ve güvenlik harcamalarını azaltacak, halkın denetimine açacağız.
Kamu ihalelerini toplumsal denetime tabi tutacak, yolsuzluk ekonomisini durduracağız.
Örtülü ödeneği tamamen kaldıracağız.
Bitme noktasına getirilen tarımı BİZ’LER yeniden ayağa kaldıracağız.
Köyleri canlı birer yaşam ve üretim merkezi haline getireceğiz.
Tarım işçilerinin tamamını iş yasası ve sosyal güvence kapsamına alacağız.
Su ve elektrik küçük çiftçilere ücretsiz verilecek. Üretici küçük köylülerin elektrik borçları silinecek. Üretimde kullanılan mazot ve gübreden vergi alınmayacak.
Gıda üretimi, işlemesi ve ithalinde, genetik olarak değiştirilmiş unsurları (GDO) yasaklayacağız.
2B orman arazilerinin ranta açılma sürecine son verilecek, 2B orman arazilerinin geçimlik tarım amaçlı kullanılması temin edilecek.
Kent meydanlarını, parkları, koruları ve kıyıları BİZ’LER koruyacağız. Hiçbir çılgın projeye izin vermeyeceğiz.
Esnafların vergi yükünü azaltacağız. Borçlarını esnaflarımız lehine yapılandıracağız. Şehir merkezlerine yeni AVM ruhsatı verilmeyecek.
KOBİ’lere sektörel planlama çerçevesinde sıfır faizli finansman desteği sağlanacaktır. KOBİ’leri haksız rekabete karşı koruyacak önlemler alınacaktır.
Tüm teşvik ve destek sistemi üretimin sağlıklı gelişimini ve istihdam artışını hedefleyecektir.
Ekonomiyi değer üretenlerin ekonomisi yapacağız”
Tüm bunlar yeni yaşamın gerçekleri Bülent Turan.HDP’nin bu programını duyduktan sonra kim bilir nasıl bir karalama içersine girersiniz, bilemiyorum ama ben size bir şey hatırlatmak istiyorum;HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şöyle demişti :” Biz, Robin Hood`ların partisiyiz. Çünkü biz hırsızlardan alıp yoksullara verecek olanların partisiyiz”.
Şimdi anladınız mı kaynak sorununu!