havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Altıncı şirketler kesenin ağzını açtı.

1218
Gezi parkı direnişi herkesi salladı. Sallantının etkileri farklı farklı oluyor. Yaşamsal alanlarına sahip çıkan halkın tepkisi, bazılarının yüreklerine indi. Şimdi onlar, bütün duygusallıklarıyla(anladınız siz onu) halka şirin gözükme çabası içersindeler. Gezi parkında ağaçlara, iradelerine, demokratik haklarına, yok sayılmaya karşı çıkan halk; tepkisini dünya kültür mirası Kazdağlarının eko sisteminin yok edilmesine karşı nasıl vermesi gerektiğini siz orantılı olarak düşünün. Orantısız güç kullananlara inat… Bunu düşünen altıncı filoyu aldı bir telaş, açtılar kesenin ağzını. Sponsorluk mu lazım, hemen müracaat; altın madencileri.
 

Altıncı filonun şirin gözükme çabaları bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Şu “çapulcular” var ya, siz neymişsiniz be abi?
 
Birilerine kesenin ağzını açtırırken, siyasetin üst düzeyindeki kişilerini de birbirine düşürdünüz, kafalarını allak bullak ettiniz.
 
Bazıları şirin gözükmeye çalışırken tıpkı altıncılar gibi, bazıları da tehditlerini sürdürerek ülkeyi uçurumun eşiğine taşımaktadırlar.
 
Ülkede tam bir kaos yaşanmakta.
 
Cumhurbaşkanı başka telden çalmakta, Başbakanlığa vekalet edildiği günlerde hükümetin görüşleri olarak sunulan gündem ile tekçi zihniyetin en uç örneklerini veren Başbakan’ın görüşleri farklı farklı tellerden ses vermekte, İstanbul Valisi başka bir şarkı söylemekte, güven(siz)lik politikaları bir ilde başka diğer ilde başka bir şekilde uygulanmakta , Adana Ankara, İstanbul Gazi Mahalle’sinde akıl almaz şiddet ile sürdürülen müdahaleler yeri geldiğinde elinde çivili sopalar olan sivillerin desteği ile sürmekte, halkı karşı karşıya getirecek kışkırtmalar arka fonda sürekli tekrarlanmaktadır.
 
Özetle gelinen noktada AKP Hükümeti ülkeyi ciddi bir kargaşanın içersine taşımış, “ekonomik istikrar “olarak propagandası yapılan gündem bir anda yine hükümetin söylevi ile manipüle edilir hale gelmiştir, nasıl oluyorsa!
 
Yaşanılan bu kaosun çözümü için halkın demokratik taleplerinin kabul edilmesinden başka bir alternatif yoktur.
 
Başbakanın mantığı ile, benim dediğim dedik tarzıyla sürdürülen politikalar aynı zamanda halkı birbirine düşürecek kışkırtıcı söylevler ile gideceğimiz yer uçurum olacaktır.
 
Bunu kavramak için derin analist olmaya gerek yok.
 
Çapulcuların sesine kulak vermek yeterli…
 
 
Balıkçı barınağına el atmak zamanı
 
Çanakkale Kordon’da amatör balıkçıların sandallarının bulunduğu sandal basenin sorumluluğunun Gıda ve Tarım Bakanlığına devredilmesi sonrasında bakanlık kanalı ile bir kooperatifin sorumluğuna verilmesi neticesinde Çanakkale Belediyesi tarafından açılan dava sonucu tekrar sorumluluk
Çanakkale Belediyesine verildi.
 
Kordon’un hemen başlangıcındaki bu alan Çanakkale’nin en önemli vitrinlerinden.
 
Bu bölge uzun yılar sorumluluk konusunda yaşanılan belirsizliklerinde tetiklediği nedenlerden dolayı bakımsız kalan alanlardan biri.
 
Şimdi bu alanın Çanakkale Belediyesi tarafından iyileştirilmesi, güzelleştirilmesi estetik olarak göze hoş gelen bir biçime dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Bu konunu gündeme alınıp, o alanı kullanan amatör balıkçıların görüşleri ile aynı zamanda kent halkının talepleri ile birleştirecek bir rehabilite çalışmasına başlanması uygun olacaktır.
 
Çanakkale Belediyesi bu konuda katılımcı modeller ile böylesi projeler üretme konusunda deneyime sahip olan bir belediye.
 
