sermet@canakkaleolay.com
4 aydır maaşlarını alamadıkları için 6 gündür grevde olan Zonguldak Kilimli'deki maden işçilerinin grevi bu ülkede güven duygusunun nasıl bir şey olduğunu ortaya koymaktadır. 65. hükümetin önümüzdeki günlerde güvenoyu almasının ülkemizin işçileri emekçileri yoksulları açısından hiçbir önemi yoktur. Değil mi ki yerin yüzlerce metre altında en zor şartlar altında çalışıp 4 aydır maaşlarını alamayan işçiler bu ülkenin gerçeğidir, siyasal sistemin acizliği ,emek düşmanı yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. Emeklerine, ekmeklerine sahip çıkmak için açlık grevine başlayan işçilerden 15 tanesi rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmalarına rağmen hiçbir yetkilinin umurunda değildir. Lafa gelince bol keseden atmak, süslü laflarla gerçeklerin çok ötesinde demagoji yapmak ülkemizin yönetim felsefesinin karakteristik özelliğidir.
Sömürü yağma ve yolsuzluk ile karakterize olmuş bu sistemin her noktasında aynı şeyleri yaşamaktayız.
Bakın kentimizin bir şirketi var, GESTAŞ; bu şirket Çanakkale halkının olmasına rağmen siyasetin arka bahçesi haline getirilmiş bir şirket olarak son zamanlarda uygulamalarıyla dikkat çekmektedir.
Gelinen noktada “Türkiye markası” olmakla övünmektedir.
Uygulamaları ülkemizdeki çarpık uygulamaların taklidi niteliğinde olduğu için, anlaşılır bir durumdur!
Adrese teslim ihale mekanizmalarının oluşturulmasından tut,yandaşların işe yerleştirildiği personel politikası ile süren, önemli performans sorunlarının yaşandığı bir şirket olarak bir “Türkiye markası” olmuşsa bu ülkemiz gerçeklerinin bir başka tezahürüdür.
Boğaz taşımacılığında bir tekel olmasının getirdiği rakamları kendisine başarı performansı olarak dayanak yapan şirket, Türkiye’nin en büyük adasının ulaşım sorununu çözemeyecek kadar da başarısızlıklarla doludur.
Hafta sonu hava muhalefetini bahane ederek KPSS sınavına vatandaşını yetiştiremeyen bir deniz ulaşım şirketi, hava muhalefeti nedeniyle şirketin suçlanmasını vicdansızlık olarak değerlendirerek sorumluluktan kaçamaz.
‘Saha çamurdu deyip, yenildik’ diyen futbol takımı gibi, sonuçta teknolojinin bunca imkanlarına rağmen, Türkiye’nin en büyük adasındaki insanları ana karaya ulaştıramıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.
Alınacak birçok önlem olmasına rağmen, alınmamışsa aynı zamanda bir yönetim zafiyetinin olduğu ayrı bir gerçektir.
Yaşanan gecikme ile onlarca vatandaş mağdur olmuştur.
Hiçbir gerekçe ile bu olumsuzluk aklanmaya çalışılmasın; ’okullar olmasaydı, milli eğitimi ne güzel yönetirdim’ diyen milli eğitim bakanı gibi olmayın.
İleri süreceğiniz her türlü gerekçenin bir alternatifi vardır, yöneticilikte tam da burada başlar.
Belirleyici olan mücadeledir.
CHP Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş dokunulmazlıkların kaldırılması sonrasında yapmış olduğu değerlendirmede “Burada esas önemli olan, bu yasanın bu haliyle kalmaması. Bunu tamamlayalım. Kürsü dokunulmazlığı hariç herkes için dokunulmazlıkları kaldıralım Doğru olan bu olacaktır” şeklide bir tespitte bulundu..
Bu değerlendirme stratejik olarak doğru olmasına rağmen somut gelişmeleri doğru değerlendirmekten oldukça uzaktır.
Her şeyden önce AKP hükümetinin amacı dokunulmazlıkların kaldırılması değildir, sonuçta dokunulmazlıklar kaldırılmamıştır, geçici, bir düzenlemeyle yapılan tek adam rejimine giden yolda hedeflenen bazı gelişmelerin önünü açmak için gündeme getirilmiştir.
Böyle olduğu için, bugün dokunulmazlıkların kaldırılması söz konusu değildir, onun için de sürecin tamamlanması denilen bir şey söz konusu olamaz.
Sürecin tamamlanması değil sürecin başındayız, çünkü yapılan dokunulmazlıkların kaldırılmasının çok ötesindedir.
Dokunulmazlıkların kaldırılması noktasındaki politika bugün aynen önümüzde yerine getirilmesi gerekli bir sorumluluk olarak durmaktadır.
Ancak bunun sağlanabilmesi için önce AKP’nin bu taktik ile hayata geçirmek istediklerini boşa çıkarmak, dokunulmazlıkların kaldırılması kamuflajı altında hayata geçirmeye çalışacağı anti demokratik baskıları bertaraf etmek gerekecektir.
Bu, demokrasi güçlerinin hep birlikte gericiliğe karşı mücadelesiyle gerçekleştirebileceği bir durumdur.
Merkez ilçe başkanı olarak Karakaş CHP merkez ilçe örgütünü böyle bir perspektif ile yönlendirebilirse, ancak o zaman stratejik olarak doğru olan “Kürsü dokunulmazlığı hariç herkes için dokunulmazlıkları kaldıralım” hedefine ulaşmak için bir adım atılabilir.
Gün mücadele günüdür, gericiliğin saldırıları karşısında demokrasi, emek güçlerinin omuz omuza olma zamanıdır.
Bu sürecin dışında kalan bir CHP, sistemin temsilcileriyle aynı konuma düşer ki; onlar gibi gerçeklerden uzak, sadece laf ebeliği yapar…