Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Alanlardan gelen sesler

1474
Yaşamı durduran emekçiler, taleplerini meydanlarda haykırdılar. Daha iyi yaşam, daha iyi bir gelecek, insanca yaşam isteyen emekçilerin 23 Mayıs grevi önemli mesajlar verdi. Emekçilerin uygulanan ekonomi politikalara karşı tepkisi küçümsenmeyecek bir boyut kazanmıştır. Bu seslere kulaklarını kapayanların yarın dengeleri sarsılır.
 
Emekçiler,  haklarının mücadele ile kazanılacağı gerçeğini şimdi daha çok içselleştirmiş durumdalar.
Bunun içindir ki; bazı konfederasyonlar, bu bilinç karşısında daha fazla  direnemeyip, yelkenleri suya indirmiştir.
 
Çanakkale de 23 Mayıs grevi açısından iyi bir sınav vermiştir.
“İyi bir sınav” kriteri Çanakkale’nin özgün koşuları ile ilişkilendirilerek yapılmış bir tespittir.
 
Bizzat iş bırakarak meydanlara çıkan emekçilerin sayısı hiç de azımsanmayacak düzeydedir.
Bir yandan KESK, diğer yandan Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş konfederasyonlarına bağlı sendikaların emekçileri hükümetin zam politikasına karşı tepkilerini dile getirdiler.
 
Aynı zamanda mahcup da olsa, Memur-Sen, Eğitim Bir- Sen üyeleri de bu tepkiye ortak oldular.
Bir de bu mücadele birlik içersinde gerçekleşseydi; emekçiler tek bir vücut olarak taleplerini haykırsalardı tadından yanına varılmazdı.
 
Emek mücadelesinin başarısı için birlik ve dayanışma vazgeçilmez bir koşuldur.
Aynı işyerinde, iş bırakarak mücadeleyi tercih eden emekçilerin farklı alanlarda yer alarak ayrışmaları son tahlilde emekçilere bu koşulları reva görenlere yaramaktadır.
 
Birlikteliğin önündeki engeller nedeniyle hükümet,  dalga geçer gibi zam tekliflerini yapmadı mı zaten?
Hükümetin cesareti emekçilerin bu birliği sağlayamamasından kaynaklanmakta.
Hükümetin karşısına tek vücut olarak çıkacak emekçi örgütlerine böylesi bir teklifte bulunmak her babayiğidin harcı değil.
 
Emekçiler artık, mücadele içersinde dostunu düşmanını ayırarak birlik içersinde bir arada mücadele ile haklarını kazanmaktan başka alternatiflerinin olmadığını her geçen gün biraz daha iyi kavrıyor.
 
Her ne kadar bu birlikteliğin engellenmesi için çaba gösteren sınıfın mücadelesini içerden dağıtmaya çalışan Truva atları olsa da emekçiler ve örgütleri daha geniş bir birliktelik için çalışmak ve bunu gerçekleştirmek zorundadır.
 
Bunun gerçekleşmesi noktasındaki kavrayış önemlidir.
Çanakkale gibi emek mücadelesinin katılım anlamında olumsuzluklar yaşadığı yerlerde bu konudaki girişimler çok daha önem kazanmıştır.
Aynı işyerinde aynı koşullarda çalışıp, birlikte iş bırakan insanların farklı alanlarda toplanması kadar üzücü bir şey olmaz.
Hedefiniz emek güçlerinin mücadelesinin başarısı için seferber olmak ise birlik adına da gerekli adımları atmanız gerekecektir.
23 Mayıs İş bırakma eyleminin Çanakkale açısından en önemli yanı bu olmuştur.
 
Mücadeleyi ayrıştırmak hiçbir zaman emekçilerin menfaatlerine uygun değildir.
Bu gerçeğe bağlı olarak bu konuyu” şu şöyle yaptı, bu böyle yaptı” tartışmasının dışında mücadelenin ihtiyaçları bazında yaklaşanların gelişme sağlayacaklarına inanıyorum.
İlerleyen günlerde göreceğiz…
 
Tabiî ki  ısrar ile bu birliği engelleyenler çıkarsa; mücadele onları da ezip geçecektir.
23 Mayıs, tüm Türkiye’de kamu emekçilerinin ve onlara destek veren emek dostlarının geldiği nokta açısından olumludur.
Bundan böyle  emek mücadelesinin kazanımları bir bir yeni başarılar ile örülecektir.
Şunu da unutmayalım;”özgürlüğün en önemli düşmanı halinden memnun kölelerdir”