Bu katılımcılık koşullarının yaratılması ile kentin bu alanının da mükemmel bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.
Gezi parkı direnişi herkesi salladı. Sallantının etkileri farklı farklı oluyor. Yaşamsal alanlarına sahip çıkan halkın tepkisi, bazılarının yüreklerine indi. Şimdi onlar, bütün duygusallıklarıyla(anladınız siz onu) halka şirin gözükme çabası içersindeler. Gezi parkında ağaçlara, iradelerine, demokratik haklarına, yok sayılmaya karşı çıkan halk; tepkisini dünya kültür mirası Kazdağlarının eko sisteminin yok edilmesine karşı nasıl vermesi gerektiğini siz orantılı olarak düşünün. Orantısız güç kullananlara inat… Bunu düşünen altıncı filoyu aldı bir telaş, açtılar kesenin ağzını. Sponsorluk mu lazım, hemen müracaat; altın madencileri.
 

Altıncı filonun şirin gözükme çabaları bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Şu “çapulcular” var ya, siz neymişsiniz be abi?
 
Birilerine kesenin ağzını açtırırken, siyasetin üst düzeyindeki kişilerini de birbirine düşürdünüz, kafalarını allak bullak ettiniz.
 
Bazıları şirin gözükmeye çalışırken tıpkı altıncılar gibi, bazıları da tehditlerini sürdürerek ülkeyi uçurumun eşiğine taşımaktadırlar.
 
Ülkede tam bir kaos yaşanmakta.
 
Cumhurbaşkanı başka telden çalmakta, Başbakanlığa vekalet edildiği günlerde hükümetin görüşleri olarak sunulan gündem ile tekçi zihniyetin en uç örneklerini veren Başbakan’ın görüşleri farklı farklı tellerden ses vermekte, İstanbul Valisi başka bir şarkı söylemekte, güven(siz)lik politikaları bir ilde başka diğer ilde başka bir şekilde uygulanmakta , Adana Ankara, İstanbul Gazi Mahalle’sinde akıl almaz şiddet ile sürdürülen müdahaleler yeri geldiğinde elinde çivili sopalar olan sivillerin desteği ile sürmekte, halkı karşı karşıya getirecek kışkırtmalar arka fonda sürekli tekrarlanmaktadır.
 
Özetle gelinen noktada AKP Hükümeti ülkeyi ciddi bir kargaşanın içersine taşımış, “ekonomik istikrar “olarak propagandası yapılan gündem bir anda yine hükümetin söylevi ile manipüle edilir hale gelmiştir, nasıl oluyorsa!
 
Yaşanılan bu kaosun çözümü için halkın demokratik taleplerinin kabul edilmesinden başka bir alternatif yoktur.
 
Başbakanın mantığı ile, benim dediğim dedik tarzıyla sürdürülen politikalar aynı zamanda halkı birbirine düşürecek kışkırtıcı söylevler ile gideceğimiz yer uçurum olacaktır.
 
Bunu kavramak için derin analist olmaya gerek yok.
 
Çapulcuların sesine kulak vermek yeterli…
 
 
Balıkçı barınağına el atmak zamanı
 
Çanakkale Kordon’da amatör balıkçıların sandallarının bulunduğu sandal basenin sorumluluğunun Gıda ve Tarım Bakanlığına devredilmesi sonrasında bakanlık kanalı ile bir kooperatifin sorumluğuna verilmesi neticesinde Çanakkale Belediyesi tarafından açılan dava sonucu tekrar sorumluluk
Çanakkale Belediyesine verildi.
 
Kordon’un hemen başlangıcındaki bu alan Çanakkale’nin en önemli vitrinlerinden.
 
Bu bölge uzun yılar sorumluluk konusunda yaşanılan belirsizliklerinde tetiklediği nedenlerden dolayı bakımsız kalan alanlardan biri.
 
Şimdi bu alanın Çanakkale Belediyesi tarafından iyileştirilmesi, güzelleştirilmesi estetik olarak göze hoş gelen bir biçime dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Bu konunu gündeme alınıp, o alanı kullanan amatör balıkçıların görüşleri ile aynı zamanda kent halkının talepleri ile birleştirecek bir rehabilite çalışmasına başlanması uygun olacaktır.
 
Çanakkale Belediyesi bu konuda katılımcı modeller ile böylesi projeler üretme konusunda deneyime sahip olan bir belediye.
 
