Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Anlamsızlaşan ödüller…

1390
Son yıllarda bir ödül merakı sardı toplumu. Herkes birbirine birtakım organizasyonlar temelinde ödüller dağıtıyor. Böyle olunca ödüllendirme kavramının da içi boşalıyor. Bu konuyu daha iyi kavrayabilmek için önemli ‘ödül ‘organizasyonlarını incelemek gerekmektedir. Bu ödüllerde öne çıkan genellik ile yaratılan bir değer olmaktadır, somuttur, bir üretimi içerir. Rektörümüz Sedat Laçiner de Dokuz Eylül Üniversitesi İdeal Hukuk Topluluğunun yapmış olduğu bir anket verilerine göre ‘Yılın Rektörü’ seçilmiş.
 
‘Yılın Rektörü’ seçimine esas teşkil eden değerler olarak Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, ‘öğrenci endeksli bir Üniversite için çalışmak, yeniliklere açık olmak, özgürlükçü, her görüş ve düşünceye aynı yakınlık ve uzaklıkta olmak, başarıyı ve çalışmayı ödüllendirmek, akademik çalışmalara destek vermek’ gibi kriterler ile hareket etmişler.
 
Değerlendirmelerine saygı göstermek gerek.
Rektörümüzün bu kriterler temelindeki performansının somut yansımalarını görebilmek için henüz vakit erken.
Bunun dışında rektörümüzün ortaya koyduğu bazı pratikler var ki;  bunlar değerlendirmeye konu olan kriterler ile çelişmekte.
 
Rektör olduğunun hemen sonrasında Laçiner hoca  kendi ekibini yaratma amacıyla  önemli bir kadrolaşma hareketine başladı.
Kent ile ilişkilerini sadece maddi temel üzerinden kurgulayarak çeşitli uyumsuzlukların ve çatışmaların oluşmasına yol açtı.
Bu kentin kendilerini desteklememesi iddialarından tutun, Terzioğlu Vakfı ile yaşadığı çatışmalara kadar kent dinamikleri ile uyumsuzluk çizgisi ağır bastı.
Kendisi gibi düşünmeyen kurumlar ile hiç de ‘her görüş ve düşünceye aynı yakınlık ve uzaklıkta olmak’ gibi tutum içersinde olmadı.
Eğitim- Sen yöneticilerini muhatap alıp görüşmedi bile.
Öğrenci endeksli olan bir rektörün yemek ücretlerine yapılan zam karşısındaki tutumu nasıl böyle olabilir diye düşünmeden geçemiyorum.
 
Siyasetin halleri
Geçen hafta gazetelerde okuduğunuz bir haber üzerinden bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.
AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Danış’ın Kepez’de bir market önüne konulan çöp konteynırları ile ilgili olarak Kepez Belediye Başkanının kınandığı bir eyleme katılmasına çok şaşırdım.
Siyaset yapma kavramı bu kadar ucuzlatılamaz idi.
Üç dönemdir Çanakkale’yi TBMM’de temsil eden bir vekilin bu tavrı bir akıl tutulmasına işaret ediyor.
Danış gibi AKP içersinde 3 dönem milletvekilliği yapan kişi sayısı 326 milletvekilinin 72 si.
Dolayısıyla AKP değerleri itibarıyla, Danış önemli bir siyasetçi.
Bu konumda olan bir siyasetçinin bu tavrı gerçekten çok şaşırtıcı.
Birde Danış’ın Belediye Başkanlığı için aday olması konusundaki siyasi kulislere değinmek istiyorum.
Bu konu,  tamamıyla Danış’ın performansının; partisinin özellikle de Recep Tayyip Erdoğan’ın değerlendirmelerine bağlı olarak şekillenecek bir konudur.
Danışın performansı için yapılacak değerlendirmenin iki yönü vardır
Ya olumlu, ya da olumsuz.
Olumsuz olma durumunda Danış ile Belediye Başkanlığı seçimleri için AKP risk almaktan kaçacaktır.
AKP’nin yeni kadrolar, yeni enerjiler ile hareket etmesi stratejisine bağlı olarak
olumsuz olarak değerlendirdiği eski bir yüz ile hareket etmek istemeyecektir.
Başarılı bulunması noktasında da Danış için, Belediye Başkanlığı ile yetinmeyerek üç dönem itibarıyla önemli bir tecrübe kazanmış bu ismi daha etkin olarak kullanma yolunu seçecektir AKP kurmayları.
Bakan yardımcılıkları kadrolarına yapılan atamalar bunun işaretini vermektedir.
Özet ile Mehmet Danış için, bence her durumda belediye başkanlığı yolları tıkalıdır.
Danış bakan olamamıştır ama bakan yardımcılığı için iyi bir adaydır.
Tabiî ki AKP bir daha hükümet olabilir ise…