Arınç ziyaretinin kodları...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Çanakkale ziyaretine Çanakkaleli gazetecileri dikkate almamakla başladı. Dikkate almaması ve sonrasında geliştirmek istediği haklılık zeminin ardında yatan gerçekler çok farklı. “Bırakın şimdi pantolonu”, “Karayılan’ın şimdi zamanı değil” şeklindeki Arınç’ın yaklaşımı, sorulara temel olan gelişmelerin önemli gerçekliklerin üzerinde yükselmesi nedeniyle bu konulara girmek istememesindendir. Arınç bu konuları es geçse de, biz ele almak zorundayız. Sonrasında Arınç, akademik açılış programı için gittiği ÇOMÜ’de öğrencilerin tepkisi ile karşılaştı. Öğrencilerin bu tepkisi ne kadar görülmemek istense de, bu bir toplumsal gerçeğimizdir.
Öğrencilerin mevcut eğitim sistemine gösterdikleri tepkinin yansıması olarak gündeme getirdikleri protestoyu görmek istemeyenler veya gözden düşürmeye çalışanlar tercihlerini mevcut düzenin uygulamalarından yana yapanlardır.
Son tahlilde bu kesimler, bu sistemin adaletsizliğini, ekonomik koşulların toplumun büyük çoğunluğu açısından sefaletini, özgürlük ve demokrasinin işlememesini, insan hakları ve hukuksal platformdaki olumsuzlukları görmek istemeyenlerdir.
Toplumun dinamik bir kesimi olan gençlerin böylesi bir toplumsal duyarlığı bütün toplumun geleceği için anlamlıdır.
Yumurta protestolarında ÇOMÜ gençliğinin geliştirmiş olduğu yumurta ‘hediye’ konsepti şimdi daha anlamlı bir karakter kazandırmıştır; yumurta eylemlerine.
Bundan böyle ÇOMÜ gençliğinin geliştirdiği bu format daha zengin protestolarında önünü açabilir…
Bundan böyle bu hediye programı yumurta türevleri ile; örneğin civciv, tavuk hediyeleri ile sürdürülebilir.
Hak edenler yumurtalarını da yiyeceklerdir.
Sonuçta emekçi halkın, sistemin uygulamalarından mağdur olan çocukları taleplerinde haklıdır.
Bu gerçekten kaçış yoktur.
Şimdi dönelim ‘pantolon’ ve ‘Karayılan’ meselesine
Mecliste kadınların pantolon serbestliği önergesi geri alındı.
Neden mi?
BDP bu önergeyi başörtüsü ve kravat serbestliği ile geliştirmek isteyince olan oldu.
Yılladır başörtüsü üzerinden siyaset yapıp, bu kesimlerin talebini istismar eden AKP, birden bu serbestliğin karşısında tavır alarak önergenin iptalini sağladı.
BDP tarafından verilen ilave önerge gerçek anlamda özgürlük ve bireysel haklar üzerinden gündeme alındığı için bu gelişmeden rahatsız olanlar çıktı.
Gerçek anlamda özgürlüklerin savunulmasına bu meclisin tahammülünü böylece test etmek fırsatını bulduk.
Yeni bir anayasa ile toplumun demokratikleşmesi, özgürlük ortamının yaratılması konusunda gündemi olan bu meclisin hedefini yerine getirmesi konusunda şimdi gerçekten ciddi kaygılar taşıyorum.
Henüz daha bireysel haklar anlamında meclisteki çok basit bir uygulamanın gelişimini sağlayamayan bu meclisin toplumun bugün önünde çok önemli sorunlar ile var olan demokrasi ve özgürlükler konusunda adım atması bence biraz zor.
İşte bu karmaşık durum du, Arınç’ı “bırakın şimdi pantolonu” demeye götüren gerçek neden.
Karayılan meselesindeki kaçışı da ‘yok yakalandı, yok yakalanmadı şimdi de yakalandı, serbest bırakıldı’ şeklindeki Kürt sorunu noktasında yapılan dezenformasyon meselesidir.
Bu müdür, O müdür değil...
Bir kamu kurumundaki müdürün kurum çalışanı bir kadına yapmış olduğu iddia edilen taciz olayı kamuoyunun hassasiyet ile takip ettiği bir gelişmedir.
Gazetemiz bu konunun gerçekten ciddi bir takipçisi olmuştur.
Bu gelişmeler sonrasında Vali Güngör Azim Tuna’da duyarlılık ile konunun üzerine gitmiştir.
Vali Tuna son olarak yapmış olduğu basın açıklamasında konu hakkındaki gelişmeleri şu şekilde paylaşmıştır:
“Kamuda görevli bir müdür hakkında Yerel Basında çıkan haberlerle ilgili süreci Valilik olarak başından beri takip ediyoruz. Süratle netice alınması yönünde çabalarımız var. Konuyla ilgili birkaç kez Bakanlık müfettişleriyle görüşmelerim oldu. Görevlendirdiğim bir Vali Yardımcısı tarafından soruşturma başlattım. Son olarak da Bakanlığa bahse konu bürokratın soruşturma ve davası neticelenene kadar başka bir ilde görevlendirilmesi yönünde talepte bulundum. Bir an önce sonuçlanması için girişimlerimiz devam etmektedir”
Duyarlığın gelişmiş olduğu bu konuda, çevremdeki bir çok insandan şimdilerde İl Kültür ve Turizm Müdürü Şinasi Haznedar mı diye tahmin yürütenlerin olduğunu görünce sizler ile şu gerçeği paylaşma ihtiyacını hissettim.
Hakkında taciz iddiasında bulunulan müdür İl Kültür ve Turizm Müdürü değil, Kültür Turizm Bakanlığına bağlı kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin faaliyet gösteren bir birimde görev alan bir başka müdürdür.
Yeri gelmiş iken bu durumu da aktarmış olayım.