Bu katılımcılık koşullarının yaratılması ile kentin bu alanının da mükemmel bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.
Gezi parkı direnişi herkesi salladı. Sallantının etkileri farklı farklı oluyor. Yaşamsal alanlarına sahip çıkan halkın tepkisi, bazılarının yüreklerine indi. Şimdi onlar, bütün duygusallıklarıyla(anladınız siz onu) halka şirin gözükme çabası içersindeler. Gezi parkında ağaçlara, iradelerine, demokratik haklarına, yok sayılmaya karşı çıkan halk; tepkisini dünya kültür mirası Kazdağlarının eko sisteminin yok edilmesine karşı nasıl vermesi gerektiğini siz orantılı olarak düşünün. Orantısız güç kullananlara inat… Bunu düşünen altıncı filoyu aldı bir telaş, açtılar kesenin ağzını. Sponsorluk mu lazım, hemen müracaat; altın madencileri.
 

Altıncı filonun şirin gözükme çabaları bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Şu “çapulcular” var ya, siz neymişsiniz be abi?
 
Birilerine kesenin ağzını açtırırken, siyasetin üst düzeyindeki kişilerini de birbirine düşürdünüz, kafalarını allak bullak ettiniz.
 
Bazıları şirin gözükmeye çalışırken tıpkı altıncılar gibi, bazıları da tehditlerini sürdürerek ülkeyi uçurumun eşiğine taşımaktadırlar.
 
Ülkede tam bir kaos yaşanmakta.
 
Cumhurbaşkanı başka telden çalmakta, Başbakanlığa vekalet edildiği günlerde hükümetin görüşleri olarak sunulan gündem ile tekçi zihniyetin en uç örneklerini veren Başbakan’ın görüşleri farklı farklı tellerden ses vermekte, İstanbul Valisi başka bir şarkı söylemekte, güven(siz)lik politikaları bir ilde başka diğer ilde başka bir şekilde uygulanmakta , Adana Ankara, İstanbul Gazi Mahalle’sinde akıl almaz şiddet ile sürdürülen müdahaleler yeri geldiğinde elinde çivili sopalar olan sivillerin desteği ile sürmekte, halkı karşı karşıya getirecek kışkırtmalar arka fonda sürekli tekrarlanmaktadır.
 
Özetle gelinen noktada AKP Hükümeti ülkeyi ciddi bir kargaşanın içersine taşımış, “ekonomik istikrar “olarak propagandası yapılan gündem bir anda yine hükümetin söylevi ile manipüle edilir hale gelmiştir, nasıl oluyorsa!
 
Yaşanılan bu kaosun çözümü için halkın demokratik taleplerinin kabul edilmesinden başka bir alternatif yoktur.
 
Başbakanın mantığı ile, benim dediğim dedik tarzıyla sürdürülen politikalar aynı zamanda halkı birbirine düşürecek kışkırtıcı söylevler ile gideceğimiz yer uçurum olacaktır.
 
Bunu kavramak için derin analist olmaya gerek yok.
 
Çapulcuların sesine kulak vermek yeterli…
 
 
Balıkçı barınağına el atmak zamanı
 
Çanakkale Kordon’da amatör balıkçıların sandallarının bulunduğu sandal basenin sorumluluğunun Gıda ve Tarım Bakanlığına devredilmesi sonrasında bakanlık kanalı ile bir kooperatifin sorumluğuna verilmesi neticesinde Çanakkale Belediyesi tarafından açılan dava sonucu tekrar sorumluluk
Çanakkale Belediyesine verildi.
 
Kordon’un hemen başlangıcındaki bu alan Çanakkale’nin en önemli vitrinlerinden.
 
Bu bölge uzun yılar sorumluluk konusunda yaşanılan belirsizliklerinde tetiklediği nedenlerden dolayı bakımsız kalan alanlardan biri.
 
Şimdi bu alanın Çanakkale Belediyesi tarafından iyileştirilmesi, güzelleştirilmesi estetik olarak göze hoş gelen bir biçime dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Bu konunu gündeme alınıp, o alanı kullanan amatör balıkçıların görüşleri ile aynı zamanda kent halkının talepleri ile birleştirecek bir rehabilite çalışmasına başlanması uygun olacaktır.
 
Çanakkale Belediyesi bu konuda katılımcı modeller ile böylesi projeler üretme konusunda deneyime sahip olan bir belediye.
 
