Pedagog
Hiç düşündünüz mü? Bir organizmanın farklı bir organizmayı 9 ay boyunca karnında taşıyabilmesi, her hareketini hissetmesi, doğduğunda yarı baygınken emzirmesi .
Bence doğaüstü olan bu durum çok özel çok farklı algılanmalı.
Ya babalık, yeni birini dünyaya getirme sorumluluğu, ömür boyu ilgi, sevgi ve şevkat gösterme zorunluluğu.
Gelişim psikologlarının yaşam evrelerini incelerken yaşamı evrelere bölmelerinin nedenlerini düşündüğümüzde her yaşam döneminin ayrı gelişim özellikleri olduğunu görebiliriz. İnsanın cinsel yetkinliğini kazanması ergenlik dönemiyle başlar. Bu yetkinlik yaşlılık dönemine kadar devam eder. Ancak cinsel yetkinlik kazanmak anne baba olma olgunluğunu kazanmak demek midir? Elbette ki hayır. Öncelikle ekonomik özgürlüğün kazanıldığı bir meslek sahibi olmak, anne babalığın gerektirdiği duygusal olgunluğa ulaşmış olmak, anne babalık için yeterli bilgi ve donanıma sahip olmak gibi yeterlilikler olmadan birini dünyaya getirme sorumluluğunu almak, çocuğa doğmadan yapılacak en büyük haksızlık değil midir ?
Maalesef ülkemizde cehalet, yozlaşma dört bir yandan etrafımızı öyle bir sarmış ki, ne çocuklar, ne gençler, kendilerini tanımaya fırsat bulacak sosyo kültürel ortamlarda yetişemiyorlar. Bu durum haliyle olgunlaşma sürecini olumsuz etkiliyor.
Olgunlaşmayan bir bireyin anne babalık kimlik algısını kabul etmesi mümkün müdür?
Hazırbulunuşluk kavramını düşündüğümüzde hem olgunlaşma hem de yaş aklımıza gelir. Kısaca hazır olmak. Bir işe ya da bir duruma hele ki aylar süreceği ve sonucunun ne olduğu bilinen bir duruma hazır olmamak abes olmaz mı? Acı olan da burada başlamakta işte. Kendi kimliği oturmamış, kendini kabul edememiş bireylerin dünyaya getirdikleri bireyi kabul etmeleri mümkün müdür?
Bir de işin içine kişilik çatışmaları, ekonomik sorunlar, hamilelik döneminde yaşanan ruhsal problemler girdiğinde anne baba olduğunu unutmak çok kolay olabilmektedir. Birbirine tahammül edemeyen eşlerin sürekli ağlayan, ilgi bekleyen, oyun oynamak isteyen bir çocuğa tahammülü olabilir mi?
Peki ne yapılmalı ? Öncelikle yaş olgunluğuna ulaşmış eş adaylarının birbirlerini tanıma sürecinde doğru gözlem yapmaları, birbirlerini kabul etme eşiklerini doğru ölçmeleri, gerekiyorsa bir aile terapistinden destek almaları en doğru tavır olacaktır. Bununla beraber anne baba olmaya karar veren eşlerin çocukların gelişim dönem özellikleri hakkında bilgi ve donanım sahibi olmaları da kaçınılmazdır.
Mutsuz anne babalar mutsuz çocuklara, mutsuz çocuklar umutsuz geleceğe dönüşür. Umutsuz geleceğimizin olmaması için anne baba kimliğini kaybetmeden, nefes almanın keyfini yaşama dileklerimle….