Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Anlamak mı istemiyorsunuz, aklınız mı yetmiyor?

Başbakan ne dedi? "Çözüm mözüm yok" O zaman diyecek ne kaldı ki; ölelim öldürelim! Her güne yine ölümlerle başlamak mıdır halkların payına düşen? Bugünlerde bir yandan Yenikapı ruhu deyip birlik dayanışmadan bahsederken, diğer yandan öküz altında buzağı arayarak siyasi, rakiplerini karalamaya çalışanlar ortaya çıktıkça, ben de bu Yenikapı ruhunun Singapur kumarhaneleriyle ilişkisini düşünmeye başladım!

1872

 Beral Madra’nın bir paylaşımı üzerinden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a saldıranlar, karalamaya çalışanlar; geçin bunları…

Bir kişinin kendi düşüncelerini paylaşması kadar doğal bir şey olamaz.

Bunu ancak demokrasiden nasibini alamayanlar anlayamaz.

Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda yapılan eleştirilerin altından “hakaret” kastı ile binlerce davanın açıldığı, yüzlerce insanın cezaevlerine atıldığı bir gelenekten gelince ortaya çıkanlarda buna uygun oluyor maalesef…  

Hal böyle olunca bir insanı darbeci olarak yaftalamanın önündeki tüm sınırlarda doğal olarak kalkıyor.

Eğer bu ülkede barış isteyen akademisyenler barış bildirisine imza atıkları için FETÖ terör örgütü çuvalına atılıp mesleklerinden atılıyorsa;  

daha neler duyarız, bunu kestirmek zor!

Gelelim darbeci olarak yaftalanan Beral Madra üzerinden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan hakkında yapılan karalamalara.

Bununla da yetinmeyip, Beral Madra’nın Uluslararası Çanakkale Bienali Genel Sanat Yönetmenliğinden azledilmesi taleplerine.

Öncelikle Beral Madra’nın bir darbe destekçisi olarak gösterilmesi son derece haksız bir suçlamadır.

Madra bu konuda görüşlerini açıklar mı bilemiyorum, ancak bu suçlamanın hiçbir gerçekçi yanı yoktur.

Beral Madra bienal ve küratörlük dendiği zaman Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden biridir.

Türkiye’deki Bienal tarihinde ilk defa yapılan, 1986 yılında Ankara’da açılan ancak sadece dört kez düzenlenebilen Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali’ni, 1987 yılında başlayan ve günümüze dek gelen bir etkinlik olan Uluslararası İstanbul Bienali izlemiştir.

Uluslararası İstanbul Bienali’nin ilk iki yılının küratörlüğünü yapan isim Beral Madra  1984’den bu yana 250 yerli ve uluslararası sergiye imza atmış, ayrıca  2007-2010 yıllarında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Görsel Sanatlar Yöneticiliği görevini yürüten bir sanat yönetmeni olarak Türkiye Cumhuriyetinin kültür politikalarının oluşmasında emeği geçen bir kişidir

Yine dünyanın ilk ve en eski bienal organizasyonu olan uluslararası  Venedik Bienalinin 44., 45., 49. ve 50. Bienallerinin  Türkiye Pavyonu’nun küratörü olarak ülkemizi temsil etmiştir.

Türkiye’de sadece 6 kente yapılan bienal etkinliği için Beral Madra’nın varlığı Çanakkale açısından bir avantajdır.

Sosyal medyadaki paylaşımlarından ötürü ve ayrıca hiçbir dayanağı olmayan gerekçelerle darbeci olarak suçlayarak Madra’nın Çanakkale Bienaline katkılarını yok saymak doğru bir davranış değildir.

Tüm bunları çağdaş sanatın piyasası olarak bienallerin sanat kavramına ne denli katkı sağladığı noktasındaki kaygılarımı bir yana koyarak belirtiğimi de ayrıca ifade etmek isterim.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun idam tartışmaları üzerine görüşlerinden ziyade bir sözü üzerine Madra’nın sosyal medya üzerinden yapmış olduğu eleştiriyi malzeme yaparak,  CHP’lileri kışkırtan bir şekilde Beral Madra aleyhine kamuoyu oluşturmaya çalışanlara söyleyecek tek bir söz vardır.

Sizler demokrasi kavramına hala çok uzaksınız.

Sizin anlayamadığınız demokrasi kültürü; aynı zamanda bir eleştiri kültürüdür.

Demokrasi kültüründen yoksun yaklaşımınızla yaptığınız kışkırtıcı çabaların demokrasi kültürüne sahip çevrelerde hiçbir karşılığı olmayacaktır.

Özü itibarıyla size buradan ekmek çıkmaz…

Hayat devam ediyor, sizlerde eleştirmesini, eleştirilmesini, öğrenecek sanat kavramının yaşamın kendisi olduğunu kavradığınızda elmalarla armutları aynı kefeye koymamayı öğreneceksiniz.

Böylece kimseyi düşüncelerinden ötürü linç etmeyi terk edecek, buradan hareketle karalama ve yaftalama çabalarından vazgeçtiğiniz gün, kendinize bugün kalkan yaptığınız Yenikapı ruhu, işte o zaman sizin için değer kazanacaktır.

O zaman; inadına BARIŞ