Bu katılımcılık koşullarının yaratılması ile kentin bu alanının da mükemmel bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.
Gezi parkı direnişi herkesi salladı. Sallantının etkileri farklı farklı oluyor. Yaşamsal alanlarına sahip çıkan halkın tepkisi, bazılarının yüreklerine indi. Şimdi onlar, bütün duygusallıklarıyla(anladınız siz onu) halka şirin gözükme çabası içersindeler. Gezi parkında ağaçlara, iradelerine, demokratik haklarına, yok sayılmaya karşı çıkan halk; tepkisini dünya kültür mirası Kazdağlarının eko sisteminin yok edilmesine karşı nasıl vermesi gerektiğini siz orantılı olarak düşünün. Orantısız güç kullananlara inat… Bunu düşünen altıncı filoyu aldı bir telaş, açtılar kesenin ağzını. Sponsorluk mu lazım, hemen müracaat; altın madencileri.
 

Altıncı filonun şirin gözükme çabaları bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Şu “çapulcular” var ya, siz neymişsiniz be abi?
 
Birilerine kesenin ağzını açtırırken, siyasetin üst düzeyindeki kişilerini de birbirine düşürdünüz, kafalarını allak bullak ettiniz.
 
Bazıları şirin gözükmeye çalışırken tıpkı altıncılar gibi, bazıları da tehditlerini sürdürerek ülkeyi uçurumun eşiğine taşımaktadırlar.
 
Ülkede tam bir kaos yaşanmakta.
 
Cumhurbaşkanı başka telden çalmakta, Başbakanlığa vekalet edildiği günlerde hükümetin görüşleri olarak sunulan gündem ile tekçi zihniyetin en uç örneklerini veren Başbakan’ın görüşleri farklı farklı tellerden ses vermekte, İstanbul Valisi başka bir şarkı söylemekte, güven(siz)lik politikaları bir ilde başka diğer ilde başka bir şekilde uygulanmakta , Adana Ankara, İstanbul Gazi Mahalle’sinde akıl almaz şiddet ile sürdürülen müdahaleler yeri geldiğinde elinde çivili sopalar olan sivillerin desteği ile sürmekte, halkı karşı karşıya getirecek kışkırtmalar arka fonda sürekli tekrarlanmaktadır.
 
Özetle gelinen noktada AKP Hükümeti ülkeyi ciddi bir kargaşanın içersine taşımış, “ekonomik istikrar “olarak propagandası yapılan gündem bir anda yine hükümetin söylevi ile manipüle edilir hale gelmiştir, nasıl oluyorsa!
 
Yaşanılan bu kaosun çözümü için halkın demokratik taleplerinin kabul edilmesinden başka bir alternatif yoktur.
 
Başbakanın mantığı ile, benim dediğim dedik tarzıyla sürdürülen politikalar aynı zamanda halkı birbirine düşürecek kışkırtıcı söylevler ile gideceğimiz yer uçurum olacaktır.
 
Bunu kavramak için derin analist olmaya gerek yok.
 
Çapulcuların sesine kulak vermek yeterli…
 
 
Balıkçı barınağına el atmak zamanı
 
Çanakkale Kordon’da amatör balıkçıların sandallarının bulunduğu sandal basenin sorumluluğunun Gıda ve Tarım Bakanlığına devredilmesi sonrasında bakanlık kanalı ile bir kooperatifin sorumluğuna verilmesi neticesinde Çanakkale Belediyesi tarafından açılan dava sonucu tekrar sorumluluk
Çanakkale Belediyesine verildi.
 
Kordon’un hemen başlangıcındaki bu alan Çanakkale’nin en önemli vitrinlerinden.
 
Bu bölge uzun yılar sorumluluk konusunda yaşanılan belirsizliklerinde tetiklediği nedenlerden dolayı bakımsız kalan alanlardan biri.
 
Şimdi bu alanın Çanakkale Belediyesi tarafından iyileştirilmesi, güzelleştirilmesi estetik olarak göze hoş gelen bir biçime dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Bu konunu gündeme alınıp, o alanı kullanan amatör balıkçıların görüşleri ile aynı zamanda kent halkının talepleri ile birleştirecek bir rehabilite çalışmasına başlanması uygun olacaktır.
 
Çanakkale Belediyesi bu konuda katılımcı modeller ile böylesi projeler üretme konusunda deneyime sahip olan bir belediye.
 
Bu katılımcılık koşullarının yaratılması ile kentin bu alanının da mükemmel bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.
Gezi parkı direnişi herkesi salladı. Sallantının etkileri farklı farklı oluyor. Yaşamsal alanlarına sahip çıkan halkın tepkisi, bazılarının yüreklerine indi. Şimdi onlar, bütün duygusallıklarıyla(anladınız siz onu) halka şirin gözükme çabası içersindeler. Gezi parkında ağaçlara, iradelerine, demokratik haklarına, yok sayılmaya karşı çıkan halk; tepkisini dünya kültür mirası Kazdağlarının eko sisteminin yok edilmesine karşı nasıl vermesi gerektiğini siz orantılı olarak düşünün. Orantısız güç kullananlara inat… Bunu düşünen altıncı filoyu aldı bir telaş, açtılar kesenin ağzını. Sponsorluk mu lazım, hemen müracaat; altın madencileri.
Altıncı filonun şirin gözükme çabaları bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Şu “çapulcular” var ya, siz neymişsiniz be abi?
 
Birilerine kesenin ağzını açtırırken, siyasetin üst düzeyindeki kişilerini de birbirine düşürdünüz, kafalarını allak bullak ettiniz.
 
Bazıları şirin gözükmeye çalışırken tıpkı altıncılar gibi, bazıları da tehditlerini sürdürerek ülkeyi uçurumun eşiğine taşımaktadırlar.
 
Ülkede tam bir kaos yaşanmakta.
 
Cumhurbaşkanı başka telden çalmakta, Başbakanlığa vekalet edildiği günlerde hükümetin görüşleri olarak sunulan gündem ile tekçi zihniyetin en uç örneklerini veren Başbakan’ın görüşleri farklı farklı tellerden ses vermekte, İstanbul Valisi başka bir şarkı söylemekte, güven(siz)lik politikaları bir ilde başka diğer ilde başka bir şekilde uygulanmakta , Adana Ankara, İstanbul Gazi Mahalle’sinde akıl almaz şiddet ile sürdürülen müdahaleler yeri geldiğinde elinde çivili sopalar olan sivillerin desteği ile sürmekte, halkı karşı karşıya getirecek kışkırtmalar arka fonda sürekli tekrarlanmaktadır.
 
Özetle gelinen noktada AKP Hükümeti ülkeyi ciddi bir kargaşanın içersine taşımış, “ekonomik istikrar “olarak propagandası yapılan gündem bir anda yine hükümetin söylevi ile manipüle edilir hale gelmiştir, nasıl oluyorsa!
 
Yaşanılan bu kaosun çözümü için halkın demokratik taleplerinin kabul edilmesinden başka bir alternatif yoktur.
 
Başbakanın mantığı ile, benim dediğim dedik tarzıyla sürdürülen politikalar aynı zamanda halkı birbirine düşürecek kışkırtıcı söylevler ile gideceğimiz yer uçurum olacaktır.
 
Bunu kavramak için derin analist olmaya gerek yok.
 
Çapulcuların sesine kulak vermek yeterli…
 
 
Balıkçı barınağına el atmak zamanı
 
Çanakkale Kordon’da amatör balıkçıların sandallarının bulunduğu sandal basenin sorumluluğunun Gıda ve Tarım Bakanlığına devredilmesi sonrasında bakanlık kanalı ile bir kooperatifin sorumluğuna verilmesi neticesinde Çanakkale Belediyesi tarafından açılan dava sonucu tekrar sorumluluk
Çanakkale Belediyesine verildi.
 
Kordon’un hemen başlangıcındaki bu alan Çanakkale’nin en önemli vitrinlerinden.
 
Bu bölge uzun yılar sorumluluk konusunda yaşanılan belirsizliklerinde tetiklediği nedenlerden dolayı bakımsız kalan alanlardan biri.
 
Şimdi bu alanın Çanakkale Belediyesi tarafından iyileştirilmesi, güzelleştirilmesi estetik olarak göze hoş gelen bir biçime dönüştürülmesi gerekmektedir.
 
Bu konunu gündeme alınıp, o alanı kullanan amatör balıkçıların görüşleri ile aynı zamanda kent halkının talepleri ile birleştirecek bir rehabilite çalışmasına başlanması uygun olacaktır.
 
Çanakkale Belediyesi bu konuda katılımcı modeller ile böylesi projeler üretme konusunda deneyime sahip olan bir belediye.
 
Bu katılımcılık koşullarının yaratılması ile kentin bu alanının da mükemmel bir şekilde düzenleneceğine inanıyorum.